Amerika'nın talimatına binaen Rahil-Navaz rejimi, Amerikan güçlerine karşı yürütülen cihadı terör olarak ilan etti. Pakistan İçişleri Bakanı Choudary Nisar Ali Han, Londra'yı ziyareti sırasında bir açıklama yaptı ve ABD Başkanı Obama'nın Oval Ofis'ten yaptığı açıklamayı övdü. Nisar, "Biz terörizme karşı uluslararası işbirliğini güçlendirmek için Başkan Obama'nın mesajının ardından safları sıklaştırmamız gerekiyor" dedi. Konuşmasının devamında Nisar, "11 Eylül olayları öncesinde terör ve intihar saldırıları yoktu." diye konuştu.

Amerika, 11 Eylül olaylarını bir bahane olarak kullandı ve tüm dünyada İslam'a ve Müslümanlara karşı açık bir savaş başlattı. Çünkü komünizmin yıkılışından sonra kapitalizmi kökünden sökebilecek yegâne gerçek ideoloji İslam'dı. ABD eski Başkanı baba George Bush'un bu savaşı haçlı seferi olarak nitelemesi bunun yeterli kanıtıdır. Amerikan dış politikasının gerçek hedefi, İslam ve Müslümanlardır. Bilindiği gibi bu savaşta yalnızca Müslüman ülkeleri saldırıya uğradı. Haçlı kavramı Müslüman kitleler arasında öfke ve kızgınlık oluşturdu. Bu yüzden Amerika, "Terör" kavramını kullanmak zorunda kaldı.

Amerika, bu savaş için herhangi bir nedeninin olmadığını biliyor. Bu nedenle Amerika, Müslümanların kendisine karşı ayaklanmalarını ve Müslüman toprakların işgaline karşı direnenleri terörizm olarak niteledi. İslam'a ve Müslümanlara karşı savaş yürütmek için de "terörizmle" mücadele kisvesini bir bahane olarak kullandı. İslam'a göre ABD Haçlı güçlerine karşı yürütülen mücadele cihattır. Bu gerçeği bildiği için ABD, siyasi inisiyatif aldı ve Müslümanların ayaklanmalarını terörizm olarak nitelemek için uluslararası konferanslar başlattı. Müslümanları İslam'ı ve cihadı terk etmeye zorladı. Bu girişim Washington'da 19 Şubat'ta bir Uluslararası Toplantı ile sonuçlandı. "Aşırılıkla mücadele" başlığı altında düzenlenen konferansa altmış ülke katıldı. Amacını gerçekleştirmek için ABD, Müslümanların ajan yöneticilerine Washington konferansını takiben konferanslar düzenlemelerini emretti. Bu konferans silsilesinin ilki de 22 Şubat'ta Mekke'de "İslam ve Terörizmle Mücadele" başlığı altında yapıldı.

Rahil-Navaz rejimi, Washington'daki efendilerinin talimatları üzerine cihadı terörizm olarak ilan etti. Bu yüzden o andan itibaren yöneticiler, iyi ya da kötü Taliban arasında hiçbir ayrım yapılmayacağını dillendirmeye başladılar. Bu politik açıklamaya göre rejim, aslında Amerikan Eylem Planı olan Ulusal Eylem Planı'nı yürürlüğe koydu. Bu plan çerçevesinde son iki aydır neredeyse yirmi bin kişi, hükümet tarafından tutuklandı. Bunların sadece yaklaşık altı yüzü "terörist" olarak ilan edildi.

Hizb-ut Tahrir, bu hain yöneticilere ümmetin cihat yapanlar ile istismar edenler ve masum insanları öldüren suçlular arasını ayırt edebileceğini hatırlatıyor. Yöneticilerin cihadı "terörizm" olarak ilan etme çabaları, hem bu dünyada hem de ahirette onları hüsrana uğratacaktır. Kâfir güçlerine karşı cihat, Kıyamet gününe kadar Allah'ın izniyle devam edecektir. Bu ümmet İslam ve İslam'ın zirvesi cihadı asla terk etmeyecektir.

وَقَاتِلُوهُمْ حَتَّىٰ لاَ تَكُونَ فِتْنَةٌ وَيَكُونَ ٱلدِّينُ للَّهِ

"Fitne kalmayıncaya ve din Allah'ın oluncaya kadar onlarla savaşın." ^{[Bakara 193]}