Çarşamba günü Dışişleri Bakanlığı Ofisi, Pakistan’ı sert bir dille eleştiren Trump-Modi ortak bildirisine ilişkin güçsüz, cılız ve bağnaz bir açıklama yayınladı. Açıklama, yıllardır sömürge ve Batı esinli dış politika doktrinine dayalı dış siyaset benimseyen Pakistan yönetici elitin kölelik zihniyetini yansıtmaktadır. Pakistan’ın askeri ve yönetici eliti, dış politika yürütmek için uluslararası arenada büyük güçlerinden biri ile ittifak kurmak gerektiğine inanıyor. İngiliz sömürge yönetiminin kalıntısı olan Pakistan yönetici eliti, askeri ve ekonomik açıdan yeni bir devlet inşa etmek ve dış ilişkiler yürütmek için yabancı yardım ve desteği vazgeçilmez olarak görmektedir. Askeri ve sivil yönetici elitin bu kölelik zihniyeti, halkımızın potansiyeline kuşkulu yaklaşmaktadır. Bunun için kişisel çıkarlarını korumanın yollarını aramaktadır. Batı kültürünü takdis ettiği için de İslam’ın net çözüm ve güçlü potansiyelini görmezden gelmektedir. Bu da aşağılanmaya ve uluslararası arenada Pakistan Müslümanlarının çıkarlarını korumada başarısızlığa yol açmıştır.

Keşmir sorunu bunun en güzel örneğidir. Dışişleri Bakanlığı Ofisi, Pakistan ve Keşmir Müslümanlarına karşı Hindistan’ı destekleyen ABD ile ittifakın sona erdirildiğini açıklamak yerine, ABD’nin Hindistan’ı desteklemesinin bölgede ABD yararına olmadığını hatırlattı. Şöyle dedi: “Ortak bildiri, stratejik istikrar ve Güney Asya bölgesinde kalıcı barış hedefine ulaşmak konusunda kesinlikle yararsızdır.” Hindistan’ı dizginlemesi için adeta ABD’ye yalvaran Dışişleri Bakanlığı Ofisi, Pakistan ile normalleşme sürecine yeniden başlanılması için bir çağrıda bulundu. Normalleşme süreci Hindistan’ın bölgesel hegemonyasını güçlendirecektir. Ofisten yapılan açıklamada şöyle denildi: “Bölgede barış karşıtı politikaları değiştirmek” Hindistan için kaçırılmış bir fırsattır. Hindistan, Keşmir’de kalıcı insan hakları ihlallerini ve dini azınlıklara yapılan devlet destekli zulmü sona erdirmelidir.”Rejimin Keşmir’e ilişkin zayıf duruşuna karşı Pakistan Müslümanlarının öfkesinden korkan rejimin İçişleri Bakanlığı, bir açıklama yayınladı. Açıklamada ABD’yi ahlak yoksunu olarak suçladı. Şunları söyledi: “Öyle görünüyor ki ABD, Modi’nın son Beyaz Saray ziyaretinin ardından Keşmirlilerin kanını umursamıyor. İnsan hakları ile ilgili uluslararası hukuk, Keşmir için geçerli değil.”

Soruyoruz, bu, Keşmir’i kurtarmak ve vadi Müslümanlarının sefaletini sona erdirmek için rejimin izlediği bir strateji midir? Rejim, nasıl ahlak vaizi kesilebilir? ABD çıkarlarının sözlü tercümanlığını yapabilir? Hindistan’a karşı Pakistan’ı desteklemesinin bölgede ABD yararına olacağını ifade edebilir? Hindistan’a askeri teknoloji transfer ederek güçlendirmemesi için ABD’ye yalvarabilir? Ya da Müslümanların çıkarlarını korumak için sömürge kurumlarını müdahaleye çağırabilir? Soruyoruz, bu yönetici elit arasında hiç aklı başında biri yok mu? Ya da daha doğrusunu söylemek gerekirse, bu yönetici elit Batının belirlediği çerçeve dışına çıkamayan siyasi ve entelektüel ajanlarından mı oluşuyor?

Ey Pakistan silahlı kuvvetlerinin samimi subayları! Ey kardeşlerim!

Keşmir, bizim şahdamarımız, Hint devleti de ezeli düşmanımızdır. Amerika da küfrün başı, İslam ve Müslümanların düşmanıdır. İşte bunlar da bizim yöneticilerimiz ve yukarıda belirtilenler de onların genel tutumlarıdır. Şahdamarımız, ABD Haçlıları ve içinizdeki işbirlikçi ajan liderlik yardımıyla Hint müşriklerinin elindedir. Aranızda bu durumdan mutlu olanlar var mı? Hiç kimsenin mutlu olmadığını biliyoruz! Mevcut durum için öfke ve hayal kırıklığı yeterli değil. Siz güç ve kuvvet ehlisiniz. Onur ve prestij sahibi kişilersiniz. Dünyanın gördüğü en büyük askeri savaşçılar soyundan geliyorsunuz! Halit b. Velid, Selahaddin Eyyubi, Muhammed b. Kasım, Sultan Fatih ve benzerleri gibi. Siz onların kahramanlıklarını ve tarih yazdıklarını biliyorsunuz. Onlar, Allah’ın yardım ve desteğiyle tarihin akışını değiştirmişlerdir. Tarihte onlarla birlikte anılmak için siz de böyle bir fırsata sahipsiniz. Tek yapmanız gereken şey, onların cesaret ve kararlılığını kopyalamaktır. Haydi, hemen harekete geçin. Bir adım öne çıkın ve ikinci Raşidi Hilafetin kurulması için Hizb-ut Tahrir’e nusret verin. Hizb-ut Tahrir, size Batı esinli yönetim ve yıkıcı dış politika doktrinleri dışında İslam’dan çıkarılmış tertemiz saf bir alternatif sunuyor. Sizi kendi işlerinizin efendisi yapacak ve bölgeyi yeniden şekillendirmek için sizi özgür bırakacak bir vizyon sunuyor. Gururla dünyanın efendileri olarak hatırladığınız seleflerinizin zaferlerini vaat ediyor.

Ey kardeşlerim!

Bir adım öne çıkın ve Müslümanlara yapılan tüm saldırılara kelimelerle değil aksiyonlarla yanıt verecek, Keşmir’i kurtarmak ve büyük Hindistan’ı ona ilhak etmek için size önderlik edecek bir Emire biat edin.

Ey kardeşlerim!

Bu dünyada ve ahirette sizi bekleyen mükâfat ve onura nail olmak için haydi ileri atılın.

يٰأَيُّهَا ٱلَّذِينَ آمَنُواْ ٱسْتَجِيبُواْ لِلَّهِ وَلِلرَّسُولِ إِذَا دَعَاكُم لِمَا يُحْيِيكُمْ  “Ey iman edenler! Size hayat verecek şeylere sizi çağırdığı zaman, Allah’ın ve Rasûlü’nün çağrısına uyun.” ^{[Enfal 24]}