حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Suriye Vilâyeti
Medya Bürosu
No: SRu2013BAu20132013u2013MBu2013TRu20130019 |
H. 4 Şa'bân 1434 M. Perşembe, 13 Haziran 2013 |
-Basın Açıklaması- "Dar-ul İslam'ın Merkezi Şam" Cumasında Şam Halkı, İslam'ı İlan Ettiler Hem de İslam'dan Başkasını İsteyen Amerika İle Batılı Sırtlanların Tuzaklarına Rağmen!
Her bir taraftaki Müslümanların evlatları, Şaban ayının ilk cumasını bu aya yakışır bir şekilde adlandırmaya çağırdılar. Zira Şaban'ın doğuşu, mağfiret ve iman ayı olan Ramazan ayı için bir giriştir. Bundan dolayı bu Cumayı, Resulullah [SallAllahu Aleyhi ve Sellem]'in: عُقْرُ دَارِ الإِسْلامِ بِالشَّامِ "Dâr-ul İslam'ın merkezi Şam olacaktır" hadisiyle adlandırmışlardır. Nitekim egemen olan cihetten, Hizb-ut Tahrir'e bağlı bir adlandırma olduğu bahanesiyle adlandırmanın dahil edilmesini reddetmek amacıyla adlandırmaları düzenlemeye yönelik girişimler oldu. Sonra onu dahil eden her bir taraftaki muhlislere dönük baskıların ardından açık ve net bir şekilde ortaya çıkmıştır ki adlandırma, Allah ve Resulünü seven kıskanç her bir Müslüman tarafından büyük bir kabul görmüştür. Hatta adlandırmayı paylaşanlar çarpıcı bir şekilde artış göstermişlerdir. Bu da Şam ayaklanmasının düşmanlarına ve kendisiyle Resulümüzün emrettiği Nübüvvet Minhacı Üzere Raşidî Hilafet'in olduğu İslamî Devletimizi kuracağımız Allah'ın nusretine ulaşma yolunda daima engel olanlara korku salmıştır. Bu yüzden gerçekleri çarpıtmaya başvurmaktadırlar. Nitekim sonunda bize, açık manipülasyonların olduğunu teyit eden uzmanlar olduğu gibi bazı bilgi sahipleri de büromuza, başta sonuçları takip eden ve Resulullah [SallAllahu Aleyhi ve Sellem]'in hadisinde geçen adlandırmanın başarıya ulaşmasını engellemek için kuyruklarına oylamayı manipüle etme emirleri veren Amerika'nın çevreleri olmak üzere Batılı çevreleri bildirmişlerdir. Ayrıca bize, oylamayı takip etmek yoluyla buna dair ikna edici kanıtlar gönderenler de olmuştur.
Ey Net Bir Şekilde Ortaya Çıkan Şam Ayaklanmasındaki Müslümanlar!
