Rejimin uyguladığı başarısız ekonomik politikaları yüzünden çekilmez hale gelen yaşam sonrası başkent Hartum merkezde ve diğer kentlerde kitlesel gösteriler patlak verdi. Boğucu krizlere neden olan bu politikalar nedeniyle ekmek ve akaryakıt bulmak, bankalardaki mevduatı erişmek iyice zorlaştı. Her yerde bildik manzaralar var. Böyle bir anda bile rejim, ekin ve nesli yok eden Uluslararası Para Fonu’nun reçetelerini uygulayarak insanların yaşamlarını zorlaştırıyor. Yoksullar ve çaresizleri umursamıyor. Bu yüzden yaşam cehenneme dönüşmüş durumda.

Bu acı gerçeklik ve insanların reaksiyonu karşısında Hizb-ut Tahrir / Sudan Vilayeti olarak biz, şu mesajı yöneltiyoruz:

Birincisi: Sudan halkına diyoruz ki, değişim, köklü değişim olmak zorunda. Altmış yıldır süren ve insanları beladan belaya sürükleyen rejim ve başarısız politikaların devamıyla birlikte kişilerin değişimi köklü değişim değil. Değişim, İslam akidesi temelinde olmalıdır. Ayrıca Peygamber SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in bize öğrettiği gibi gösteriler ve istekler, barışçıl olması gerekir.

İkincisi: Rejimin zorbalığına, köhneliğine ve başarısız politikalarına kızarak gösteri yapan gençlere de diyoruz ki, vandallık yapmayın. Yakıp yıktığınız kamu mülkiyetidir, entrikacı rejimin değil. Kamu mülkiyeti, ümmetin mülkiyetidir. Özel mülkiyet ise kardeşleriniz ve ailelerinizin mülkiyetidir. İslam, zarara zararla karşılık verilmesini yasaklar. Rasûl SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu:

لَا ضَرَرَ وَلَا ضِرَار“Zarara zararla karşılık vermek yoktur.”Gösterileriniz barışçıl olsun. Sömürgeci politikaların devamıyla birlikte yüzleri başka yüzlerle değiştirmek için çalışmayın. Nübüvvet metodu üzere Raşidi Hilafeti kurmak için gayret eden ümmetin samimi evlatlarıyla birlikte çalışın.

Üçüncüsü: Silahlı kuvvetler ve güvenlik güçleri içindeki samimi subaylara hitaben de diyoruz ki, köklü değişim için çalışan ümmetin yanında olun. İslami yasallıktan yoksun, Allah’ın Şeriatı ile yönetmeyen, ümmetin işlerini adalet ve doğrulukla gütmeyen, dahası ümmete her türlü belayı reva gören rejimin destek ve dayanağı olmayın. Kaldı ki bu rejim, ülke ve halka entrika kuran sömürgeci kâfir Batının bir maşasıdır. Dünyada terör ve şerrin babası olarak bilinen ABD önderliğinde sözde “terörizmle” mücadele adı altında İslam’a karşı yürütülen mücadelede Batının ortağıdır. Nübüvvet metodu üzere ikinci Hilafeti kurmak için Hizb-ut Tahrir’e nusret verin. Ki dünya ve ahirette kurtuluşa eresiniz. İsimleriniz tarihin nurlu sayfalarına yazılsın. Medine’de ilk İslam Devletini kurmak için Sevgili Peygamberimiz SallAllahu Aleyhi ve Sellem’e nusret veren Ensar gibi olun. Mevla Azze ve Celle Kuran Kerimde onlar hakkında övgüyle bahsetmiştir:

وَالَّذِينَ آوَوْا وَنَصَرُوا أُولَئِكَ هُمُ الْمُؤْمِنُونَ حَقّاً لَهُمْ مَغْفِرَةٌ وَرِزْقٌ كَرِيمٌ“Muhacirleri barındıran ve yardım edenler var ya, işte gerçek müminler onlardır. Onlar için mağfiret ve bol rızık vardır.”^{[Enfal 74]}

İbrâhîm Usmân [Ebu Halîl]