Başkent Hartum’daki ulaşım krizi son bir kaç gündür dayanılmaz bir hal aldı. Erkek, kadın ve çocukla aşırı dolu toplu taşıma araçları, büyük duraklarda durmayınca, insanlar evlerine ya yürümek ya da absürt fiyatlarla taksi tutmak zorunda kalıyorlar. Bu krizin iki ana nedeni var:

Birincisi: Sudan’da ulaşım sektörü, devletin ruhsat ve sigorta adıyla araç sahiplerinden aldığı ağır vergiler ve trafik polisinin günlük haraçları nedeniyle cazip değil, itici bir hal almıştır. Kaldı ki devletin akaryakıt sınırlaması var. Akaryakıt vergilerinden hariç akaryakıt değişim karnesi alımı sırasında da vergi almaktadır. Bütün bunlar işletme maliyetini artırmaktadır. Artı yollar da bozuk... Yüksek maliyet yüzünden ulaşım sektöründe iş bırakan çok sayıda insan, arabalarını şirketlere, özel okullara veya başka işletmelere kiralık olarak vermektedir.

İkincisi: Devlet erkânında vatandaşlarına karşı sorumluluk ve hizmet aşkı olmadığı için çözüm arayışına girme gibi bir dertleri de yok. Eğer böyle olmuş olsaydı, örneğin insanların taşımacılığı için devlete ait tüm otobüs ve toplu taşıma araçlarını seferber ederdi. Ancak devlet, bu sorunu çözemeyecek kadar zavallı ve çaresizdir. Hartum valisi Abdürrahim Muhammed Hüseyin, 14 Mayıs 2017 Pazar günü Hartum Polis Kulübü’nde düzenlenen Ulaşım ve İletişim Forumunda yaptığı konuşmada, “Benim gibi insanlar da kelleşti. Dar bütçeleri yüzünden kelliklerine çare bulamıyorlar. Siz de benim gibi kelleşseydiniz, kelliğinize çare bulamazdınız.”dedi. Şüphesiz ki birisi çaresiz olduğunu söylüyorsa, derhal istifa etmelidir ki insanlar samimi ve yetenekli bir liderliğin ardında sorunlarına çözüm arasınlar.

Yöneticinin en büyük görevi, insanları gözetmesi ve sorunlarını çözmek için gayret etmesidir. İslam, insanlara zorluk çıkaran ve baskı yapan yöneticileri uyardı... İmam Müslim’in, Ayşe annemizden rivayet ettiğine göre Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu:

اللَّهُمَّ مَنْ وَلِيَ مِنْ أَمْرِ أُمَّتِي شَيْئًا فَشَقَّ عَلَيْهِمْ فَاشْقُقْ عَلَيْهِ وَمَنْ وَلِيَ مِنْ أَمْرِ أُمَّتِي شَيْئًا فَرَفَقَ بِهِمْ فَارْفُقْ بِهِ“Allahım! Kim ümmetimin herhangi bir işini üstlenir de onlara zorluk çıkarırsa, sen de ona zorluk çıkar. Her kim de ümmetimin herhangi bir işini üstlenir de onlara yumuşak davranırsa, sen de ona yumuşak davran”^{[Müslim, Ahmed, Beyhaki]}

Ömer ibn el-Hattab’dan rivayet edilen şu muhteşem söz de bu dediğimizi teyit etmektedir: “Irak’ta bir köprü üzerinde bir keçinin ayağı kırılsa, yolu niye düzeltmedin diye Allah’ın benden hesap sormasından korkarım”

Hizb-ut Tahrir / Sudan Vilayeti olarak biz diyoruz ki, bu buhrandan tek kurtuluş çaresi, insanların sorunlarının çözümünü en öncelikli meseleler olarak gören Nübüvvet metodu üzere Raşidi Hilafet Devletini kurmaktır. Hilafet Devletinde Halife, insanların sorunlarını çözebilir. İlk o acıkır, en son o doyar. Onurlu Sudan halkı, sorunlarını İslâm’la çözmek için, her şeyden öte yüce Şeriatı uygulayarak Allah’ın rızasını elde etmek için büyük Hilafet projesine destek olmalı ve yardım etmelidir. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu:

يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُواْ اسْتَجِيبُواْ لِلّهِ وَلِلرَّسُولِ إِذَا دَعَاكُم لِمَا يُحْيِيكُمْ“Ey iman edenler! Size hayat verecek şeylere sizi çağırdığı zaman, Allah ve Rasûlü’ne icabet edin.” ^{[Enfal 24]}