Hizb-ut Tahrir / Sudan Vilayeti, "Yakıt Fiyatlarına Zam Yapmak, Sıradan İnsanları Ezmenin ve Daha yoksul Sanayi Oluşturmanın Başka Bir Adımıdır" başlıklı bildirinin dağıtılmasının ardından güvenlik güçlerinin Hizb-ut Tahrir / Sudan Vilayeti gençlerinden bir grubu tutukladığını duyurur. Bunlar, Şeyh AbdulFettah, Davvu'l Beyt, Adil Muhammed Hayır, Mahmud AbdurRahim Hamdi, Cihad Mahmud, Ekrem Sa'd Hüseyin, Halid Beşir, AbdurRahman Ahmed.

Sudan otoritesinin, haksız ve keyfi ekonomik önlemlerine karşı barışçıl tepkileri engellemez iddiası, kuru bir iftira ve yanıltmadır. Rejim göstericileri bastırmak için orantısız güç (gerçek mermi) kullandı. Amaçları insanlara hayrı öğretmek olan kimseleri tutukladı. Bunlar, insanları hayal kırıklıklarının bir sonucu olarak maddi eylemlere sevk etti. İnsanlar, iki kez hayal kırıklığına uğradı. Birincisi: yakıt fiyatlarına zam ve buna bağlı olarak tüm mal ve hizmet fiyatlarına zam. İkincisi Dünya Bankası çıkarına yapılan bu zamları inkâr tepkilerine engel olmak. Uluslararası Para Fonu (IMF) ve diğer kreditörler, sömürgeciliğin modern araçlarıdır.

Biz, Hizb-ut Tahrir / Sudan Vilayeti olarak hükümeti yaşamlarına ek külfet getireceği için öfkelerini ifade etmek üzere gösteri yapmak amacıyla sokağa dökülen insanlara karşı keyfi uygulamalarının sonuçlarından sakındırıyoruz. Keza düşünce ve fikir adamlarını haksızca tutuklamanın doğuracağı sonuçlardan da sakındırıyoruz. Bu insanlar, otorite ve baskısından korktukları için değil, şeri hükümlere ittibadan dolayı hiç bir maddi eylem bulaşmış değiller. Hidayet ve örneklik ancak sevgili Muhammed Sallallahu Aleyhi ve Sellem ile olur. Rasûl Sallallahu Aleyhi ve Sellem Medine'de devleti kurmadan önce hiç bir zaman maddi eyleme müracaat etmiş değildir. Muhakkak ki insanlara baskı yapmak, yıldırmak tutuklamak öfkelerini ifade etmekten, zulüm ve zalimleri reddetmekten asla alıkoymayacaktır.

Ayrıca ümmete de bir mesaj yolluyoruz, yöneticileri muhasebe etmek ve onları değiştirmek şeri bir vaciptir. Rasûl Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyuruyor:

سيد الشهداء حمزةُ بن عبد المطلب ورجُلٌ قام إلى إمام جائرٍ فأمرهُ ونهاهُ فقتلهُ "Şehitlerin efendisi Hamza ibn Abdulmuttalib ve zalim bir imama gidip, ona emreden, nehyeden sonra onun da onu öldürdüğü kişidir." Ama özel ve kamu mülkiyetlerini yıkmak, yakmak, kırmak, kasten başkalarının malını telef etmek ya da ona zarar vermek şeran caiz değildir. Değişim, hangi vesile ile olursa olsun ancak barışçıl yollarla olmalıdır ki rejim korksun, insanlara zulmetmekten, tutuklamaktan geri dursun, zorbalığından geri adım atsın, Allah'a tövbe etsin. Sonra ümmete kendisini Allah'ın Kitabı ve Rasûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in Sünnetiyle yönetecek kişileri seçme hakkı vererek işleri ehline havale etsin. Bu kimseler, ümmetin hizmetkârı olarak ilahi Şeriatı uygulasın.