حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Sudan Vilâyeti
Medya Bürosu
No: SD–BA–2015–RS–TR–31 |
H. H. 17 Ramazan 1436 M. Cumartesi, 04 Temmuz 2015 |
Farzların Tacı Hilafet, Nasıl Öncelik Olmayabilir?
İslami Fıkıh Akademisi Yönetim Kurulu Başkanı Dr. İsam Ahmed el-Beşir, 04 Temmuz 2015 tarihli el-Mücehher es-Siyasi gazetesine verdiği demeçte “Şuan İslam Devleti ve Hilafet düşüncesi, farazi bir meseledir. Öncelik değildir. Müslümanlar üzerine farz da değildir.” diye konuştu. Hizb-ut Tahrir / Sudan Vilayeti olarak biz, İslami Fıkıh Akademisi Başkanlığını yürüten zatın bu kasıtlı yanlış saptırması karşısında aşağıdaki gerçekleri vurgulamak isteriz:
Birincisi:Hilafetin farziyeti, Müslümanlar arasında ihtilaflı bir konu değildir. Aksine Hilafet, ümmetin çoğunluğunun bir talebidir. Bu nedenle kâfir Batı, Hilafetin kurulmasının yolunda duruyor. Bu yüzden ümmete karşı komplo kuruyor, yapay savaşlar çıkarıyor, savaşları körüklüyor, görkemli Hilafet portresini karalamak için çalışıyor. Bunun için medyayı kullanıyor, tuzak ve hileler kuruyor. Manipülasyonlar üretiyor. Bu konuda Müslümanların yöneticilerini emrine amade kılıyor. Hain yöneticiler bu uğurda Müslümanlara baskı yapıyor, onları aşağılıyorlar. İslam’a yönelik savaşta Batıya ortak oluyorlar. Şerli âlimler ve ahirete karşılık dünya hayatına razı gelen, bir kaç dirhem ve fani görevler için dinlerini satan saray mollaları da onların koltuk değnekleridir. Hakka muhalif fetva veriyorlar. Allah’tan başka ne bir güç ne de bir kuvvet vardır. Deriz ki eğer ilim ve âlim makamında oturan kimselerden bu tür sözler sadır olmasaydı, Hilafet farziyeti beyana bile gerek olmazdı. Peygamber SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmadı mı?
وَمَنْ مَاتَ وَلَيْسَ فِى عُنُقِهِ بَيْعَةٌ مَاتَ مِيتَةً جَاهِلِيَّةً “Kim boynunda biat halkası olmadan ölürse, cahiliye ölümü ile ölmüş olur.” Cahiliye ölümü, günah üzere ölmektir. Tüm öncül ve ardıl âlimler, hadiste geçen biatten kastın Müslümanların Halifesine biat olduğunu söylediler. O halde nasıl Hilafet, şeri öncelik olmaz? Nasıl en güzide ve en büyük farz olmaz? Aksine Hilafet, Rabbani âlimlerin de dediği gibi farzların tacıdır.
İkincisi:Rasûl SallAllahu Aleyhi ve Sellem’den sonra vahiy mi geldi? Şuan Hilafetin vakti zamanı olmadığını söyleyenler yoksa vahiy mi alıyorlar? Peki, vakti ne zaman? Hilafet, şuan vakıası olmayan bir farzdır. Hâlihazırda uygulanmayan her farzı, var etmek için çalışmak Müslümanlara farzdır. Özellikle Hilafet konusunda sahabenin icması vardır. Müslümanların üç gün Hilafetsiz kalmaları caiz değildir. Sahabe, bu yüce farz için sevgili Peygamberimiz SallAllahu Aleyhi ve Sellem’inna’şını defnetmeyi ertelediler.
Üçüncüsü:Hilafet, kâfir Batı, Amerika ve uşaklarının hâkimiyetinden ümmetin kurtuluşu demektir. Hilafet ile ümmet tek bir bayrak altında, Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem’inUkab sancağı altında, La İlahe İllallah Muhammedün Rasûlullah sancağı altında birleşir. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyuruyor:
وَاعْتَصِمُوا بِحَبْلِ اللَّهِ جَمِيعًا وَلا تَفَرَّقُوا “Hep birlikte Allah’ın ipine (Kur’an’a) sımsıkı sarılın. Parçalanıp bölünmeyin.” [Ali İmran 103] Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyuruyor:
إِنَّ هَذِهِ أُمَّتُكُمْ أُمَّةً وَاحِدَةً وَأَنَا رَبُّكُمْ فَاعْبُدُونِ “Hakikaten bu (bütün peygamberler ve onlara iman edenler) bir tek ümmet olarak sizin ümmetinizdir. Ben de sizin Rabbinizim. Öyle ise bana kulluk edin.” [Enbiya 92] Hilafet ile akide korunur. Allah Subhânehu ve Teâlâ’nın Kitabına küfredilmesi önlenir. Sevgili Peygamberimiz Muhammed SallAllahu Aleyhi ve Sellem’e hakaret def edilir. Hilafet ile Müslümanların onuru, kanı ve canı korunur.
Dördüncüsü:Şuan Hilafet için çalışmak, hayalidir konusuna gelince, bu iddianın ölçüsü ve referansı nedir? Bunun referans ve dayanağı Şeriat mı? Hâlbuki şuan Hilafetin tam zamanıdır. Çünkü çağımız, Hilafetten yoksundur. Tarih on üç yıl Hilafet menkıbeleri ile doludur. O zamanlar Hilafet, ümmetin izzeti ve ihtişamı idi. Hatta dünya lideri idi ve ilk devletti. Bugün Hilafet, ümmetin ölüm kalım meselesidir. Asrın farzıdır. Tam hız ve azami gayretle onun için çalışılmalıdır. Hilafet ile Müslümanların ülkeleri birleşir. Dar’ul İslam’a dönüşürler. Allah’ın hükümleri ikame olunur. Ordular hazırlanır, hidayet ve nuru yaymak için ülkeler fethedilir. İnsanları kapitalizmin karanlıklarından İslam’ın aydınlık ve adaletine çıkarır.
Son olarakderiz ki yakında Allah’ın izniyle kâfirler ve onların kandırılmış ve köle ajanları istemeseler de Hilafet geri gelecektir.
حزب التحرير Hizb-ut Tahrir Sudan Vilâyeti Medya Bürosu |
Adres Bilgileri ve Web Sitesi 21 October Street, Imarat al-Vaqf, Ground Floor, East Khartum / Sudan Telefon: +(249) 0912 24 01 43 – 0912 37 77 07 http://www.hizb-sudan.org/ |
E-Mail: spokman_sd@dbzmail.com |