Hizb-ut Tahrir / Sudan Vilayeti, H. 16 Rabiu'l Evvel 1436, M.07 Ocak 2015 Çarşamba günü "Laik Anayasayı Reforme Etmek, Krizi Daha da Derinleştirir, İslam Akidesine Dayalı Bir Anayasa İle Bu Krizi Çözmek Farzdır" başlıklı bir bildiri yayınladı. Bu bildirinin dağıtımının ardından güvenlik güçleri, Omdurman, Hartum, Port Sudan, Kadarif ve el-Ebyad şehirlerinde Hizb-ut Tahrir'in dokuz üyesini tutukladılar. Güvenlik güçleri, polis karakolunda bazı gençlere karşı art niyetli raporlar tuttular. Diğerlerinden de 08 Ocak 2015 Perşembe günü güvenlik güçlerine başvurmalarını istediler. Güvenlik birimleri hâlâ Omdurman bölgesinde Beşir Yusuf'u gözaltında tutmaktadır.

Güvenlik güçleri, İslami hükümlerin mevcut hayat vakıasına indirilişini göstermek amacıyla halka dağıtılan bildirinin ardından Hizb-ut Tahrirgençlerine karşı sürekli keyfi önlemlere kalkışıyor. Bu eylemler, Hadârat projesiyle kulaklarımızı sağır eden otoritenin barbarlığının bir kanıtıdır. Yazılı kelimeden bile korkuyor. O sadece yeryüzü ve gökyüzünü inleten bir hak kelimesidir.

Hizb-ut Tahrir / Sudan Vilayeti olarak biz şunları vurgularız:

Hizb-ut Tahrir, zamanı gelen Nübüvvet metodu üzere Raşidi Hilafet Devletini kurarak İslami hayatı başlatmak için çalışan siyasi bir partidir. Bu konudaki Hizbin metodu, fikri çatışma ve siyasi mücadele yoluyla daveti taşımaktır. Hizb, korktuğu için değil, aksine Devletin kurulmasında RasûlSallAllahu Aleyhi ve Sellem'in metoduna kendisine örnek edindiği için asla maddi eylemlere kalkışmaz.

• Hizb-ut Tahrir, ayın on dördü gibi net ve berrak bir partidir. Yağcılık ve yardakçılık yapmaz, yönetimde olanlara ve onların efendileri olan sömürgeci kâfir Batıya karşı ikiyüzlü davranmaz. Hizb, bunları ümmetin düşmanı olarak görür. Masanın altından ve perde gerisinden komplo kurmaz. Aksine siyasi çalışmalarını alenen ve açıkça yapar. Yüce İslam akidesi temelinde reddeder ve kabul eder.

• Sudan hükümdarları da Müslümanların yöneticileri gibi aynı çamurdandır. Kâfir Batı yararına kendi ümmetleri ve ülkelerinin birliğine kumpas kuruyorlar. Zaten batıl olan ulusal devleti, bir de etnik ve bölgesel devletçiklere hatta kabile devletine bölüyorlar. Çünkü fikri kaideye ya da ümmeti kalkındıracak siyasi projeye sahip değiller.

• Sudan yönetiminin Hizb-ut Tahrir'in siyasi, fikri projesine karşı tutuklama, dayak, sindirme, tehdit ve yasaklama gibi kabadayılık eylemlerine başvurması, yönetimin debelendiğinin, herhangi bir düşünce veya projeye sahip olmadığının bir diğer kanıtıdır. Çünkü fikre karşılık fikirle mücadele edilir. Baskı ve şiddetle değil.

• Hizb-ut Tahrir, kâfir Batı tarafından dayatılan medyanın sansür çemberini kırarak fikrini insanlara ulaştırmaya devam edecek, kâfir Batı ile ilişkili sistemlere ve onların uşaklarına meydana okumayı sürdürecektir. Bu karartmanın tek nedeni, ümmet ile Hizb arasına girmektir ki ümmet kendisini kalkındıracak Nübüvvet metodu üzere Raşidi Hilafet projesinin farkına varmasın. Hilafet, İslam akidesi temelinde anayasa koyar, onunla ümmetimizi kurtarır, onunla azgınlara haddini bildirir ve bütün insanlığı kurtarmak için çalışır.