Hizb-ut Tahrir / Pakistan Vilayeti, Karaçi havaalanına yapılan saldırıyı kınar ve Allah Subhânehu ve Teâlâ'ya kurbanları şehit mertebesine yükseltmesi için dua eder. Yakınlarına da sabrı cemil niyaz eder. 8 Haziran'ı 9 Haziran'a bağlayan Pazar günü sabaha doğru saldırganların, Karaçi havaalanına yaptıkları saldırı, Karaçi'deki Mehran Deniz Üssü ve Kamra Hava Üssü'ne yapılan acımasız saldırıları hatırlatıyor. Bir kez daha modern silahlar ile donanımlı saldırganlar, sanki bir okul bahçesine girer gibi ellerini kollarını sallayarak hassas bir bölgeye kolayca girip saldırı düzenliyorlar. Ne zaman Amerikan talimatıyla askeri operasyonlar başlasa, askeri operasyonlar lehine kamuoyu oluşturmak için aniden askeri ve sivil hedeflere yönelik acımasız ve ölümcül saldırıların başladığını artık insanlar biliyor. Ve bu tür saldırılar ile Pakistanlı Müslümanlar, "terörle savaşın" Amerikan Haçlı savaşı olmadığı, aksine bizim savaşımız olduğunu kabullenmeye zorlanıyorlar.

Bu saldırılar, Dışişleri Bakan Yardımcısının 9 Mayıs 2014 tarihinde Pakistan'a yaptığı ziyaret sırasında siyasi ve askeri liderlik içindeki hainlere operasyon talimatı vermesinin ardından geldi. Ardından operasyonlar lehine kamuoyu oluşturmak için Rahil-Navaz rejimi, Kuzey Veziristan kabilelerine on beş günlük ültimatom verdi. Kısa bir süre sonra da 4 Haziran günü Rawalpindi kentinde iki askeri subaya saldırı düzenlendi. Sonra bu saldırıyı, Karaçi havaalanına yapılan saldırı izledi. Bu saldırılar, silahlı kuvvetler ve kitleler içinde Kuzey Veziristan'a yönelik kamuoyu oluşturmak içindir. Bu saldırılardan tek istifade eden, Amerika ve onun Pakistan liderliği içindeki ajanlarıdır. Pakistan silahlı kuvvetlerini askeri operasyonlar yapmaya zorlamak için bu tür saldırıların arkasında Raymond Davis Çetesinin olduğunu çocuklar bile biliyor. Ayrıca Amerikalı personel, Ordu Genel Karargâhı ve diğer hassas yerler dâhil askeri tesislerde, zayıf noktalar hakkında bilgi toplamak amacıyla serbestçe gezindikleri sürece çok hassas bölgelere yapılan bu tür saldırılar devam edecektir. Bu tür saldırılar, Rahil-Navaz rejiminin ABD ile yaptığı şeytani ittifakın bir sonucudur. Şeytani saldırıları planlamak ve uygulanmasını denetlemek için Amerikalı teröristlere özgürlük veren, rejimdir. Bu yüzden Mehran Deniz Üssü ve Kamra Hava Üssü'ne yapılan saldırıların, şimdiye kadar yayınlanmayan araştırma bulgularını, insanların doğal olarak bilme hakları var. Bu saldırılar tekerrür ettiği halde neden böyle ölümcül saldırıların ardından gerekli önlemler alınmıyor? Ve neden hâlâ Amerikalı teröristler, ülke içinde serbestçe faaliyet yürütüyorlar? Güvenlik tarafından Karaçi havaalanında yakalanan silahlı bir FBI çalışanı, neden hemen sonra rejim tarafından serbest bırakılıyor?

Hizb-ut Tahrir, Pakistan silahlı kuvvetleri içindeki samimi subaylara soruyor; bu ülke halkı ve silahlı kuvvetlerinin Amerikan Haçlı seferi için yakıt olmalarını daha ne zamana kadar seyredecekler? Müşerref-Aziz ve Keyâni-Zerdari rejimleri gibi Rahil-Navaz rejimi de Amerikan çıkarlarını korumak için askeri personel ve sıradan sivil katliamının yegâne sorumlusudur. Bu utanç verici durum, sadece siyasi ve askeri liderlik içindeki hainleri ortadan kaldırmak ve Hilafeti kurmak için Hizb ut Tahrir'e nusret vermekle bertaraf edilebilir. Sonra Hilafet Devletinin İslami Anayasasına göre hareket eden Müslümanların Halifesi, düşman devletlerinin tüm askeri, diplomatik ve istihbarat personelini kovacak ve bu İslami toprakları zehirli ve pis varlıklardan temizleyecektir.