Hizb-ut Tahrir / Sudan Vilayeti gençlerinin Dilling kentinde "Bir Müslüman Nasıl Yaşamalı" başlığı altında kurdukları diyalog noktasının ardından askeri istihbarat Sami Sadık ve Mücahit Âdem adlı iki genci tutukladı. İstihbaratçılar gangsterler gibi kardeşlerimizi kırbaçla darp ettiler. Hakaret edip alay ettiler. Hatta ölüm tehditleri savurdular.

Hizb-ut Tahrir / Sudan Vilayeti olarak biz, bu iğrenç eylem karşısında şunu hatırlatır ve uyarırız:

Birincisi: Şunu hatırlatırız:

• Hizb-ut Tahrir gençlerinin Dilling kentinde yaptıkları amel, Allah Subhânehu ve Teâlâ katında amellerin en güzeli ve en yüce olanıdır. İnsanlara davet taşımak, hakkı göstermek, Nebi ve Rasûllerin sonra da samimi sadık müminlerin işidir.
• Tutuklama, darp, ölüm tehditleri ve sindirme gençlerimizin güç ve kuvvetini, hak üzerindeki sebatlarını, dozajı ne kadar artarsa artsın eziyetler karşısında sabırlarını artıracaktır. Ülkenin güvenlik güçleri, Hizb-ut Tahrir gençlerinin on yıllar boyunca dirençlerini ve hak üzerindeki sebatlarını denediler.
• Yolunu şaşıran rejim şunu iyi bilmeli ki Allah imhal eder ama asla ihmal etmez. Onun için etraftaki zalimlere bir baksın. Onlar daha güçlü, daha acımasız ve daha kibirli idiler, ama Aziz, Muktedir ve Cebbar olan Allah Subhânehu ve Teâlâ onları ansızın yakalayıverdi. Ne mutlu başkalarından öğüt alanlara.

İkincisi: Şunlardan sakındırıyoruz:

• Hakkın yolunda duran ve Allah yolundan alıkoyanların akıbeti çok korkunç olacaktır. Onların sonu, hakkın yolunda durdukları için Allah'ın ahiretten önce dünyada rezil rüsva ettiği zorbaların sonu gibi olacaktır. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyuruyor:

الَّذِينَ يَسْتَحِبُّونَ الْحَيَاةَ الدُّنْيَا عَلَى الآخِرَةِ وَيَصُدُّونَ عَنْ سَبِيلِ اللَّهِ وَيَبْغُونَهَا عِوَجًا أُولَئِكَ فِي ضَلالٍ بَعِيدٍ "Dünya hayatını ahirete tercih edenler, Allah yolundan çevirip onu eğri ve çelişkili göstermek isteyenler var ya, işte onlar derin bir sapıklık içindedirler." ^{[İbrahim 3]}

• İsimleri ne olursa olsun güvenlik güçleri içindeki kardeşlerimize şunu nasihat ederiz; sakın rejimin kırbacı olmayın, aksi takdirde zalimlerin avaneleri olursunuz. Daha doğrusu kendiniz zalim olursunuz. O zaman efendimiz Rasûl SallAllahu Aleyhi ve Sellem'in şu sözü sizin için de geçerli olur:

صِنْفَانِ مِنْ أَهْلِ النَّارِ لَمْ أَرَهُمَا قَوْمٌ مَعَهُمْ سِيَاطٌ كَأَذْنَابِ الْبَقَرِ يَضْرِبُونَ بِهَا النَّاسَ "Cehennem halkından iki sınıfı göremedim. Beraberinde inek kuyruğu gibi kırbacı olan kavim ki insanları onunla dövüyorlardı."

Sonuç olarak biz deriz ki Allah'ın havli ve kuvvetiyle Nübüvvet metodu üzere Raşidi Hilafet Devletini kurarak İslami hayatı yeniden başlatma davetine devam edeceğiz. Dileyen kabul eder, dileyen de reddeder. Tehdit ve gözdağı bizi asla yıldıramaz. Biz, Allah'ın şu vaadini inanıp güvendik.

وَعَدَ اللَّهُ الَّذِينَ آمَنُوا مِنْكُمْ وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ لَيَسْتَخْلِفَنَّهُمْ فِي الْأَرْضِ كَمَا اسْتَخْلَفَ الَّذِينَ مِنْ قَبْلِهِمْ وَلَيُمَكِّنَنَّ لَهُمْ دِينَهُمُ الَّذِي ارْتَضَى لَهُمْ وَلَيُبَدِّلَنَّهُمْ مِنْ بَعْدِ خَوْفِهِمْ أَمْنًا يَعْبُدُونَنِي لَا يُشْرِكُونَ بِي شَيْئًا وَمَنْ كَفَرَ بَعْدَ ذَلِكَ فَأُولَئِكَ هُمُ الْفَاسِقُونَ "Allah, içinizden, iman edip de Salih ameller işleyenlere, kendilerinden öncekileri egemen kıldığı gibi onları da yeryüzünde mutlaka egemen kılacağına, onlar için razı olduğu dinlerini iyice yerleştireceğine, yaşadıkları korkularının ardından kendilerini mutlaka emniyete kavuşturacağına dair vaatte bulunmuştur. Onlar bana kulluk eder ve bana hiçbir şeyi ortak koşmazlar. Artık bundan sonra kimler inkâr ederse, işte onlar fasıkların ta kendileridir." ^{[Nur 55]} Efendimiz Rasûl SallAllahu Aleyhi ve Sellem'in şu müjdesini de tasdik ettik:

ثُمَّ تَكُونُ خِلَافَةً عَلَى مِنْهَاجِ النُّبُوَّةِ "Sonra Nübüvvet metodu üzere Hilafet olacaktır."