حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Suriye Vilâyeti
Medya Bürosu
No: SRu2013BAu20132013u2013MBu2013TRu20130013 |
H. 23 Cumâde’s Sânî 1434 M. Cuma, 03 May 2013 |
-Basın Açıklaması- Ey Suriye'deki Müslümanlar: Size Yönelik Kurulan Komplonun Başı Amerika Olup Kasap Beşar İse Onun Kuyruğudur Bu Yüzden Onun Ayaklanmacıların Silahlandırılmasını Talep Etmesi Bir Hayal Olup Askerî Müdahale de Haramdır!
Amerika, Suriye için "öldürücü olmayan" yardımlarını, bu yardımları sevinçle, memnuniyetle ve Amerika'ya iltifat ederek ve övgüler yağdırarak teslim alan Özgür Suriye Ordusu Genelkurmay Başkanı Tuğgeneral Selim İdris ile Albay Abdulcabbar el-Akidi'ye teslim etti. Daha bu ikisi bununla da yetinmediler, bilakis İdris kendi kalemiyle Obama'nın şahsına dostluk ve şükranlarını bildiren bir mektup yazdı ve mektupta Obama'ya, Beşar Esed "sayın başkanımın" "üç hususta" belirlediği kırmızı çizgileri aşmıştır şeklinde vurgu yaptı. Ayrıca ondan, yardımda bulunması ve bu Beşar rejimi tarafından uygulanan ölüm ve yıkımı durdurması ricasında bulundu.
Kasap Beşar ile baskıcı rejiminin, başta Amerika olmak üzere uluslararası toplumla gizli anlaşma yaparak ve komplo kurarak katliamlar işlediği en düşük bakış açısına sahip olan bir kişi için bile bir sır değildir. Zira bu Amerika, uluslararası siyasî ölçeklerde kendisini dünyanın birinci devleti olarak gördüğü gibi kasap Beşar ile onun mücrim güvenlik sistemini de kendisinin ajanı olarak görmektedir. Bundan dolayı Amerika, kendi yöntemiyle ona yardım etmekte ve ona karşı olan ayaklanmaya kürtaj yaptırmaya çalışmaktadır. Nitekim bu yöntemlerden biri de İslamî yönetime çağrıda bulunan Müslümanların eline geçmesinden korkulduğu gerekçesiyle Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi aracılığıyla muhalefete öldürücü silah verilmesine izin verilmemesi olurken ona en güçlü öldürücü silahlar, adam, para ve istihbarat yardımında bulunulmasına karşı sessiz kalınmasının yanı aynı şekilde onun muasır tarihin bir benzerine tanık olmadığı ve tüm ölüm araçları ile üsluplarını kullandığı katliamlarına karşı da sessiz kalınmaktadır. Hatta kasabın kimyasal silah kullanması için tüm insanî ve sorumluluk duygusunu kaybetmiş olan Amerika onunla işbirliği içerisine girmiştir. Dolayısıyla onunla işbirliğine girerek kesin olmamakla birlikte "muhtemelen onun kullanılmasını" dayatmıştır. Binaenaleyh bizzat düşman Amerika'dır. O halde ondan sakının. Dolayısıyla yılanın başı Amerika olup Beşar ise onun kuyruğudur. Dolayısıyla da Amerika, çözümün bir parçası değil sorunun temelidir. Nitekim elinde çözüm anahtarı veya çözüm evrakları olduğu veya ondan askerî müdahalede bulunmasını talep etmek için Amerika ile işbirliğine girmek büyük bir cürüm ve büyük bir ihanettir... Zira bu, siyasî bir intihar olup yönetimin onun elinde kalmaya devam etmesi demektir. Tüm bunların da ötesinde haramdır ve haramlılığı da çok şiddetlidir.
