Sudan, Yahudi varlığı ile normalleşme ihaneti deklarasyonunu (Abraham Anlaşması) resmen imzaladı. Anlaşmayı Sudan Adalet Bakanı Nasreddin Abdülbari ile Çarşamba günü sürpriz bir şekilde Sudan’a gelen ABD Hazine Bakanı Steven Mnuchin imzaladı. Kamuoyunu yanıltmak amacıyla ziyaretin ekonomi ile ilgili olduğu belirtildi.

Açıkçası bu hükümet de Müslüman ülkelerdeki ajan rejimler gibidir. Sudan’ın Müslüman halkını temsil etmiyor. Anlaşmayı Beyaz Saray’daki efendisini memnun etmek için imzaladı. Böylece Yasama Konseyi referandumu yoluyla normalleşeceği iddiasını ortaya atan bu hükümetin yalanı ortaya çıktı. Başbakan Hamduk yaptığı açıklamada, “Yahudi varlığı ile normalleşmenin, geçiş döneminin ayrıcalığı olmadığını”söyledi. Buna rağmen gerçek yüzlerini göstererek ihanet ve utanç paktını imzaladılar!

Hizb-ut Tahrir / Sudan Vilayeti olarak biz ve bizimle birlikte tüm Müslümanlar, bu büyük münkerden ve ihanetten Allah’a sığınıyor ve aşağıdaki noktalara dikkat çekiyoruz:

Birincisi: Filistin, bir İslam ülkesidir, Yahudiler, gasp etmiştir. Dünya hazineleri verilse bile bu İslam ülkesinden vazgeçmesi Müslümana helal olmaz. Müslümanların ilk kıblesi mübarek Mescidi Aksa ve Haremeyn’i Şerifin üçüncüsü oradadır. Yolculuk yapıldığı üç mescitten biridir. Peygamberimiz SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu:

لَا تُشَدُّ الرِّحَالُ إِلَّا إِلَى ثَلَاثَةِ مَسَاجِدَ: مَسْجِدِي هَذَا، وَمَسْجِدِ الْحَرَامِ، وَمَسْجِدِ الْأَقْصَى “(İbadet için) sadece (şu) üç mescide yolculuk yapılır: Mescidi Haram, Mescidi Nebî ve Mescidi Aksa.”        

İkincisi: Sudan’ın Müslüman halkı, gece planlanan bu ihaneti kabul etmiyor. Müslümanlar, kutsalları ve kutsallıklarından ödün vermelerinin bedelinin şişmanlatmayan ve açlığı gidermeyen sayılı dolarlar olmasına asla rıza göstermeyecektir. Dolarlar, engin bir çöldeki serap gibidir ki, susamış kişi onu bir su sanır. Sudan halkı, güçlü ve sağlam Rezzak’ı kızdırarak rızk için başkalarına yalvarmaz!

Üçüncüsü: Normalleşenler ne kadar normalleşirse normalleşsinler ve ajan yöneticiler, ne kadar Amerika ve Yahudi varlığının peşinden giderse gitsin ümmet asla normalleşmeyecektir. Ruveybida yöneticileri kökünden söküp atmak ve kalıntıları üzerine yüce İslam binasını dikmek için çalışacaktır. Nübüvvet metodu üzere ikinci Raşidi Hilafet, ümmete izzetini geri verecek, Yahudilerin işgal ettiği toprakları ümmetin kucağına iade edecektir.

Dördüncüsü: Hizb-ut Tahrir’in ümmet ile birlikte çalıştığı Nübüvvet metodu üzere ikinci Raşidi Hilafetin kurulmasıyla kutsal topraklar geri alınacak ve Yahudilerinin bozgunculuğu sona erecektir. Peygamber SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in müjdesini sadece Hilafet gerçekleştirecektir.

لَتُقَاتِلُنَّ الْيَهُودَ، فَلَتَقْتُلُنَّهُمْ حَتَّى يَقُولَ الْحَجَرُ: يَا مُسْلِمُ هَذَا يَهُودِيٌّ، فَتَعَالَ فَاقْتُلْهُ “Sizler Yahudilerle muhakkak savaşacaksınız! Harp o kadar şiddetli olacaktır ki, hatta taş: ‘Ey Müslüman! Şu arkamdaki bir Yahudi’dir! Gel de onu öldür!’ diyecektir.”

Ey Sudan’ın Müslüman halkı! Hadi, gelin şu Ruveybida yöneticileri bir kenara atın, izzetinizi geri almak ve kendisine yardım edenlere yardım eden Rabbinizin rızasına nail olmak için Hizb-ut Tahrir ile çalışın.

وَلَيَنْصُرَنَّ اللَّهُ مَنْ يَنْصُرُهُ إِنَّ اللَّهَ لَقَوِيٌّ عَزِيزٌ “Şüphesiz ki Allah, kendi dinine yardım edene mutlaka yardım eder. Şüphesiz ki Allah, çok kuvvetlidir, mutlak güç sahibidir.” ^{[Hac 40]}