Cumartesi, 21 Muharrem 1446 | 2024/07/27
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü


حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Suriye Vilâyeti
Medya Bürosu

No: SRu2013BAu20132011u2013MBu2013TRu20130004 H. 4 Cumâde’s Sânî 1432
M. Cumartesi, 07 May 2011

-Basın Açıklaması- Ey Suriye'deki Müslümanlar: Sabredin, Sebat Gösterin ve Hilafeti İkame Etmeye Yönelin ki Bu Zavallı Suriye Rejimi, Korkunç Bir Yıkılışa Tanık Olsun

Suriye rejimi, 25.04 tarihinden bu yana Deraa'yı tanklarla kuşatma altında tuttu ardından oradan çekilerek protesto bölgelerini tek tek kuşatmak ve buraları güvenlik birimlerinin estirdiği terör atmosferi altında protestocuların ele başlarından temizlemek yoluyla rejim karşıtı ayaklanmayı bitirmeyi hedefleyen bir plan çerçevesinde diğer şehirlere yöneldi. Zira önce bölgeyi kuşatma altına aldı, tanklarla bombaladı, tecrit edecek şekilde su, elektrik ve telefon bağlantılarını kesti. Ardından bölgeyi bastı, bölgedeki evleri ve sokakları tek tek aradı ve 40 yaşının altında olan herkesi tutukladı. Ardından bu kişiler hakkında oldukça acımasız ve aşağılık bir şekilde güvenlik soruşturmaları yapıldı. Ardından aktivistlerin elebaşlarını tuttular ve azimlerinin bittiğinden, iradelerinin kırıldığından ve diğer insanların kendilerini engelleyeceğinden emin olmaları üzerine diğerlerini serbest bıraktılar... İşte bunlar, Suriye rejiminin, Deraa'da yaptıklarıdır ve aynısını Banyas ardından Humus ve diğer yerlerde de yapmak istemektedir.

Tüm erkanıyla rejim, en temel haklarından biri gitmesi olan haklarını talep ederek kendisini çok sıkıştıran halkıyla olan sorununu işte bu şekilde çözmek istedi. Bu rejim, halkına karşı zorbacı ve baskıcı bir iradeyle davranmaktadır. Adeta onlara, "Sizin geçmişiniz de şu anınız da geleceğiniz de benim bundan kaçış yoktur. Kim bundan başka bir şey isterse en düşüğü canı olmak üzere bunu ona pahalıya ödetirim" der gibi davranmaktadır. Zira rejim, katlettiği ve kanlarında ifrata kaçtığı kişilerin cesetlerini, evlatlarını ve kardeşlerini öldürenlerin karanlık ellerin olduğuna dair imza atmadıkları ve rejimi destekleyici gösteriler yapma sözü vermedikleri sürece ailelerine teslim etmeyi reddediyor... Tüm bunlar ise halkına karşı zulmü ve baskıyı arttırmak içindir.

Halka yönelik trajedisini sürdürmek ve arttırmak için Suriye rejiminin düşündüğü, planladığı ve uyguladığı şey işte budur. O halde evlatlarının ve kardeşlerinin şerefi kirletilmiş halkının ona nasıl karşılık vermesi gerekir ki?

İnsanlar, ama tüm insanlar, cesaretle, sabırla, sebatla ve rejimin kendilerini bastırma ısrarından daha fazla ısrarla tek bir adamın duruşu gibi durduklarını gösterdiler. Suriye rejimi, tutuklanmayan insanların kendisine karşı koyarken ve karşı çıkarken katledilen ve tutuklananlardan pek de geri kalmayacağını, azimlerini kıramayacağını ve öfkelerine engel olamayacağını görecektir... Aynı zamanda insanlar, güçlü barışçıl şekilde hareket etmeye, subayı ve erleriyle ordudaki evlatlarını kendi halklarına karşı ateş açmayı reddeden bir atmosfer oluşturmaları, güçlerini iktidarı "İsrail'i" koruyan ve kendilerini halklarını öldürmeye zorlayan bu mücrim çeteden devralma yönünde düzenlemeleri ve iktidarı, insanlara İslam esası üzerine raşid bir liderlikle liderlik edecek kimselere teslim etme çağrısında bulunmaya hırs göstermelidirler.

