Mücrim rejimi destekleme bağlamında Amerika Dışişleri Bakanı John Kerry, 05 Şubat 2014 Çarşamba akşamı CNN ile yaptığı bir röportajda "Suriye'deki durumu, Esad kazanamadı, ama kaybetmedi de diye özetleyebilirim." dedi ve "İnsaflı olmak gerekirse, Esed'in bir ölçüde durumunu iyileştirdiğini de söyleyebiliriz" diye de ekledi. Aynı şekilde mücrim Suriye rejimini desteklemek için yaklaşık bir hafta önce İran Dışişleri Bakanı Yardımcısı Abbas Arakçi "Ülkesinin Cenevre'de varılan nükleer anlaşma çerçevesinde Tahran'ın dondurulan 550 milyon dolarlık ilk ödeme dilimini aldığını" açıkladı. Milyarlarca doların serbest bırakılması, Suriye rejimine verdiği destek ve kasap Esed'i desteklemeyi sürdürmesi nedeniyle ekonomik sorunları aşması için verilmiş bir ikramiyedir. Suriye politikası, aslında Amerika'ya bir sorun oluşturmaktadır. Nitekim aynı röportajda Kerry bunu "Büyük bir meydan okuma ve zorluklarla dolu" diye itiraf etti. Amerika, azgın bir boğa gibi Suriye politikasında çıkarları için en etkili yolu bilmiyor, bulamıyor. Suriye devrimi ona pabucu ters giydirdi. Elinde öldürmekten başka koz kalmadı. Çünkü Suriye'deki İslami Hilafet davetçileri, zor bir denklemdir. Ne Amerika ne onun şakşakçıları ne de onun uşağı Koalisyon, onların içine sızamadı, onları Cenevre masasına oturtamadı. Atılan varıl bombaları, Cenevre 2 Konferansının tamamlayıcılarıdır.

Ey Suriyeli Müslümanlar! İşte Amerika, vaatlerine kanan aklı dengesi bozuk Koalisyona ve Askeri Konseye, orada burada dağınık muhalefete, asrın mücrimi ile Cenevre 2'de görüşmeleri kabul edenlere, Irak ve Afganistan'a Haçlı saldırıları başlatan Sam Amcanın sözlerine inananlara, kasap Beşşar'dan bir an olsun bile vazgeçmediğini göstermiştir. Aksine ölümlerin, katliamların ve tahribatların hâlâ arkasında durmaktadır. İşte sahte ve yalan saçmalık kalıntılar ile kendisini direniş ekseni olarak adlandıran İran da, Dışişleri Bakanı Muhammed Cevad Zarif'in ağzıyla önceden yapılan kışkırtıcı açıklamaları yalayıp yuttu, Amerika ve onun yaramaz çocuğu "İsrail"e yakınlaşan utanç verici bir açıklama yaptı. Zarif, 50. Münih Güvenlik Konferansı'nda "Yahudilerin Naziler tarafından soykırıma uğratılmasını trajik, zalim ve bir daha tekrarlanmaması gereken bir olay olarak" nitelendirdi. Soruyoruz: Suriye'de cereyan eden nedir? Modern tarihte eşi benzeri görülmemiş gerçek bir soykırım değil midir? Masum insanların tepelerine atılan ve binlerce çocuk, kadın ve sivilin ölümüne neden olan varil bombaların bıraktığı tahribat holokost değil midir? Bu soykırım da İran'ın parmağı yok mu? Yoksa bu, Kerry'e göre Amerika'nın samimi ajanı Esed'in durumunu iyileştirmek olarak mı algılanıyor?

Ey İslam'ın Kalbi Biladu'ş Şam'daki sabırlı ve muhlis Müslümanlar! Allah'ın indirdiklerine göre İslami yönetim olsaydı, uluslararası komplo bu kanlı ve katliam eğilimini ortaya koyabilirler miydi? Şimdi İslami Hilafet, sizin topraklarınızda sizlere sunuluyor. Kıyamet gününü andıran bu trajediden kurtulmak gerekir. Allah'ın istediği gibi tek bir görüş, tek bir saf ve tek bir toprak üzerinde Hilafet kurmak için çalışanlara yardım etmek üzere askeri çalışmaları birleştirin. Bu proje, Suriye'nin ihtiyacı olan tüm başarı unsurlarını barındırıyor. Hizb-ut Tahrir / Suriye sizi Raşidi Hilafete çağırıyor. Çünkü bu fitneden size koruyacak yegâne güç odur. Elinizi uzatın ve bu hayırlı amel üzerinde Allah ile anlaşma yapın ki Allah'ın müjdesine nail olasınız. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu: وَلَا يَحْسَبَنَّ الَّذِينَ كَفَرُوا أَنَّمَا نُمْلِي لَهُمْ خَيْرٌ لِأَنْفُسِهِمْ إِنَّمَا نُمْلِي لَهُمْ لِيَزْدَادُوا إِثْمًا وَلَهُمْ عَذَابٌ مُهِينٌ ، مَا كَانَ اللَّهُ لِيَذَرَ الْمُؤْمِنِينَ عَلَى مَا أَنْتُمْ عَلَيْهِ حَتَّى يَمِيزَ الْخَبِيثَ مِنَ الطَّيِّبِ وَمَا كَانَ اللَّهُ لِيُطْلِعَكُمْ عَلَى الْغَيْبِ وَلَكِنَّ اللَّهَ يَجْتَبِي مِنْ رُسُلِهِ مَنْ يَشَاءُ فَآمِنُوا بِاللَّهِ وَرُسُلِهِ وَإِنْ تُؤْمِنُوا وَتَتَّقُوا فَلَكُمْ أَجْرٌ عَظِيمٌ "Kâfirler, kendilerine mühlet vermemizin, şahısları için hayırlı olduğunu sanmasınlar. Biz onlara bu mühleti, ancak günahlarını artırsınlar diye veriyoruz. Onlar için alçaltıcı bir azap vardır. Allah, müminleri içinde bulunduğunuz şu durumda bırakacak değildir, pisi temizden ayıracaktır. Ve Allah sizi gayba vakıf kılacak da değildir. Fakat Allah, Rasullerinden dilediğini seçer. O halde Allah'a ve Rasullerine iman edin. Eğer iman eder ve günahlardan korunursanız, sizin için büyük bir mükâfat vardır." ^{[Ali İmran 178-179]}

Mühendis Hişam el-Baba
حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Suriye Vilâyeti
Medya Bürosu Başkanı