Şuan Amerika, kendi emir ve korumasıyla Müslümanlara karşı işlediği korkunç katliamlara rağmen Beşar'ın ayakta kalmasını sağlamakta başarısız olmasının ardından Suriye'de kasap Beşarsız bir çözüm aramaktadır. Zira şuan o, Suriye'nin geleceği için aralarında bir anlaşmaya varsınlar diye kasabın muhalefet ile müzakere masasına oturmaya itmek için çalıştığını dile getirmektedir. Zira Amerika onun yargılanmasızın gitmesini istemektedir. Bu yüzden o, kasap Beşar ile müzakerede bulunmayı kabul eden bir taraf olması için muhalefetin arasından ona başkasından daha çok güvenecek birisini aramaktadır. Bu bağlamda "öldürücü olmayan" silahlarını, medya organlarının Amerikan Dışişleri Bakanı John Kerry'nin geçen ay İstanbul'da görüştüğünü ve onunla Suriye dosyasını yöneten Amerika'nın Suriye Büyükelçisi Robert Ford arasında yoğun temasların gerçekleştiğini söylediği Tuğgeneral Selim İdris'e teslim etme süreci gerçekleşmiştir. Nitekim Amerikan gazeteleri onu, "savaştaki dostumuz" şeklinde nitelendirir bir hale gelmişlerdir. Yani silahlı muhalefeti, Amerika'nın çıkarı ve Hilafet'e çağrıda bulunanların karşısında durması için birleştirecek olan bir savaş. Zira Amerika ve müttefikleri korkmakta ve uykuları kaçmaktadır... Bu adamın açıklamalarını ve pozisyonlarını izleyen bir kimse, onun Amerikan yönünde hareket ettiğini görecektir. Çünkü o, "yarı askerî geçiş hükümeti" yoluyla olabilecek Suriye'deki geçiş sürecinin araştırılması çerçevesinde aralarında Alevilerin de bulunduğu düzenli ordunun üst düzey subaylarıyla müzakerede bulunmak için hazırlık yaptığını açıklamıştır. Ayrıca o, Beşar'ın müzakere masasına oturmaya itilmesi için Amerika'dan kendilerini silahlandırmasını talep ettiğini de açıklamış ve aynı şekilde açıklamalar, analizler ve istatistikler, üzerinde yürüdüğü plana hizmet etme zemininde onun rolünü büyük göstermeye başlamışlardır.
Ey Kerim Şam Topraklarındaki Ayaklanmacılar!
Daha önce atalarınız "aşağılanmak değil ölüm" diye haykırmışlardı ki sizler de ayaklanmanızda "aşağılanmak değil ölüm" diye haykırmaktasınız. Nitekim Hizb-ut Tahrir olarak bizler, ister geçici isterse kalıcı olsun, adı her ne olursa olsun Arap Birliği veya Uluslararası Örgütün gözetiminde rejimin başı veya onun yandaşları ve kuyruklarıyla yapılacak herhangi bir çözüm hususunda" daha önce sizleri uyarmıştık ve hala da uyarmaya devam ediyoruz. Zira onlar, birbirlerinin kuyruklarına tutunan ve baştan sona birbirileri arasında hiçbir fark olmayan kötülük ve hıyanet silsilesinden ibarettirler... O halde onlara, bu rejimi ve temellerini yerin dibine gömmekten başka hiçbir duruma imkan vermeyiniz. Ayrıca daha önce Allah'ın emirlerine muhalefet etmekle karşıya kaldığı noktasında el-Akidi'yi uyardık ve ona, ayaklanmanın karşısında duranları asla affetmeyeceğini açıkladık. Bunun yanı sıra İdris'e, kendisiyle birlikte çalışanlar aracılığıyla sömürgeci kafirle güçlü olma şeklinde takip ettiği yolun ani bir ölüm olduğunu gönderdik. İlk olarak, "Bizler, ayaklanmacılarla birlikteyiz ve halk ne isterse onu uygulayacağız" şeklinde cevap verirken diğer cevabı ise "Bizler, istediğimizi elde etmek için onlara sevgi gösteriyoruz " şeklinde olmuştur. Evet, Hizb-ut Tahrir olarak bizler, bu liderliklerin Allah'ın, Resulünün ve sadece Allah içindir diyen ayaklanmacıların razı olmadığı bir yol takip ettiklerini görüyoruz. O halde nasıl oluyor da ayaklanmacıların istediklerini uyguladıklarını iddia edip sonra da sömürgeci kafirin Suriye'ye müdahalede bulunmasını isteyebiliyorlar?! O halde nasıl oluyor da İslamî ayaklanmacıların eğilimleriyle birlikte olduklarını iddia ederlerken göz göre göre bunları görmezden gelebiliyorlar?! O halde nasıl oluyor da Mustafa [Aleyhi's Salatu Ve's Selam]'ın râyesi ve livasını Şam semalarında dalgalandırmaktan kaçınırlarken Suriye'nin bayrağının yeşil, kırmızı ve siyah olmasını tasarlayan ve bunun onun bayrağı olmasına karar veren Lübnan ve Suriye'deki Fransız Yüksek Komiseri Albay Henry Bonsu'nun bayrağını kaldırmak için ısrar edebiliyorlar? Yoksa onlar nezdinde Fransa ile albayın sözleri, insanlığın efendisi ve alemlerin Rabbinin Resulünün sözünden daha mı değerlidir? Evet, şüphesiz Allah, şereflendirmek istediği insanları şereflendirirken kendilerinin şerefli olduklarını zanneden insanları da zelil kılar!
Ey İslam'ın Şam'ındaki Muttaki Müslümanlar!
