İçişleri Bakanı, Sivil Savunma Ulusal Konseyi Başkanı el-Ferik İsmet Abdurrahman, 03 Ağustos 2016 Çarşamba günü sonbahar yağmurlarının etkisiyle mücadelede alınacak önlem ve düzenlemelere ilişkin parlamentoda bir konuşma yaptı. Konuşmasında Sudan’da sel ve yağmurlardan ölen onlarca ölü ve yaralıları, sağanak yağmur ve sel nedeniyle tahrip olan binlerce evi, kullanılamaz hale gelen tarımsal alanların istatistiklerini verdi…

 Peki, hükümet, bu felaketler olmadan, insanlar ölmeden, evler yıkılmadan ve ziraat alanları zarar görmeden önce ne yaptı? Yoksa sonbahar zamanından önce mi geldi? Hükümetin görevi, sadece zarar ve ziyanı saymak mı? Cevap açık ve nettir. Hem de ayın on dördü kadar apaçıktır. Çoluk çocuk herkes görebilir. Hükümet, her yıl vakti zamanı belli olan sonbahardan önce ne gibi önlem aldı ki. Sonbahar ayları bellidir. Ancak insanların işleri hükümetin umurunda değil. Hükümet, insanların işlerini ihsanla güden bir devlet değil, hatta asla gütmüyor. Vergi ve haraççı bir devlettir. Devletin yanlışlıkları ve sorumlulukları nedeniyle felaketler meydana geliyor. İnsanların ihtiyaçları ve sorunları topyekûn ihmal ediliyor. Ardından böyle afetlerle karşılaştığında, hemen hayıflanmaya ve şikâyete başlıyor. İnsanları unutup gidiyor. İnsanlara karşı olan sorumluluğundan kaçmak için de örümcek ağından daha zayıf argümanlar ileri sürüyor. Sonra hükümet, yıkım nedeniyle enkaz altında kalan ölüleri, selden boğulanları, elektriksiz kalanları, tarım alanlarını kaybedenleri tek tek sayıyor. Sanki görevi buymuş gibi zarar ve ziyanları sıralıyor, insanları uyarıyor hatta daha büyük afet öngörüsünde bulunarak insanlara gözdağı veriyor. Meteoroloji kurumu da Sudan’ın tüm eyaletlerinde devam eden şiddetli yağışlar nedeniyle insanları sadece uyarıyor. Peki, insanlar elinden ne gelebilir ki? Sonbahar yağmurlarından önce tüm bankalar kapalıydı. Ülkenin başkenti Hartum bile sağanak yağış nedeniyle hemen sular altında kalabiliyor. Sel sularından sonra Hartum, hastalıkların müsebbibi olan sinek ve sivrisineklerin istilasına uğruyor. Biriken çöp ve atıklar da cabası. Bu da çevre kirliliğine iyice artırıyor. Hükümet, Nil çevresindeki sel bölgelerinde hiçbir önlem almadı.

Devlet ise (Messi’nin) formasıyla ve Devlet Başkanı’nı onurlandırmakla meşgul! Ahirette Allah’ın herkesi hesaba çekeceği günü unutuyor ya da görmezden geliyor. O gün makam ve mevkiler fayda etmeyecek, Allah ile insanlar arasında hiçbir perde olmayacaktır. O gün Yaratıcı insanlara niçin emrime aykırı davrandınız, niye Kitabımla ve Peygamberin sünnetiyle hükmetmediniz, neden kendinize ve tebaanıza zulmettiniz diye soracaktır. Ömer b. el-Hattab’ın şu sözlerini hiç işitmediniz mi? “ Fırat’ın kenarında bir koyun düşüp ayağını kırsa, Kıyamet günü Allah’ın niye yolları düzeltmedin diye beni hesaba çekeceğinden korkarım.”Allah, şehitleri rahmetiyle kuşatsın, kullarına da merhamet eylesin.

Ey İnsanlar! Ey Sudan halkı! Her yıl bu felaket tekrarlanıyor, farkında mısınız? Hatırlıyor musunuz? Daha ne zaman kadar alçaklardan medet umacaksınız? Rahmana muhalefet edilmesine rıza göstereceksiniz? Raşidi Hilafet Devletini kurmak için çalışmanın zamanı gelmedi mi? Bilin ki Hilafet, işlerinizi ihsanla güdecek, Rabbinizin Kitabı ve Nebinizin Sünnetiyle hükmedecek, kaynaklarınızı heder eden bu vergici devletin kökünü kazıyacaktır.

Onun için haydi gelin Nübüvvet metodu üzere Raşidi Hilafet Devletini yeniden kuralım ki hem Rabbiniz razı olsun hem de bu dünyada izzetli ve onurlu bir hayat yaşayalım.