Hartum Kentsel Planlama Bakanlığı, bir yönetmelik yayınladı. Yönetmeliğe göre el-Kaşarat mahallesinden 88, Sanayi mahallesinden 67, et-Tekâmül mahallesinden 133 ve el-Behr mahallesinden de 300 aile Güney Hartum’daki eş-Şecere bölgesine nakledilecektir. Bakanlıktan yapılan açıklamada bu yönetmelik için şu gerekçe ileri sürüldü: “Halk sağlığı, sakinlerin refahı ve kentsel dönüşüm amacıyla Bakanlığın aldığı yıkım kapsamında gecekondu sakinleri, Omdurman ili sınırları içindeki el-Feth kasabasına nakledileceklerdir.”

Yıkılacak mahallelerde insanlar yıllardır yaşamaktadır. Hatta el-Behr Mahallesi, Hartum’un en eski mahallelerinden biridir ve temeli 1940’lara dayanır. Amaç, halk sağlığı ve sakinlerin refahı ve kentsel dönüşüm ise peki o zaman niye yıkılacaklar?

Bu adaletsiz rejim, açgözlü kapitalist ideolojiye dayalıdır. Onun için insanlar ve onların refahı zerre kadar umurunda değil. Dahası rejime göre parası olup gökdelenler inşa edenler insandır. Aksi halde bu gibi yerlerde oturanlara su, elektrik, yol ve diğer temel hizmetleri sağlayarak yardım elini uzatabilir ve bölgede inşa edilecek modern binaları geri sakinlere dağıtılabilirdi. Tüm kriter ve ölçülere göre mahalle sakinleri, oturdukları arazilere diğerlerinden daha layıktır. Peygamber SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyuruyor:

مَنْ أَحَاطَ حَائِطًا عَلَى أَرْضٍ فَهِيَ لَهُ“Kim bir araziyi çevirirse, o arazi onundur.”Semura’dan rivayet edildiğine göre Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur:

من أحاط على شيء فهو أحق به وليس لعرق ظالم حق“Kim bir araziyi çevirirse, o daha hak sahibidir ve zalim damar sahibinin hakkı yoktur”

Arazi, devlet mülkiyeti değil ki bundan alıp şuna verilsin. Devlet, ancak ihsanla gütmek için müdahil olur. İnsanların tepelerine çöreklenen böyle rejimlerde ihsanla gütmekten ziyade insanların mallarını batıl yolla almak vardır. 

İnşaAllah yakında kurulacak Nübüvvet metodu üzere Raşidi Hilafet Devleti, güçlü sermayedarların yatırımı için zayıf yoksulların evlerini yıkmayacaktır. Aksine Hilafet, konut inşa edemeyenler için sağlıklı konutlar inşa edecek ve sorumluluklarından olduğu için sakinlerin tüm sosyal olanaklarını temin edecektir. Böyle yapması ne bir hibe ne de bir minnettir. Çünkü Hilafet, haraç devleti değil, tebaanın işlerini güdücü devlettir. Sağlıklı konut, tebaanın temel ihtiyaçlarından biridir. Mevla Azze ve Celle şöyle buyuruyor:

أَسْكِنُوهُنَّ مِنْ حَيْثُ سَكَنْتُمْ مِنْ وُجْدِكُمْ“Onları gücünüz ölçüsünde oturduğunuz yerin bir bölümünde oturtun”^{[Talak 6]} Peygamber SallAllahu Aleyhi ve Sellem de şöyle buyuruyor:

مَنْ أَصْبَحَ مِنْكُمْ آمِنًا فِي سِرْبِهِ، مُعَافًا فِي جَسَدِهِ، عِنْدَهُ طَعَامُ يَوْمٍ، فَكَأَنَّمَا حِيزَتْ لَهُ الدُّنْيَا بِحَذَافِيرِها“Sizlerden her kim vücutça sağlıklı, nefsinden, malından korkusuz ve huzurlu, günlük yiyeceği de yanında olarak sabahlarsa, sanki dünyanın bütün nimetleri kendisinde toplanmış gibi olur.”