10 Mayıs 2014 Cumartesi günü, Pakistan Maliye Bakanı İshak Dar, IMF'nin Pakistan Misyon Şefi Jeffrey Franks ile birlikte bir basın toplantısı düzenledi ve 2014-15 bütçe çerçevesi üzerinde anlaşma sağlandığını duyurdu. Bu anlaşmaya göre 220 milyarlık [Rupi] ek vergiler konulacak, destek sübvansiyonları azaltılacak ve üç yıl içinde ithalat vergileri düşürülecektir.

Pakistan'da demokratik ve diktatör yöneticilerin bütçeleri, her zaman Batılı sömürgeci araç olan IMF tarafından onaylanmıştır. Buna rağmen bu hainler, hazırlanan bütçenin "yerli malı" olduğunu iddia ederek sürekli insanları aldatıyorlar. Kalabalık bir basın toplantısında IMF ile varılan anlaşmayı kamuoyuna duyuran Rahil-Navaz rejiminin Maliye Bakanı, 180 milyon kişilik nükleer devlet Pakistan'ın ekonomik işlerinde kesinlikle bağımsız olmadığını söyledi.

2014-15 bütçesi ile ilgili olarak IMF ile yapılan anlaşma, Pakistan'ın ekonomisini uluslararası sömürgeci kurumlara esir edecek, ulusal sanayi ve tarım daha da yok edilecektir. 220 milyarlık ek vergiler konulması, destek sübvansiyonlarının azaltılması, hammadde fiyatlarını, ulusal sanayi ve tarımın maliyetini önemli ölçüde artıracak demektir. Doğal olarak bu da pahalı üretime neden olacaktır. Üstelik ithalat vergilerinin düşürülmesi, yerli ürünlerin yabancı üreticilerin düşük maliyetli ithal malları ile rekabet yeteneğini azaltacaktır. Ve bu da daha çok ulusal sanayinin iflasına, tarım üretiminde büyük kayıplara ve işsizliğin kötüleşmesine neden olacaktır.

İşte bu, ithal bütçe konuşmasından bir kaç hafta önce yetenekli Maliye Bakanı tarafından sunulan Pakistan bütçesinin utanç verici gerçekliğidir. Ancak rejim, yaklaşan bütçenin yerli malı olduğunda ısrar edecek, ülkenin ve halkın çıkarları göz önünde bulundurularak yapıldığını iddia edecektir. Demokratik ve diktatör yöneticilerin amacı, Batılı efendilerinin, özellikle Amerika'nın çıkarlarını korumak, Pakistan sanayi ve tarımının harap olduğundan emin olmaktır. Ki böylece Pakistan asla bir ekonomik güç haline gelmesin ve her zaman Amerikan talimatlarına göre hareket etmek zorunda kalsın.

Demokrasi ve diktatörlük, Pakistan'ı karanlık ve dehlizlere yuvarladı. Pakistan'ın Kur'an ve Sünnetten çıkarılmış bir anayasaya ihtiyacı var. Çünkü İslami anayasa, Pakistan'ı gerçek potansiyeline yükseltecektir. Hilafet Devleti, kamu mülkiyetinden olan ve büyük gelir sağlayan petrol, gaz, maden ve elektrik gibi doğal kaynakların idare hakkını devlete veren İslami anayasayı uygulayacak, tarım sektöründen haraç alacak, makine, ağır sanayi üretimi, telekomünikasyon, alt yapı ve ulaşım gibi devlet mallarından da çok büyük gelirler elde edecek, yoksul üzerine asla herhangi bir vergi koymayacaktır. İslam'ın öngördüğü bu gelir kaynakları, o kadar çok gelir sağlayacak ki devletin dış krediye ihtiyacı olmayacaktır. Böylece Hilâfet, bu toprakları sömürgeci Batının finans kurumlarının diktelerinden kurtaracaktır. Bu çok yakındır İnşaAllah.

Şehzad Şeyh
حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Pakistan Vilâyeti
Resmi Sözcü Yardımcısı