Bazılarının, Beşar'ın ardından kendisine imkan vermek için çalıştığı Amerika, kurnaz bir çizgi üzerinde yürümektedir. Zira sizlere karşı tekrarlanan korkunç katliamları işlemesi ve her bir katliamında bir öncekinden daha korkunç olması için Beşar'a emir veren, sizleri silahlandırmaktan kaçınıp önleyen, onun kapısını düşmanlarınıza açan ve uluslararası pozisyonda sizleri muhasara altına alan bizzat Amerika'dır. Şöyle ki; bir kişi sizlere, çok ağır bir şekilde aşağılanmak şartıyla çok az miktarda yardım malzemeleri göndermeye güç yetirebilmektedir. Tüm bunlar ise aklınıza ümitsizlik tohumları ekmek, kalplerinizi ümitsizlikle doldurmak ve sizleri teslimiyete sevketmek içindir. O halde Batı'nın ajanlarını, kuyruklarını ve sırtlanlarını engelleyiniz. Zira onlar, geçte olsa rejimden ayrılmalarına rağmen hala akılları etkisinde olan rejime bir kılıf olmak için ortaya çıkmışlardır. Dolayısıyla İslamî Ümmetin düşmanlarının kucağına düşmek için uçuruma giden bir yolda koşuşturmaktadırlar.
Hizb-ut Tahrir olarak bizler, Allah'ın izniyle sizinle beraberiz ve hakkı ve Allah'ın kelimesini yüceltmek için sebat ederek Kavî ve Aziz olan Allah'ın izniyle Raşidî Hilafet'i kurmak için tüm gücünüzü kullanmaya kararlıyız. Dolayısıyla Allahu Subhânehu'dan, bunun için yaşmayı ve bunun için ölmeyi temenni ediyoruz. Ayrıca bizim râyemiz, Resulullah [SallAllahu Aleyhi ve Selem]'in râyesi olan "el-Ukab" râyesi olup Allah'ın izniyle çok yakında bir Halife'ye biat edinceye kadar da tüm bunlardan asla sapmayacağız. Zira bu râye, Subhânehu'nın yardımıyla nusret bulacaktır. O halde ona doğru koşun! Belki de Allah sizlere, dini ve devleti için yeni ensarlar olmayı nasip edecektir... Nitekim Allahu Teâlâ, şöyle buyurmaktadır:
وَلَنَبْلُوَنَّكُمْ حَتَّى نَعْلَمَ الْمُجَاهِدِينَ مِنْكُمْ وَالصَّابِرِينَ وَنَبْلُوَ أَخْبَارَكُمْ إِنَّ الَّذِينَ كَفَرُوا وَصَدُّوا عَنْ سَبِيلِ اللَّهِ وَشَاقُّوا الرَّسُولَ مِنْ بَعْدِ مَا تَبَيَّنَ لَهُمُ الْهُدَى لَنْ يَضُرُّوا اللَّهَ شَيْئًا وَسَيُحْبِطُ أَعْمَالَهُمْ يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا أَطِيعُوا اللَّهَ وَأَطِيعُوا الرَّسُولَ وَلا تُبْطِلُوا أَعْمَالَكُمْ إِنَّ الَّذِينَ كَفَرُوا وَصَدُّوا عَنْ سَبِيلِ اللَّهِ ثُمَّ مَاتُوا وَهُمْ كُفَّارٌ فَلَنْ يَغْفِرَ اللَّهُ لَهُمْ فَلا تَهِنُوا وَتَدْعُوا إِلَى السَّلْمِ وَأَنْتُمُ الأَعْلَوْنَ وَاللَّهُ مَعَكُمْ وَلَنْ يَتِرَكُمْ أَعْمَالَكُمْ "Andolsun ki içinizden cihad edenleri ve sabredenleri belirleyinceye ve haberlerinizi açıklayıncaya kadar sizi imtihan edeceğiz. İnkar edenler, Allah yolundan alıkoyanlar ve kendilerine doğru yol belli olduktan sonra Resule karşı gelenler, Allah'a hiçbir zarar veremezler. Allah onların yaptıklarını boşa çıkaracaktır. Ey iman edenler! Allah'a itaat edin, Resule itaat edin. Amellerinizi boşa çıkarmayın. İnkar edip Allah yolundan alıkoyanları ve sonra da kafir olarak ölenleri Allah asla bağışlamaz. Sakın gevşekliğe kapılmayın ve sakın üstün olduğunuz halde barışa çağırmayın. Muhakkak ki Allah sizinle beraberdir ve O, amellerinizi asla heder etmeyecektir." [Muhammed 31-32-33-34-35]
حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Suriye Vilayeti
Medya Bürosu Başkanı
Mühendis: Hişam el-Baba
حزب التحرير Hizb-ut Tahrir Suriye Vilâyeti Medya Bürosu |
Adres Bilgileri ve Web Sitesi Telefon: +8821644446132 Skype: TahrirSyria www.tahrir-syria.info |
E-Mail: media@tahrir-syria.info |