İşte bu iki taraf, insanlar barışçıl olarak ve ordu askerî olarak birlikte rejime karşı koyarlarken sadece İslam noktasından hareket etmelidirler. Zira rejimin zulmü, rejimin taifesi de dahil tüm taifeleriyle birlikte bütün Suriye halkını kuşattığında çözüm sadece İslam'la sınırlıdır. Çünkü İslam, Müslümanların kendisiyle hükmetmesi, hayatlarını onun esasına göre yürütmesi, Müslümanı ve gayrimüslimiyle tüm insanların işlerini onunla gerektiği gibi gözetmeleri gereken Allah'ın hak dinidir... Şayet insanlar, orduyla birlikte hareket noktaları İslam olan tek bir bütün olmazlarsa kayda değer hiçbir değişim meydana gelmez. Aksine hem Tunus hem de ümmetin en yaman düşmanı olan "İsrail'e" giden doğalgazı kesmeyen Mısır'da yaşananlar meydana gelecektir. Belki de bu iki ülkede ciddi bir değişimin olmadığının en güçlü göstergesi, devlet ve halk olarak her ikisinin de aralarında kalan komşuları Libya halkının imdadına yetişmemeleri... ve Libya halkını, halkına karşı cürüm işlemede Beşar'a benzeyen Kaddafi'nin eline terk etmeleridir.

Korkunç bir yıkılışa tanık olacak bu zavallı rejim, insanların cesetleri pahasına baki kalmak istiyor. Bu rejim, her cuma salahından sonra göstericilerin dışarı çıkışını kontrol altına almak için haftalık plan yapıyor. Eğer planı tutarsa hafta içerisinde buna devam ediyor. Yok tutmazsa başka bir plana başvuruyor. İnsanlar, rejimin planını değiştirip değiştirmediğini nasıl öğreniriz derlerse her hafta perşembe gününü beklemelidirler. Eğer Beşar Esad, televizyon ekranlarına çıkıp siyasî, içtimaî ve fikrî olmak üzere ülkede tüm hayatın bekçisinin Baas Partisinin olduğunu ifade eden anayasanın 8. maddesini kaldırmayı istediğini ilan ederse bunun anlamı o, insanların kendilerine uygulanan baskıya boyun bükmemesinden dolayı buna istemeyerek başvurdu demektir. Yok eğer çıkmazsa bunun anlamı o, hala planın tutacağını iddia ediyor ve baskıcı birimleri vasıtasıyla baskı eylemine devam edecek demektir. İşte zavallı Suriye rejiminin mazlum halkı ile olan durumu budur.

Ey Suriye'deki Müslümanlar!

Tek çözüm İslam'dır. İslam'a göre çözüm ise ancak şeri hükümleri Müslümanıyla ve gayrimüslimiyle tüm tebaaya en güzel şekilde tatbik edecek olan Raşidi Hilafeti kurmakla mümkündür. Bundan başka gerçek değişim yoktur. Anaysa değiştirilmeksizin sırf şahısların değiştirilmesine dayalı her türlü değişim, bir süre sonra olsa bile zulmün, baskının ve insanların en temel haklardan mahrum edildiği geçmişe geri dönülmesi mümkün geçici formalite bir değişim sayılır. Keza Müslümanların beldelerine müdahale eden yabancıların ellerini koparmayan her türlü değişim, hayatımızı şu an olduğu üzere bırakacaktır. Zira bu zalim iktidar rejimlerini ortaya çıkaran ve insanların servetlerini onlar kanalıyla yiyen bizzat bu kafir kapitalist Batılı yabancılardır. Dolayısıyla yılanın başı Batı ve yöneticiler de onun kuyruğudur.

Ey Suriye'deki Müslümanlar!

İslam, sizlere seslenmektedir. O halde sizler, Resul [SallAllahu Aleyhi ve Sellem]'in haber verdiği üzere müminlerin darının merkezi olması için Raşidi Hilafeti kurarak dinine nusret vermek için Allah'a ve resulüne icabet edecek misiniz? Sizi, size hayat verene çağırdığında Allah ve resulüne icabet etmeyecek misiniz? İşte Hizb-ut Tahrir, sizleri buna çağırmaktadır. O halde onun sadık çağrısına icabet ediniz. Allahuteala, şöyle buyurdu: يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا اتَّقُوا اللَّهَ وَكُونُوا مَعَ الصَّادِقِينَ "Ey iman edenler! Allah'tan korkun ve sadıklar ile beraber olun." [et-Tevbe 119]

حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Suriye Vilâyeti
Medya Bürosu
Adres Bilgileri ve Web Sitesi
Telefon: +8821644446132 Skype: TahrirSyria
www.tahrir-syria.info
E-Mail: [email protected]

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER