(Basın Açıklamasının Video Kaydı)

Sudan’da gelmiş geçmiş tüm rejimler, kendi çatışmaları için kabileleri bir yakıt olarak kullanmışlardır. Dahası onlarca yıldır askeri ve sivil hükümetlerde bakanlık dağılımında, kabilecilik ve bölgeselcilik baz alınmıştır. Bu çatışmanın tek kaybedeni, bu kabilelere mensup temiz insanlarımızdır. Kanlarıyla, canlarıyla bedel ödemişler, ödemeye de devam ediyorlar. Sudan’da kabile savaşları bir yerde dururken, başka bir yerde patlak veriyor. Bunun nedeni, hükümet ve muhalefet arasındaki keskin kutuplaşmadır. Bu olayların en sonuncusu, Port Sudan kentinde yaşandı. Doğu Sudan’daki bazı kabileler arasında kabile savaşları patlak verdi.

Hizb-ut Tahrir / Sudan Vilayeti olarak biz, bu son olaylar karşısında aşağıdakileri hususları vurguluyoruz:

Birincisi: İslam, Müslümanların kanını haram kıldı ve Müslümanlar arasında savaşı yasakladı. Peygamber SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu:

لا تَرْجِعُوا بَعْدي كُفَّاراً يَضْرِبُ بَعْضُكُمْ رِقابَ بَعْضٍ “Benden sonra birbirinizin boyunlarını vuran kafirler durumuna düşmeyiniz.”

إِذَا الْتَقَى الْمُسْلِمَانِ بِسَيْفَيْهِمَا فَالْقَاتِلُ وَالْمَقْتُولُ فِي النَّارِ “İki Müslüman kılıçlarıyla karşılaşırsa ölen de öldüren de Cehennemdedir.”

İkincisi: İslam, ister kabilecilik isterse bölgeselcilik olsun asabiyet bayrağı altında savaşmayı yasaklar. Peygamber SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyuruyor:

وَمَنْ دَعَا بِدَعْوَى جَاهِلِيَّةٍ فَهُوَ مِنْ جِثِيِّ جَهَنَّمَ. قَالُوا: يَا رَسُولَ اللَّهِ، وَإِنْ صَامَ وَصَلَّى؟ فَقَالَ: وَإِنْ صَلَّى وَصَامَ وَزَعَمَ أَنَّهُ مُسْلِمٌ “Kim kavmiyetçilik dâvası güderse, cehennemde iki dizi üzerine çökecek olanlardır. Dediler ki: “Ey Allah’ın Rasûlü, oruç tutsa da, namaz kılsa da mı?” “Evet!” cevabını verdi. “Oruç tutsa da, namaz kılsa da ve Müslüman olduğunu öne sürse de.”

Üçüncüsü: Hükümet ve muhalefet, aynı madalyonun iki yüzüdür. Onlardan bu tür çatışmalar için radikal çözümler beklenmez. Onlar ve aveneleri bizzat bu çatışmaları körükleyenlerdir. Yaptıkları şey sadece krizi teskin etmektir. Çok geçmeden etkisini kaybediyor ve işler eskisine geri dönüyor.

Doğu Sudan ve diğer bölgelerdeki halkımıza diyoruz ki, şimdiki siyasi çevreler, krizlerin ve sorunların sebebidir. Onun için soruna çözüm üretmezler. Çünkü politik fikirden yoksunlar. Bu yüzden kabile savaşlarını sadece Nübüvvet metodu üzere ikinci Raşidi Hilafet durdurabilir. Zira Hilafet, yüce İslam inancına dayanıyor. Ve insanları İslam inancı temelinde tek bir ümmette eritebilecek potansiyele sahiptir. Bu nedenle ortada olmayan bu farzı ikame etmek için çalışmak tüm Müslümanlar üzerine farzdır.

إِنَّ هَٰذِهِ أُمَّتُكُمْ أُمَّةً وَاحِدَةً وَأَنَا رَبُّكُمْ فَاعْبُدُونِ “Şüphesiz bu, tek ümmet olarak sizin ümmetinizdir. Ben de Rabbinizim. Onun için sadece bana kulluk edin.”^{[Enbiya 92]}