22 Kasım 2016 Salı günü Omdurman kenti Embede Mahallesi güvenlik birimleri ve istihbarat teşkilatı, Hizb-ut Tahrir üyesi Zeyn İvad ve Haşim Yusuf kardeşimizi diyalog noktasına katıldıkları gerekçesiyle gözaltına aldılar. 23 Kasım 2016 Çarşamba günü serbest bırakmadan önce güvenlik güçleri, o gençlerimizi darp etmeye kalktılar ve kötü davrandılar. Diyalog noktasında el konulan kitapçıklar, bildiriler ve benzeri yayınları geri vermediler.

Ardından Hizb-ut Tahrir / Sudan Vilayeti heyeti, 24 Kasım 2016 Perşembe günü baskına uğrayan diyalog noktasında el konulan malzemeleri geri almak için güvenlik birimleri ve istihbarat teşkilatının karargâhına gitti. Yetkilinin bir törende olduğu söylendi. Bunun üzerine heyet, 28 Kasım 2016 günü tekrar karargâha geri gitti. Bu kez de yetkilinin Cumhurbaşkanlığı toplantısında olduğu söylendi. Sonra heyet, 05 Aralık 2016 Pazartesi günü üçüncü kez gitti. Müdürün bürosunda olmadığı söylendi. Heyet de boşu boşuna iki saat bekledi.

Bu oyalamanın ardından yerel güvenlik birimleri müdürüne hitaben 12 Aralık 2016 Pazartesi tarihli resmi bir dilekçe yazdık. Dilekçede resmi görüşme talebimizi ifade ettik. Sonra dilekçeyi 13 Aralık 2016 Salı günü Hizbin heyeti aracılılığıyla güvenlik birimleri bürosundaki görevlilere teslim ettik. Yaklaşık iki hafta bekledik, ancak geri dönüş olmadı. Bunun üzerine heyet, 26 Aralık 2016 Pazartesi günü meselenin iç yüzünü öğrenmek amacıyla karakola gitti. Müdürün yerinde olmadığı söylendi. Heyet de geri döndü. Ancak 27 Aralık 2016 Salı günü tekrar geri gitti. Ancak yine cevap hazırdı “müdür yerinde yok”. Heyet öğle namazına kadar bekledi. Sonra müdürün görüşmek istemediği yargısına vararak oradan ayrıldı.

Güvenlik birimleri, istihbarat teşkilatı içindeki kardeşlerimiz ve önünden arkasından batıl yolla korudukları rejim şunu iyi bilsin ki davette kullanılan kitap ve malzemeleri haczetmek, Nübüvvet metodu üzere ikinci Raşidi Hilafeti kurarak İslami hayatı yeniden başlatma çalışması görevini yerine getirmekten Hizbi asla alıkoyamaz. Biz, daveti taşıyarak Allah’ın rızası yolunda yürümeye devam edeceğiz. Biz, sizin şeytana karşı bizimle işbirliği yapmanızı istiyoruz, ama siz ısrarla kendinize karşı şeytanla işbirliği yapıyorsunuz. Kulaklarınızı hakkı tıkıyor, Allah yolundan alıkoymaya devam ediyorsunuz. Hakkın sesinin duyulmasına ve Allah’ın vaadinin açıklanmasına engel oluyorsunuz. Ve Peygamber SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in, İnşaAllah son günlerini yaşadığımız ceberut yönetimden sonra kurulacağını müjdelediği Nübüvvet metodu üzere Raşidi Hilafet muştusunu diri diri mezara gömmek istiyorsunuz. Ancak heyhat. Sabah kesinlikle doğacak, hak mutlaka üstün gelecektir. Zaman uzasa da batıl yok olmaya mahkûmdur.

وَيَوْمَئِذٍ يَفْرَحُ الْمُؤْمِنُونَ بِنَصْرِ اللَّهِ يَنْصُرُ مَنْ يَشَاءُ وَهُوَ الْعَزِيزُ الرَّحِيمُ “O gün Allah’ın zafer vermesiyle müminler sevinecektir. Allah, dilediğine yardım eder. O, mutlak güç sahibidir, çok merhametlidir.” ^{[Rum 4-6]}