Chikungunya Ateşi ya da yerel halkın ifadesiyle Kangshi Hastalığı olarak adlandırılan garip ölümcül bir ateş Kassala ilini vurdu. Her zamanki gibi yetkililer, başlangıçta bu ölümcül hastalığın varlığını örtbas ettiler. Ancak internet ve medyada aktivistler, hastalığı dillendirince, hükümet hastalığın varlığını kabul etmek zorunda kaldı. Hastalığın yayılması ile ilgili trajik rakamlardan söz ediliyor. 22 Eylül 2018 Cumartesi günü El-Ahbar gazetesine göre “Vatandaşlar, hükümetin Chikungunya Ateşi’yle ilgili iddialarını yalanladı. Vatandaşlara göre Kassala’da 4 binden fazla kişi Chikungunya Ateşi’ne yakalandı, 110 ölü var. Ölü sayısı giderek artıyor...”23 Eylül 2018 Pazar günü El Ceride gazetesinin “Chikungunya Ateşi’ne yakalananlar artıyor”başlıklı haberinde, “Kassala eyalet hükümeti, dün hamile bir kadının hayatını kaybetmesinin ardından Chikungunya Ateşi nedeniyle 10’dan fazla ölüm vakasına rastlandığını, hastalığa yakalananların sayısının da 9300’e ulaştığını itiraf etti. Resmi olmayan istatistiklerde, ölü sayısının 78-116 arasında olduğu tahmin ediliyor.”

İnsanlar, hükümetin vurdumduymazlığından şikâyetçi. Bazılarına göre ise hükümetin aldırmazlığının kasıtlı olduğu yönünde. Pazar günü El Ceride gazetesine konuşan milletvekili Faysal Yasin, “İl yönetimi, üzerine düşeni yapmadı. Hastalığın yayılmasına neden olan sivrisinekleri yok etmek için Halfa uçaklarından yardım alarak ilaç serpebilirdi...” dedi. İl valisini kümes hayvanları yatırımcılarının çıkarlarını korumaya çalışmakla suçlayan Faysal, “Bu yüzden sprey uçaklarının kullanımının yasaklandığını söyledi...” İl yönetimine göre insan hayatı mı yoksa yatırımcıların çıkarı mı daha önemli diye de sordu.”

Hükümetin bu kasıtlı ihmali, halkın ıstırabı karşısında vurdumduymazlığı, medyanın hatta uydu kanallarının aktardığı acı verici vakayı ısrarla yalanması malumun ilanı kabilindendir. Müslüman ülkelerdeki hükümetler, İslam temeline dayalı olmadığı için insanların işlerini güdemeyecek kadar acizler.

İnsanların işlerini güden, sağlıklarını, eğitimlerini ve yaşamlarını önemseyen tek devlet, Nübüvvet metodu üzere Raşidi Hilafettir. Hilafet, bu gibi durumda hastalıklı bölgeyi karantinaya alacak, hastalıkları yok etmek ve hastaları iyileştirmek için uzman ve doktorlardan oluşan bir heyet gönderecektir. Çünkü Hilafet Devleti, yöneticilere tebaanın işlerini gütmeyi farz kılan İslami hükümlere bağlıdır. Peygamber SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu:

الْإِمَامُ رَاعٍ وَهُوَ مَسْئُولٌ عَنْ رَعِيَّتِهِ“İman çobandır ve güttüklerinden sorumludur.”

Vurdumduymazlığı, tebaadan gerçeklerin gizlenmesini, tebaanın aldatılmasını, kandırılmasını yöneticilere haram kılar. Tebaanın aldatılmasını elim bir azabı gerektiren bir suç olarak kabul eder. Ma’kel’den rivayet edildiğine göre Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu:

مَا مِنْ وَالٍ يَلِي رَعِيَّةً مِنْ الْمُسْلِمِينَ فَيَمُوتُ وَهُوَ غَاشٌّ لَهُمْ إِلَّا حَرَّمَ اللَّهُ عَلَيْهِ الْجَنَّة“Allah bir halkın başına getirip de, öldüğü gün tebaasını aldatmış olarak ölen hiç bir kul yoktur ki, Allah ona cenneti haram etmesin.”^[Buhârî]

Hizb-ut Tahrir / Sudan Vilayeti, Allah’tan hastalara acil şifalar, ölenlere de rahmet diler. Sudan halkını da Nübüvvet metodu üzere Raşidi Hilafet Devletini kurmak için ciddiyetle ve içtenlikle çalışmaya davet eder. Hilafet, Âlemlerin Rabbinin buyurduğu şekilde halkın işlerini güdecek ve haklarını hakkıyla eda edecektir.