Bakanlar Kurulu, Afrika Çocuk Hakları ve Esenliği Şartı’na yönelik önceki çekincelerini geri çekti. Çalışma ve Sosyal Kalkınma Bakanı Lina El-Şeyh, önceki çekincelerin kızları bir baskı aracı olarak gördüğünü ve haklarını tanımadığını söyledi. Tüzüğün temel maddelerini eleştirmesi nedeniyle ülkeyi uluslararası utanç tüneline soktuğunu belirtti. ^{[Sudan Tribune]}

Standartlarını Batılı hükümetlerin belirlediği Afrika Çocuk Hakları ve Esenliği Şartı’nın önsözünde şöyle geçiyor: “Bu tüzükte yer alan hak, görev ve yükümlülüklere aykırı herhangi bir gelenek, görenek ya da kültürel veya dini gelenek yasaktır”Allah’ın Şeriatı ile kâfirlerin belirlediği haklar denk olamaz. Bu nedenle İslam’da çocukların hakları ve terbiyesine özel tüm hükümler kaldırılacaktır. Nitekim ifade özgürlüğünün (7) maddesinde şöyle yer alıyor: “Kendi görüşünü ifade edebilen her çocuk, her konuda görüşlerini özgürce ifade etme hakkına sahiptir. Görüşlerini kanunla belirlenen kısıtlamalara uygun olarak ifade edebilir.”Bu madde, söz dinlemez ve ahlaksız bir nesil üretti. “Uyumsuz nesil” olarak da biliniyor. Kâfir Batının huyuna benziyor.

Düşünce ve din özgürlüğünün (9) maddesinde şunlar yer alıyor: “Her çocuk, düşünce, vicdan ve din özgürlüğü hakkına sahiptir” Bu madde, dinini değiştiren çocukların bir sıkıntı teşkil etmediği anlamına gelir. Bakanın ülkeyi uluslararası utanç tüneline soktuğunu iddia ettiği maddeye gelince, hamile kızların eğitim hakkını garanti eder. 18 yaş altındaki çocukların evlenmesini ve nişanlanmasını yasaklar. Belki de utanç, bakanın soygunculuğu ve pusula kaybı yaşamasıdır.

Aileyi koruma, boşanma vakalarını hafifletme ve on sekiz yaşından önce kadının gelişimi tamamlanmaz gibi iddialarına kanmayız. Bunlar, çürük gerekçelerdir. Şeytanın kötülük ve ahlaksızlığı süslemesi gibidir. Kadın ve çocuğa düşkünlük iddiasında bulunurlar, oysa onları en çok yozlaştırmaya çalışan insanlardır. Geçiş hükümeti, İslam hükümlerine genel ve ayrıntılı olarak aykırı olan, yozlaşmışlığı yayan kadın ve çocuklara özel uluslararası sözleşmeleri imzaladı. Feminist dernekleri ve Batının finanse ettiği şüpheli kuruluşlar, toplumu yozlaştırmak için hiçbir çabayı esirgemiyor. Defileler, kadın futbolu, danslar, şarkı söylemeler, karışık etkinlikler ve cinsiyet engellerini kırma gibi faaliyetler düzenliyorlar. Yani içgüdüleri uyandırıyorlar, şehvetleri uyarıyorlar, sonra da evliliği geciktirmekten dem vuruyorlar! Bununla toplumu müstehcenliğe doğru itmek istiyorlar!

Çekincelerin kaldırılması, uluslararası sözleşmelerin imzalanması, yozlaşmış faaliyetlerin sponsorluğu ve İslam’da ictimai sistem hükümlerini içeren ahvali şahsiye yasasının iptal edilmesi, bütün bunlar, ailenin dağılması, ahlaki bozulma ve yıkımı için itici bir güçtür! Bu günahkâr bir suçtur. Ne sömürgeci İngilizler ne de geçiş hükümetinden önceki tüm hükümetler, bu suça cesaret edememiştir. Geçiş hükümeti, sömürgeci kâfire cevap vermek ve itaat etmek konusunda darbımeseldir. Bu hükümet, bu suçla medeni hukuka doğru adım atıyor. Medeni hukuk, aileyi yok eder ve toplumu vahşi Batı hayatına, hastalıklar ve salgınlar hayatına doğru iter. Geçiş hükümeti, toplumlarımızda iffet ve saflığın kalan tezahürlerini yıkmak isteyen kıskanç Batıyı takip ediyor.

وَاللَّهُ يُرِيدُ أَن يَتُوبَ عَلَيْكُمْ وَيُرِيدُ الَّذِينَ يَتَّبِعُونَ الشَّهَوَاتِ أَن تَمِيلُوا مَيْلاً عَظِيماً “Allah sizin tövbenizi kabul etmek ister; şehvetlerine uyanlar (kötü arzuların esiri olanlar) ise büsbütün yoldan çıkmanızı isterler.”^{[Nisa 27]}

İslam, iyi bir yaşamın gerçek garantisidir. Şeriat hükümleri, insanı onurlandırdı, ona Hâkim ve Âlim katından gelen haklar bahşetti. İslam, ailenin temelini Allah takvası yaptı. Allah takvası, erkek ile kadın arasındaki ilişkiyi yönetir, ebeveynler ile çocuklar arasındaki ilişkinin de temelidir, aileyi kurar. Dolayısıyla ailede, huzur ve sükûnet egemen olur. Bu, tüm yaşam sistemlerinde Hanif Şeriat hükümlerini uygulayan Hilafet Devletinin gölgesi altında ancak gerçekleşir, aile, mutlu ve huzurlu bir yaşam sürer.

حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Sudan Vilayeti Kadın Resmi Sözcüsü