حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Suriye Vilâyeti
Medya Bürosu
No: SD-BA-2025-RS-TR-15 |
H. 27 Şa'bân 1446 M. Çarşamba, 26 Şubat 2025 |
2019 Anayasal Bildirgesine Geri Dönülmesi, Revize Edilmesi ve Yürürlüğe Konulması, Eski Sapıklığa Geri Dönülmesinden Başka Bir Şey Değildir!
Adalet Bakanlığı, 2019 yılında siviller ve ordu arasında devlet yönetimini şekillendirmek amacıyla imzalanan Anayasal Bildiri’de yapılan değişiklikleri Resmî Gazete’de yayımladı. 39 aylık geçiş sürecinde Sudan’ı yönetecek olan revize edilmiş belgenin içeriğinde şu maddeler yer almaktadır: 6-A İslam dininin temel ilkeleri, diğer dini inançlar, toplumsal uzlaşı ve Sudan halkının kültürel değerleri ile gelenekleri, yasaların kaynağını oluşturacaktır. 6-B Arapça ve İngilizce, hükümetin resmî dilleri olacaktır. Madde 8/3: Geçiş dönemi yasama organı, yasama yetkisini ve yürütme organının denetimini üstlenecektir. Bu organ, yasama meclisi kurulana kadar Egemenlik Konseyi ve Bakanlar Kurulu’ndan oluşacaktır.”
Biz, Hizb-ut Tahrir / Sudan Vilayeti olarak, 2019 Anayasal Bildirisi’ne geri dönülmesi, onun değiştirilmesi ve önümüzdeki dönemde uygulanması konusunda şunları söylüyoruz:
Birincisi: Bu belge, ne önceki haliyle ne de değişiklikten sonra Sudan halkının inancı olan İslam akidesine dayanmamaktadır. Bu yüzden geçersizdir ve Allah Azze ve Celle’ye itaati değil, O’na isyan üzerine kurulu bir yaşamı dayatmaktadır! Yasamanın kaynağı yalnızca yüce İslam olmalıdır; batıl dinlerle veya yanlış inançlarla harmanlanması asla kabul edilemez. İnsanlar bunu kabul etse de etmese de bu gerçek değişmez. Çünkü Yüce Allah şöyle buyurmuştur:
فَلاَ وَرَبِّكَ لاَ يُؤْمِنُونَ حَتَّى يُحَكِّمُوكَ فِيمَا شَجَرَ بَيْنَهُمْ“Hayır, Rabbine andolsun ki aralarında çıkan anlaşmazlık hususunda seni hakem kılmadıkça iman etmiş olmazlar.” [Nisa 65]
وَمَا كَانَ لِمُؤْمِنٍ وَلا مُؤْمِنَةٍ إِذَا قَضَى اللهُ وَرَسُولُهُ أَمْراً أَنْ يَكُونَ لَهُمُ الْخِيَرَةُ مِنْ أَمْرِهِمْ“Allah ve Rasûlü bir işe hüküm verdiği zaman, inanmış bir erkek ve kadına o işi kendi isteklerine göre seçme hakkı yoktur.” [Ahzab 36] Hizb-ut Tahrir’in ümmete sunduğu Hilafet Devleti Anayasası Tasarısının birinci maddesinde şöyle geçmektedir: “İslami akide, devletin esasıdır. Öyle ki devletin yapısında, cihazında veya muhasebesinde yahut devlet ile ilgili herhangi bir şeyde, İslami akideyi esas kılmaktan başka bir şey var olamaz. İslami akide aynı zamanda anayasa ve şer’i kanunların da esasıdır. Öyle ki bunlardan herhangi biriyle ilgili herhangi bir şeyin İslami akideden
fışkırması haricinde var olmasına izin verilmez.”
İkincisi: Arapça, Sudan’ın tüm bölgelerindeki halkın ortak dilidir; çünkü Sudan halkı Müslümandır. Arapça, İslam’ın, Kur’an’ın ve Sünnetin dilidir. Ne gariptir ki, Sudan halkının konuşmadığı İngilizceye de resmî statü verilmiştir! Bu, sömürgeci Batı’nın Sudan halkına kendi kültürünü dayatma girişiminden başka bir şey değildir. Batı, dilini bize dayatarak bizi kendisine bağımlı hale getirmek istemektedir; çünkü dil, bir kültürün en önemli taşıyıcısıdır! Hilafet Devleti Anayasası Tasarısının 8. maddesinde şöyle geçmektedir: “Arapça, İslam’ın tek dilidir ve devletin kullanacağı tek dildir.”
Üçüncüsü: İslam’da yasama yetkisi diye bir şey yoktur; dolayısıyla hiç kimsenin, hatta Müslümanların halifesinin bile, İslam dışı tek bir hüküm koyması şeran caiz değildir. Çünkü yasa koyucu yalnızca Allah Subhânehu ve Teâlâ’dır. Şöyle buyurmuştur:
إِنِالْحُكْمُإِلاَّلِلّهِأَمَرَأَلاَّتَعْبُدُواْإِلاَّإِيَّاهُذَلِكَالدِّينُالْقَيِّمُ“Hüküm sadece Allah’a aittir. O size kendisinden başkasına ibadet etmemenizi emretmiştir. İşte dosdoğru din budur.” [Yusuf 40] Müslümanların halifesi, İslami hükümleri benimseyerek anayasa ve kanunlara dönüştürür; ancak yasa koyucu değildir. Ümmet Meclisi’nin görevi ise danışma (şura) ve yöneticileri denetlemektir, yasama yapamaz.
Sonuç olarak diyoruz ki, Ey Sudan halkı! Allah Subhânehu ve Teâlâ, O’nun hükümlerini terk edip, O’ndan başka otoriteleri benimsememiz ve sömürgeci Batı’nın yasalarına razı olmamız sebebiyle bizi bu savaşla imtihan etmiştir. O halde Allah’a dönüp tövbe etmeyecek miyiz? Üzerimizdeki bu belayı kaldırması ve bizden razı olması için Nübüvvet metodu üzere Raşidi Hilafet Devleti’nde O’nun şeriatını hâkim kılmayacak mıyız? Kuşkusuz O buna kadirdir.
يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا اسْتَجِيبُوا للهِ وَلِلرَّسُولِ إِذَا دَعَاكُمْ لِمَا يُحْيِيكُمْ“Ey iman edenler! Size hayat verecek şeylere sizi çağırdığı zaman, Allah ve Rasûlü’ne icabet edin.” [Enfal 24]
حزب التحرير Hizb-ut Tahrir Suriye Vilâyeti Medya Bürosu |
Adres Bilgileri ve Web Sitesi Telefon: +8821644446132 Skype: TahrirSyria www.tahrir-syria.info |
E-Mail: media@tahrir-syria.info |