Hizb-ut Tahrir / Pakistan Vilayeti, Hizb-ut Tahrir/ Pakistan Vilayeti Resmi Sözcüsü Naveed Butt’un kaçırılmasının dördüncü yıldönümü vesilesiyle ülke çapında istihbarat teşkilatının önünde protestolar düzenledi. Göstericiler, “Hakkın sesi, din davetçisi, Hilafet savunucusu Naveed Butt’a özgürlük”ve “Zorba hükümdarın karşısında hakkın öncüsü Naveed Butt’a özgürlük”yazılı pankart ve dövizler açtılar.

Dört yıl önce bu gün Naveed Butt, çocuklarını okuldan aldıktan sonra evine dönerken Lahor’da istihbarat teşkilatı tarafından kaçırıldı. Keyâni-Zerdari ve Rahil-Navaz rejimi, Naveed Butt’un tutuklanmasını kabullenmedikleri gibi yargı karşısına da çıkarmadılar. Gerçekten de Naveed Butt, Pakistan’da İslam ve Hilafet savunucuları arasında en güçlü ve en etkili olanıdır. Dört yıldır yasadışı bir şekilde tutuklu olup serbest bırakılmaması, imanının yok edilemediğinin ya da zayıflatılamadığının kanıtıdır.

Allah Subhânehu ve Teâlâ, dindar insanları imtihana tabı tutar. Baskıcı yöneticiler karşısında kararlılıklarını ölçer. Hakkın daveti uğrunda zorluklara katlanıp katlanamayacaklarını dener. Umutlarını kırıcı olaylarla karşı karşıya getirir. Bu imtihan ve denemeler ancak akıl sahibi kişiler tarafından idrak edilir. Ahmak yöneticilere gelince, güç ve kuvvetlerine aldanıyorlar. Bu dünyada Firavun’un zillet yolunu izliyorlar. Ahirette ise çetin bir azap vardır. Bu nedenle Hizb-ut Tahrir, Rahil-Navaz rejimini zillet alametlerinden sakındırıyor ve Naveed Butt’un derhal serbest bırakılmasını talep ediyor. Aksi takdirde Allah Subhânehu ve Teâlâ, öcünü alacaktır, O’nun intikam çok şiddetli olur.

وَلاَ تَحْسَبَنَّ ٱللَّهَ غَافِلاً عَمَّا يَعْمَلُ ٱلظَّالِمُونَ إِنَّمَا يُؤَخِّرُهُمْ لِيَوْمٍ تَشْخَصُ فِيهِ ٱلأَبْصَارُ مُهْطِعِينَ مُقْنِعِى رُءُوسِهِمْ لاَ يَرْتَدُّ إِلَيْهِمْ طَرْفُهُمْ وَأَفْئِدَتُهُمْ هَوَآء  “Sakın Allah’ı, zalimlerin yaptıklarından habersiz sanma; gözlerin dışarı fırlayacağı bir güne kadar onları ertelemektedir.” O gün başları kalkmış, gözleri kendilerine dönemeyecek şekilde sabit kalmış, gönülleri bomboş halde koşup duracaklardır.” ^{[İbrahim 42-43]}