ABD direktifleriyle Rahil-Navaz rejimi, "Ulusal Eylem Planı" açıkladı. Bu plan, rejiminin iddia ettiği gibi düzen ve durumu iyileştirmek ve istikrarsızlığı ortadan kaldırmak için değildir. Aksine aslında Afganistan'da ABD işgaline karşı cihat eden savaşçıları ve cihat kavramını ortadan kaldırmak içindir. Evet, rejim, Ulusal Eylem Planı'nın sivil ve askeri personeli öldüren, askeri ve sivil yerleşim alanlarına saldırı düzenleyenlere karşı olduğunu iddia ediyor. Ancak rejimin "iyi ve kötü Taliban arasında hiçbir ayrım yok " duruşu, ABD'ye karşı cihat eden asil mücahitleri ortadan kaldırmak için kötü Taliban'ı bir paravan olarak kullanmaktadır. Bu nedenle Rahil-Navaz rejimi, ABD'nin komutlarını yerine getirerek Afganistan'da ABD işgaline karşı savaşan "İyi Taliban'ı" ortadan kaldırmak için iyi Taliban ile "kötü Taliban'ı" aynı kategori altına koydu.

Rahil-Navaz rejimi ve Washington'daki efendileri, onca yalan kampanya ve patlamalara rağmen Pakistan halkı ve silahlı kuvvetlerinin cihat kavramı ve Afgan cihadını desteklemekten asla vazgeçmediklerini çok iyi biliyorlar. Ulusal Eylem Planı, Pakistan halkı ve silahlı kuvvetlerden geçerli not almadı. Aslında sahada güçlü bir inkâr söz konusudur. Bu yüzden Ulusal Eylem Planı'nı uygulamak için hainler, askeri mahkemeler kurarak askeri güce başvuruyorlar. Hükümet politikalarını uygulamak için herhangi bir hükümetin askeri güce başvurması, açıkça hükümetin insanları ikna etme konusunda başarısız olduğunu gösterir. Hatta 8 ve 212 maddelerine yeni değişiklikler ekleyerek anayasanın temel maddeleri bile değiştirilecektir. Bu da bu yeni planın Pakistan'ı önceki yönden farklı bir yöne doğru götürdüğünü gösterir. Ve böyle yaparak onlar, kendilerine demokrasinin de diktatörlük gibi olduğunu, yöneticilerin kaprislere göre temel insan haklarını bile ihlal edebileceklerini kanıtladılar.

Siyasi ve askeri liderlik içindeki hainlerin yardımı ve onların on üç yıl süren çabaları sayesinde bile Amerika, Pakistan halkının kalp ve zihinlerini kazanamadı. Hainler, ABD'nin İslam'a karşı yürüttüğü Haçlı seferinin onların savaş olduğuna insanları ikna edemediler. Çünkü Müslümanlar, cihadın İslam'ın zirvesi olduğunu çok iyi biliyorlar. Cihadı terk etmek, hem bu dünyada hem de ahirette zillet ve felaketi beraberinde getirecektir. Bu yüzden ABD, siyasi ve askeri liderlik içindeki hainlerin yardımı ile Pakistan toplumunu cihat kavramı terk etmeye ve laik küfür ideolojisini kucaklamaya zorlamak için askeri güç kullanmak zorunda kaldı.

Hizb-ut Tahrir, Pakistan halkını, ordu içindeki samimi subayları ve bu asil ümmetin liderleri olduklarını iddia edenleri bu "Ulusal Eylem Planı'nı" reddetmeye çağırıyor. Çünkü o, Allah'a, Rasûlü'ne ve İslam ümmetine karşı bir ihanettir. Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu:

أَنَّهُ قَالَ إِنَّهُ يُسْتَعْمَلُ عَلَيْكُمْ أُمَرَاءُ فَتَعْرِفُونَ وَتُنْكِرُونَ فَمَنْ كَرِهَ فَقَدْ بَرِئَ وَمَنْ أَنْكَرَ فَقَدْ سَلِمَ وَلَكِنْ مَنْ رَضِيَ وَتَابَعَ "Başınıza bazı söz ve davranışlarını iyi ve bazılarını da kötü bulduğunuz yöneticiler gelecektir. Kim kötü görüp berî olursa kurtulur. Kim inkâr eder tanımazsa selamet içerisindedir. Fakat kim de rıza gösterir ve tabi olursa...(helak olur)" ^[Müslim]