Onların tamamının, Şam ayaklanmasını tek bir yaydan vurdukları ve onların bize olan öfkelerinin Allah'ın düşmanlarının Medine-i Münevvera'daki Resulullah ile kerim sahabesine olan öfkeleri gibi olduğu uzak yakın, dost düşman hiç kimse için bir sır değildir. Dikkat edin bu, Kahhar olan Allah'a imanımızdan ve O'nun dininin ve devletinin ikame edilecek olmasından dolayıdır. Dolayısıyla onlara, Allahu Teâlâ'nın şu kavlinden başka söyleyecek bir söz bulamıyoruz:
مَن كَانَ يَظُنُّ أَن لَّن يَنصُرَهُ اللَّهُ فِي الدُّنْيَا وَالْآخِرَةِ فَلْيَمْدُدْ بِسَبَبٍ إِلَى السَّمَاء ثُمَّ لِيَقْطَعْ فَلْيَنظُرْ هَلْ يُذْهِبَنَّ كَيْدُهُ مَا يَغِيظُ "Her kim, Allah'ın, dünya ve ahirette ona (Resulüne) asla yardım etmeyeceğini zannetmekte ise, (Allah ona yardım ettiğine göre) artık o kimse tavana bir ip atsın; (boğazına geçirsin); sonra da (ayağını yerden) kessin! Şimdi bu kimse baksın! Acaba, (bu yaptığı) hilesi, öfke duyduğu şeyi (Allah'ın Resulüne olan yardımını) gerçekten engelleyecek mi?" [Hac 15]
Hizb-ut Tahrir de Allah'ın ve Resulünün düşmanlarına öfkelenmektedir. Hele de onlar, adlandırmanın "Hizb-ut Tahrir'e bağlı bir adlandırma" olduğunu söyleyerek "Dâr-ul İslam'ın Merkezi Şam" adlandırmasını reddeden düşman kimselerse. Dolayısıyla onlar, bu adlandırmanın daha önceden de Resulullah [SallAllahu Aleyhi ve Sellem]'in hadisi olduğunu ve hizbin, tüm sadık Müslümanların ve Şam halkının onu konuştuklarını idrak edemiyorlar. Oysa onlar, Şam halkının İslam, cihad ve fetihler ehli olduklarını tarih yoluyla bilmektedirler. Halbuki dağları bile yıkan komplolar devam etmemiş ve kendilerini ve dinlerini Amerika ile kuyruklarına satan hainler olmamış olsaydı, evet bunlar olmamış olsaydı ayaklanma çoktan nusret bulur ve Hilafet Devleti kurulurdu. Ancak Allah'ın bir hikmeti vardır ve bunu en iyi bilen de elbette O'dur. İşte buradaki hayırlı ayaklanma, daha fazla ortaya çıkmakta ve daha fazla kendini göstermektedir. Zira bizler ayaklanmanın, hakkı batılın üzerine atıp onu parçaladığını görmekteyiz. Zaten Muhlisler, kalpleri ve dilleriyle şu şekilde nidada bulundukları sürece batıl yok olmaya mahkumdur:
وَقُلْ جَاء الْحَقُّ وَزَهَقَ الْبَاطِلُ إِنَّ الْبَاطِلَ كَانَ زَهُوقًا "De ki: Hak geldi batıl zail oldu. Zaten batıl yok olmaya mahkumdur." [el-İsrâ 81]
Bundan dolayı Hizb-ut Tahrir / Suriye Medya Bürosu, Resulullah [Aleyhi ve Âlihi ve Sahbihî Efdalu's Salati ve Etemme't Teslîm]'in Râyesini ve Livasını göklere yükseltmeleri ve Allah'ın izniyle sözlü ve fiili olarak Resulullah [SallAllahu Aleyhi ve Sellem]'in: عُقْرُ دَارِ الإِسْلامِ بِالشَّامِ "Dâr-ul İslam'ın merkezi Şam olacaktır" hadisiyle kafirlerin ve münafıkların şuurlarını kaybettirmek amacıyla bunu hakkıyla açık bir şekilde yerine getirmeleri için Şam ve Şam dışındaki tüm muhlis Müslümanlara haykırmaktadır. Zira Şam, Allah'ın izniyle çok yakında İslamî Hilafet'in gerçek merkezi olacak, tüm İslamî Ümmeti birleştirecek, el-Aksa'yı kurtaracak ve mazlumlara yardım edecektir. Allah bizimle beraberdir ve amellerimizi asla eksiltmeyecektir.
وَلَيَنْصُرَنَّ اللَّهُ مَنْ يَنْصُرُهُ إِنَّ اللَّهَ لَقَوِيٌّ عَزِيزٌ "Allah, kendisine (kendi dinine) yardım edenlere muhakkak surette yardım eder. Hiç şüphesiz Allah, Kavî ve Azîzdir." [Hac 40]
حزب التحرير Hizb-ut Tahrir Suriye Vilâyeti Medya Bürosu |
Adres Bilgileri ve Web Sitesi Telefon: +8821644446132 Skype: TahrirSyria www.tahrir-syria.info |
E-Mail: media@tahrir-syria.info |