İkinci küresel yıllık Hilafet Konferansı faaliyetleri, "Değişim ve Kurtuluş: İmparatorlukların Devrilişi ve İslam İle Yönetimin Geri Dönüşü" başlığı altında ve Hizb-ut Tahrir'in İslam dünyasındaki arzusunun ve Şam ayaklanmasındaki liderlik rolünün ağırlığını yansıtan benzeri görülmemiş bir büyük kalabalığın ve medyanın ortasında Tunus'un başkentinde 22.06.2013 Cumartesi günü açıldı ve Hizb-ut Tahrir'in Emiri Celil Alim Atâ İbn-u Halil Ebu Raşta'nın konuşmasıyla başladı. Nitekim binlerce kişi doğrudan ulaşarak ve minyonlarca kişi de uydu aracılığıyla, Tunus'un tarihinden ve kahraman erkeklerinden bahseden, sadece Allah'ın muhlis kullarının üzerine inecek olan Allah'ın nusretiyle müjdeleyen ve ardından da sömürgeciliğin tuzaklarından ve İslam'a yönelik savaşından bahseden Hizb-ut Tahrir'in Emirinin açılış konuşmasına büyük bir ilgi gösterdiler. Zira o, şöyle demiştir: "Ortada sömürgeci kafirler ile onların ajanlarının, İslam'a, ehline, onun davetine ve devletine açtığı sert bir savaşın olduğunu biliyoruz. Bunu ise onların iddialarına göre Tunus ve Tunus'un dışında Hilafet'in geri dönmesini engellemek için yapmaktadırlar. Dolayısıyla bu savaş, gece-gündüz ve açık ve gizli olarak devam etmektedir. Çünkü küfür ve isyan ehli, Hilafet'in azametinin ve gücünün farkındadırlar. Zira akıl sahibi hiçbir ses onlara kulak vermeyecek ve Hilafet kurulacaktır. Nitekim ilk Hilafet'te, ilim, kalkınma, güç ve doğruluk olmuştur. Bundan dolayı Şam halkının üzerine sert bir şekilde saldırıldığını görmektesiniz. Çünkü onların ayaklanmalarına, İslam'ın râyeleri ve sloganları nüfuz etmiştir. Bu yüzden kafirler, onlar için tuzaklarını birleştirmişlerdir..."

Sonra emirin konuşmasını, hizbin birçok ülkelerdeki temsilcilerinin ve medya sorumlularının, dikkatleri Ümmetin vahdetine ve hizbin gücüne çeken ve aynı şekilde Şam ayaklanmasının bir umut ve uluslararası dengeleri bozacak ve laikliği kendi komplolarının bataklığına düşürecek bir mihenk taşı olduğunu vurgulayan Hizb-ut Tahrir / Tunus Medya Bürosu Başkanı Rıza Bilhac'ın ifadesine göre bazılarının nezdinde vacip olmaktan "siyasî olasılığa" dönüşen İslam Devleti'ni geri getirmek amacıyla çalışmak için Ümmetin evlatlarının azimlerini bileyen seçkin konuşmaları takip etti. Nitekim konferans, ister tezahüratlarla olsun ister özel çalışma planlarıyla olsun isterse de Muhammed el-Hâmis sokağının başından başlayıp konferanslar sarayına kadar devam eden ve aralarına Şam ayaklanması dünya için bir mesaj taşımaktadır ve Tunus halkı Şam halkının yanında durmak yoluyla hala ayaklanmalarına devam etmektedir şeklinde tezahüratların ve sloganların nüfuz ettiği kalabalık yürüyüşlerle olsun Şam ayaklanması için olan güçlü katılımla mükemmel olmuştur.

Aynı şekilde birçok konuşma yapan Hizb-ut Tahrir / Suriye Medya Bürosu Başkanı Mühendis Hişam el-Baba, Şam ayaklamasının temsilci adamlarıyla birlikte hazır bulundu, kendisiyle basın röportajları yapıldı ve konferansta yapmış olduğu konuşması zirve yaptı. Zira o, Tunus'ta başlayan ve Emevilerin başkenti Şam topraklarına ulaşan değişim meşalesini taşıyan yere geldiğini vurguladı. Çünkü Emevi Halifesi, Allahu [Subhânehu ve Teâlâ]'nın kelimesini yüceltmek için Tunus topraklarını fetheden Ukbe İbn-u Nâfî'ye büyük bir ordu tugayı sözünü vermişti. Sonra Ümmetin düşmanlarının, Şam ayaklanmasının gücünün ve efsanevî sebatının sırrının İslamî akideden kaynaklandığının farkında olduklarını vurguladı. Sonra Ümmetin alimlerine bir nidada bulundu ki nidada şunlar geçmiştir: "Ey Ümmetin alimleri! Hayatlarını Allah için satarak sadece Allah'ın muhlis Rabbani alimlerini gördüğünüz ya da Şam'da doğranan, katledilen ve ırzları çiğnenen ehlinize yardım etmeleri için Müslümanların ordularına nidada bulunarak sizlere liderlik eden Hizb-ut Tahrir'in Emiri Celil Alim Atâ İbn-u Halil Ebu Raşta'yı gördüğünüz halde yöneticilerinize ve Ümmete ve Şam halkına komplo kuran Ümmetin Ruvaybidalarına itaat etmeyiniz. Peki sizler, bu nidanın ve büyük konuşmanın neresindesiniz? Ayrıca Safakas Mahalliyesi'nin, "Tunus'tan Şam'a Kadar, İslamî Yönetimden Başka Bir Alternatif Yoktur" başlığı altında düzenlediği bir sempozyum gerçekleşti ve sempozyumda, Şam ayaklanması, Hilafet Devleti'nin kurulması ve bir Halife'ye biat etme hakkında konuşmalar yapıldı. İşte Hizb-ut Tahrir de Allah'ın indirdikleriyle hükmetmek için ciddi bir şekilde kendisini orya koymakta ve Hilafet Devleti'nin anayasa projesini sunmaktadır. İşte o zaman Müslümanlar tekbir ve tehlil getirecekler ve Allah'ın nusretiyle sevineceklerdir."

Allahu Teâlâ, şöyle buyurmaktadır:

إِنَّا لَنَنصُرُ رُسُلَنَا وَالَّذِينَ آمَنُوا فِي الْحَيَاةِ الدُّنْيَا وَيَوْمَ يَقُومُ الأََشْهَادُ "Şüphesiz resullerimize ve iman edenlere, hem bu dünya hayatında, hem de şahitlerin (şahitlik için) kalkacakları günde nusret veririz." ^{[Mumin/Ğâfir 51]}