Egemenlik Konseyi’nden bir heyetin taraflar arasında (kırılgan) sulh anlaşmasına varıldığını açıklamasından saatler sonra Beni Amir ve Nube kabileleri arasında kabilecilik çatışması tekrar patlak verdi. Çatışmalarda Port Sudan kentinin güney semtlerinde düzinelerce ev ve dükkân yağmalandı, yakılıp yıkıldı. İki taraf arasında meydana gelen çatışmalarda (23) kişi hayatını kaybederken, (240) kişi de yaralandı. ^{(24.08.2019 Es Sudani gazetesi)}

Peygamber SallAllahu Aleyhi ve Sellem, aralarındaki savaşa karşı Müslümanları uyardı. Veda Haccında yaptığı konuşmada SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu:

لا تَرْجِعُوا بَعْدِي كُفَّارًا يَضْرِبُ بَعْضُكُمْ رِقَابَ بَعْضٍ “Benden sonra birbirinizin boyunlarını vuran kafirler durumuna düşmeyiniz.”Yine Peygamber SallAllahu Aleyhi ve Sellem, Müslümanları büyük bir kötülüğe düşüren, katil ve maktulün ateşte olduğu kabile veya etnik temelde savaşmaya karşı da uyardı. SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu:

إِذَا الْتَقَى الْمُسْلِمَانِ بِسَيْفَيْهِمَا فَالْقَاتِلُ وَالْمَقْتُولُ فِي النَّارِ “İki Müslüman kılıçlarıyla karşılaşırsa ölen de öldüren de Cehennemdedir.”

Ülkede hüküm süren laik rejimler, aşiretçilik, etnik ve bölgeselcilik yangınlarını besliyor. Öyle ki Anayasa Belgesinin (Etnik ve Kültürel Gruplar) başlıklı 65. Maddesinde şöyle geçmektedir: “...Bu etnik ve kültürel grupların üyeleri, inançlarını uygulama, dillerini kullanma, dinlerini ve geleneklerini koruma, çocuklarını bu kültürler ve geleneklere göre yetiştirme haklarına sahiptir.”Buna göre Müslümanlar, Allah’ın kardeş kulları olması gerekirken farklılık ve ayrıcalıklarını koruyorlar.

إِنَّمَا الْمُؤْمِنُونَ إِخْوَةٌ “Müminler ancak kardeştir.”^{[Hucurat 10]} Dahası devleti temsil eden Egemenlik Konseyi’nin üyeleri, bölgeselcilik ve etnik temele göre seçildiler! Laiklik altında devletin durumu bu ise, hiç şüphesiz devletin eli bu yönüyle haram kana bulaşmıştır. Diğer yönüyle ise Ramazan Bayramı gecesi patlak veren ve bugüne kadar devam eden bu olaylar karşısında otoritesini dayatarak güvenliği sağlamakta yetersiz kalmıştır!

Bu tür olaylar için köklü çözüm, Nübüvvet metodu üzere Raşidi Hilafetin kurulmasıdır. İslam’a göre devlet, insanların kan ve onurlarının koruyucusudur. Çünkü

الإِمَامُ جُنَّةٌ يُقَاتَلُ مِنْ وَرَائِهِ وَيُتَّقَى بِهِ “İmam, kalkandır. Arkasında savaşılır ve onunla korunulur.”Hilafet, İslam’ı uygulayan tek devlettir ve tüm halkları, ırkları ve kabileleri, tek bir ümmette kaynaştırır. Bu ümmet, insanlar için çıkarılmış en hayırlı ümmettir. Hilafet daha önce bunu yapmıştır. Hilafet dışında hiçbir devlet bunu yapamaz, yapamamıştır. Şimdi İslam akidesi ile Hilafet, laiklerin (çeşitlilik içinde birlik) iddialarından uzak bir şekilde Sudan dâhil olmak üzere Müslüman ülkelerden hatta tüm dünyadan milliyetçilik kanserinin kökünü kazıyacaktır.