حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Pakistan Vilâyeti
Medya Bürosu
No: PKu2013BAu20132015u2013RSYu2013TRu201309 |
H. 25 Cumâde’l Ûlâ 1436 M. Pazartesi, 16 Mart 2015 |
Basın Açıklaması Lahor'da Kilise Patlamaları Gayrimüslimlerin Can ve Onurları, Mallarını Sadece Hilafet Koruyabilir
15 Mart 2015 Pazar günü Lahor'da iki kiliseye saldırı düzenlendi ve bu saldırı sonucunda on beş kişi öldü. Hizb-ut Tahrir, bu saldırıları şiddetle kınar ve ölenlerin yakınlarının acılarını paylaşır.
Son birkaç yıldır Gayrimüslimler, özellikle Hristiyanlar ve onların kiliseleri çeşitli vesilelerle saldırılara maruz kaldı. Bu tür saldırıların ardından hükümet, sadece kınama açıklamaları yayınladı, kurbanların yakınlarına bazı maddi yardımlar sundu ve her zaman ki gibi sanki hiç bir şey olmamış gibi işine devam etti. Pakistan'da yaşayan azınlıklara yapılan saldırı, ender yerel bir fenomen değildir. Bu tür saldırılar, süper güç Amerika önderliğinde dünyanın en "büyük demokrasi" ülkesi Hindistan dâhil tüm dünyada rutin hale gelmiştir. Hindistan'da Müslümanlar, Hristiyanlar ve mabetlere yönelik sürekli saldırılar oluyor. Son zamanlarda Avrupa ve Amerika'da da Müslümanlara ve camilere yönelik saldırılar olmaya başladı.
Demokrasi, kendi egemenliği altında yaşayan azınlıkların güvenliğini asla sağlayamaz. Çünkü demokrasi, çoğunluk ve toplumun güçlü kesimlerini korumak için dizayn edilmiştir. Pakistan'da bu konu çok daha karmaşıktır. Zira Amerika'nın sözde teröre karşı savaşı Pakistan'ı da içermektedir. Hem Müslümanlar hem de Gayrimüslimlerin mabetleri ABD'nin bu savaşının aslında teröre karşı bir savaş olduğunu kanıtlamak için hedef alınmıştır. Her zaman bu tür şüpheli saldırıların ardından İslami isimleri olan bazı karanlık örgütler saldırıların sorumluluğu üstlenmiştir. Ama üstlendikleri ise tamamen İslam'a zıttır. Böyle şüpheli karanlık saldırılar, sadece ABD'nin çıkarlarına ve onun İslam dünyasına dayatılan ajanlarına hizmet eder. Ajanlar bu olayları, ya Müslümanlar topraklarda Amerikan işgal güçlerine karşı savaşanların, ya da İslam dünyasında İslam'ın uygulanması için siyasi ve fikri mücadele yapanların peşinden gitmek için bir bahane olarak kullanıyor. İslam'dan başka hiçbir din, kendisine inanmayanların yaşamını ve onurunu korumak için sıkı emirler getirmemiştir. Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu:
أَلا مَنْ قَتَلَ نَفْسًا مُعَاهِدًا لَهُ ذِمَّةُ اللَّهِ وَذِمَّةُ رَسُولِهِ فَقَدْ أَخْفَرَ بِذِمَّةِ اللَّهِ، فَلا يُرَحْ رَائِحَةَ الْجَنَّةِ، وَإِنَّ رِيحَهَا لَيُوجَدُ مِنْ مَسِيرَةِ سَبْعِينَ خَرِيفًا
"Dikkat edin, kim Allah ve Rasûlü'nün zimmeti olan anlaşmalı bir cana kıyarsa, Allah'ın zimmetine ihanet etmiştir ve cennetin kokusunu asla tadamaz. Oysa cennetin kokusu yetmiş yıllık mesafeden hissedilir."
Hizb-ut Tahrir, yaklaşan Hilafet Devletinin Anayasa Taslağı'nın 6. Maddesinde şöyle demektedir: "Devlet, iktidar, yargı, yönetim veya benzeri işler açısından tüm bireyler arasında ayrımcılığı yasaklar. Aksine ırk, din, renk ya da başka bir şeye bakmaksızın her bireye eşit muamelede bulunur." Dolayısıyla sadece Hilafet Devleti, Gayrimüslimlerin kendi inançlarına göre yaşamalarını ve ibadet etmelerini güvence altına alır, onların can, mal ve namuslarını korur. Tıpkı geçmişte Hilafet Devletinin gölgesi altında yaşadıkları gibi. Onlar kendi devletlerinin zulmünden kaçtıklarında ve İslami Hilafet Devletine sığındıklarında Hilafet, onların her şeyini korumuştur.
حزب التحرير Hizb-ut Tahrir Pakistan Vilâyeti Medya Bürosu |
Adres Bilgileri ve Web Sitesi P.O. Box 1924, Lahore / Pakistan Telefon: +(92) 345–428–7323 / +(92) 333–561–3813 https://bit.ly/3hNz70q |
Fax: +(92) 21–520–6479 E-Mail: spokesman@hizb-ut-tahrir.com.pk |