Tataristan Müslümanları Dini İdaresi, 8 Mayıs 2015’de, Cumhuriyet topraklarında Tataristan Müslümanları Dini İdaresi Âlimler Konseyi tarafından basın ve yayını istenmeyen kitaplar listesi yayınladı. Liste, 16 saygın âlim ve düşünürün isimlerinden oluşuyor. Bu âlimler arasında Şeyh Takiyüddin en-Nebhani, Abdül Kadim Zellum, Ata Ebu Raşta, Nasiruddin el-Albani, Abdurrahman es-Saadi, Hasan el-Benna, Seyyid Kutub ve diğer âlimlerin adları geçmektedir. Dini İdaresi tarafından alınan bu karar bir nüshası, listede ismi geçen kişilerin kitaplarının dağıtımının yasak olduğunu bildirmek adına cami imamlarına gönderildi. “İstenmeyen“ kitaplar listesinin bir nüshası da İçişleri Bakanlığı ve Cumhuriyet Savcılığı’na gönderildi.

Rusya Adalet Bakanlığı, uzun zamandır İslami yasaklı kitaplar listesi yayınlamaktadır. Bu durum, Rusya’daki davet taşıyıcılar nezdinde pek de yadırganmadı. Yıllardır yasaklı İslami kitaplar meselesi, sadece Müslümanlar tarafından değil, aynı zamanda avukatlar, uzmanlar ve insan hakları savunucuları tarafından da tartışma konusudur. Onlar bu durumu, yasaya aykırı, haksız ve yersiz buluyorlar. Ancak şu ana kadar bu yasaklı İslami kitaplar konusunda hep güvenlik teşkilatının sofrasından beslenen uzmanların görüşlerine başvuruldu. Bugün ise bu yasak, Müslümanların Dini İdaresi’nin temsilcilerinin eliyle alınmıştır. Kararın alınış biçimi biraz çarpıktır. Zira basım ve dağıtımı istenmeyen ifadesi geçmektedir. Ancak yine de karar, içerik olarak hükümet tarafından uygulanan baskının bir parçasıdır. Hükümet, Rusya’da İslam anlayışının kendi bakış açısı ile örtüşmesini istiyor.

Ne olursa olsun hiçbir karar, ister Tataristan’da geleneksel İslam’a daveti teşvik etmek olsun ister istenmeyen âlimler listesini onaylamak olsun Tataristan Müslümanları Dini İdaresi için haklı bir gerekçe olamaz. Kuşkusuz kitapları yasaklamak, şeri fıkhî konularda ihtilafı caiz gören Şeriata aykırıdır. Aksine ihtilaf, Allah’ın bir rahmeti ve ümmetin kalkınma faktörlerinden bir faktördür. Müslümanlar arasındaki ihtilafı ortadan kaldırmanın tek yolu, şeri delillere dayalı tartışma ve münazaradır. İhtilafı ortadan kaldırmak, hiçbir şekilde yasaklamakla ya da farklı düşünen kişinin görüşünü yasaklayanları desteklemekle olmaz. Raşidi Halifeler zamanından beri İslam ümmetinin tarihi boyunca bu sorun böyle halledilmiştir.

Hem Tataristan Müslümanları Dini İdaresi tarafından atılan böyle plansız adımlara yönelik tedirginliğimizi dile getiriyor, hem de saygın âlimlere ve ümmetin kültür mirasına yönelik saldırıların bir an önce durdurmasını istiyoruz. Çünkü Tataristan camileri, yukarıda Tataristan Müslümanları Dini İdaresi Âlimler Konseyi listesinde ismi geçen yazarların sempatizanları ile doludur. Siz hükümet ve güvenlik güçlerinin peşinden gitmekle müminlere ihanet ediyorsunuz. Bunun yerine onların tarafında durarak hakka çağrıda onlarla birlikte çalışmalısınız. Hükümetin sistematik İslam düşmanlığı politikasının karşısında onları korumalısınız.

Açıktır ki İslam sahasında çalışıp da Rus hükümetini hoşnut edenler, Şeriata muhalefet etmeye hazır oldukları sürece onların ortak ve işbirlikçileridir. Rasûl SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu:

إن أناساً من أمتي يستفقهون في الدين ويقرأون القرآن ويقولون: نأتي الأمراء فنصيب من دنياهم، ونعتزلهم بديننا. ولا يكون ذلك، كما لا يجتبى من القتاد إلا الشوك، كذلك لا يجتبى من قربهم إلا الخطايا“Benim ümmetimden bazı insanlar dini ilimleri öğrenecek ve Kur’an okuyacaklar ve şöyle diyecekler: “Biz yöneticilerin yanına gidiyor ve onların vermiş oldukları dünyalıklardan faydalanıyoruz. Fakat dinimiz hususunda onlardan uzak duruyoruz.” Hâlbuki durum hiç de böyle değildir. Katad ağacından dikenden başka bir şey toplanamayacağı gibi, yöneticilere yakınlıktan da hatadan başka bir şey elde edilemez.” ^{[İbn Mace]}