Yoğun tartışmalardan sonra Güvenlik Konseyinin dâhil ettiği 4. maddenin "t" bendinde geçtiği üzere silahlı kuvvetler kanunu meclisten geçti. İlave edilen bu madde şöyledir: "Sivillerden devlete karşı bir fiilde bulunan veya savaş esirlerinden birisinin kaçmasına yardımcı olan veya izinsiz olarak askeri bölgeye giren veya fotoğraf çeken veya silahlı kuvvetler mensuplarını devlete karşı silah kullanmaya teşvik eden herkes silahlı kuvvetler kanununa göre cezalandırılır."

Bu kanun; birincisi sivil, ikincisi ise askeri olmak üzere dünyadaki diğer kapitalist ülkelerde olduğu gibi yargının ikili bir yapıya sahip olacağını teyit etmektedir. Her ikisinde de hükümler birbirinden farklıdır. Bu ise İslam!a aykırı bir durumdur. Zira İslam'da yargı sivil ve askeri olarak nitelendirilemez. Çünkü yargının tarifi şöyledir: "Yargı, bağlayıcılık üzere şer'î bir hükmün haber verilmesidir." Buna göre bir meselede, iki kanun arasında (askeri ve sivil) hüküm birden fazla olamaz. İslami yargının daha doğrusu Allah Azze ve Celle'nin rızasını kazanmak için, İslam akidesi üzerine kurulu İslami hayatın bir bütün olarak geri dönmesi gerekir. Rasûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in:«...وَمَنْ مَاتَ وَلَيْسَ فِي عُنُقِهِ بَيْعَةٌ مَاتَ مِيتَةً جَاهِلِيَّةً » "Her kim boynunda biat bulunmadan ölürse cahiliye ölümü üzere ölmüş olur" emrine icabet ederek, hilafetin ikamesi için değerli Alim Ata b. Halil Ebu'r Raşte'nin liderliği altında çalışan Hizb-ut Tahrir, tüm bu hususları "Hilafet Devleti'nin Anayasa Tasarısı" adlı kitapta beyan etmiştir.

Burada, bu kitaptan müminlere fayda vereceğini ümit ettiğimiz bazı maddeleri hatırlatıyoruz:

Madde 77: Kâdılar üç çeşittir. Bunlardan birincisi Kâdı'dır. Bu insanlar arasındaki muamelat ve cezalarla ilgili hususlarda meydana gelen anlaşmazlıklara bakar. İkincisi ise Muhtesib'tir. Bu ise toplumun hakkına zarar veren hususlardaki muhalefete bakar. Üçüncüsü ise Mezalim Kâdısıdır. Bu ise insanlarla devlet arasında meydana gelen anlaşmazlıkları çözer.

Madde 78: Yargı işlerini üstlenecek olan kimselerin; Müslim, hür, büluğa ermiş, akıllı, adil, fakih ve hükümleri vakıaya indirmenin idrakinde olması şartları aranır. Mezalim Kâdılığı görevini üstlenecek olan kimsenin ise bu şartlara ilave olarak erkek ve müçtehid olması da gerekir.

Madde 83: İstinaf mahkemeleri olmadığı gibi temyiz mahkemeleri de yoktur. Kesinlik bakımından yargı tek derecelidir. Kâdı, bir hüküm verdiği zaman hükmü uygulanır. İslam dışı bir hüküm vermedikçe veya Kitap'ta, Sünnet'te, Sahabenin icmaında yer alan kati bir hükme muhalif olmadıkça ya da vakıaya aykırı bir hüküm verdiği ortaya çıkmadıkça bir Kâdı'nın verdiği hükmü bir başka Kâdı kesinlikle bozamaz.

Yargı ile ilgili Hilafet Devleti anayasa maddelerinden bazıları bunlardır. Kim daha fazlasını veya tafsilatını veya delillerini ve delillendirme yönünü bilmek isterse "Anayasa Mukaddimesi ve Esbabı Mücibesi" isimli kitabın birinci cildine bakabilirler.

Allah'tan bizleri; Allah'ın Kitabı, Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in sünneti ve bu ikisinin gösterdiklerine göre hükmedecek, adaleti uygulayıp, hayrı dünyanın her bir yanına yayacağımız nübüvvet metodu üzere Raşidi Hilafet ile şereflendirmesini istiyoruz.