İşte el-Carba böyle utanmadan ve Müslümanların kanına en ufak saygı göstermeden rejim heyetine eş-Şara'nın başkanlık etmesini önermekle Amerikan sözcüsü gibi konuştu. Amerika, kasap Beşşar gibi ajanlığına güvenebileceği alternatiflerin azlığından dolayı, kasap Beşşar'dan sonra Suriye'de planladığı yönetim içinde eş-Şara'nın rolünün olup olmayacağını araştırmaya başladı. eş-Şara'nın köklü bir Amerikan ajanı olduğu bilinmektedir. En büyük zalim baba Hafız Esed döneminin Dışişleri Bakanı ve en yakın arkadaşı idi. 1984-2005 yılları arasında Amerika'nın en sadık ajanlarından biriydi. Ardından zalim Beşşar'ın yardımcısı oldu. Bunlar aynı sülaledendir. Tüm bunlar açıkça bilindiği halde el-Carba, Amerikan ajanlık kulübünün bir üyesi gibi davranarak, yakın arkadaşı Faruk eş-Şara'nın elini kana bulamadığını ileri sürdü. Hâlbuki Beşşar, eş-Şara, Muallim vb. hepsi mücrim yönetimin saç ayaklarıdır. Mümin hakkında ne bir ahit ne de bir antlaşma gözetirler. Buna rağmen yolunu şaşırmış azgın el-Carba, 09 Şubat 2014 tarihinde Mısır Dışişleri Bakanı Nebil Fehmi ile yaptığı görüşmenin ardından Cenevre 2 müzakerelerinde rejim heyetine Faruk eş-Şara'nın başkanlık etmesini istedi. Sonra bu sefahat ve densizliği ile yetinmeyerek başka bir Amerikan komutunu daha dile getirdi. Amerika'nın tam kontrolü sağlaması için Koalisyonun genişletilmesini talep etti. Bu talep üzerine kim Koalisyona katılmayı kabul ederse, Amerikan ajanlarından olmuş olacaktır. Daha önce Amerika'nın Koalisyonu genişletmesi ile laik demokratik Michel Kilo kanadına yakın üyeler Koalisyona katılmış, ardından Amerika Koalisyonun liderliğini onlara devretmişti.

Şimdi el-Carba'nın bu isteği, darmadağın olmuş, evsiz barksız kalmış, zalim Esed ve zebanileri tarafından vahşice katliamlara maruz kalan ve hâlâ da kalmakta olan halka karşı yapılan erken ihanetin bir ilanıdır. Bunu rağmen el-Carba, sabreden ve başına gelenlerin karşılığını Allah'tan uman, eşi benzeri görülmemiş ender yiğitlik ve kahramanlık ile Amerika ve tüm dünyanın bütün komploları karşısında sapasağlam dimdik ayakta duran halkı temsil ettiğini iddia ediyor. Sonra el-Carba, Suriye'de elebaşı Amerika önünde, itaatkâr ve aşağılanmış bir şekilde eğilip diz çöküyor. Bu ucuz tiyatro ve oyun, Suriyeli Müslümanları asla aldatamaz ve aldatamayacaktır. Bu halk, Amerikan ajanlığında el-Carba ve katil Beşşar'ı bir madalyonun iki yüzü gibi görüyor. Suriye devrimi, ne pahasına olursa olsun eski rejime benzer laik bir sisteme artık asla dönüşün olmayacağının kararlılığını ortaya koydu. el-Carba, Beşşar'dan daha iyi olmayacaktır. Koalisyonun kötülüğü Baas Partisinden geri kalmayacaktır. Suriye devrimi, Nübüvvet metodu üzere İslami Hilafetten başka bir alternatifi kesinlikle kabul etmeyecektir. Bu yetim devrimin yardımcısı yalnızca Allah Subhânehu ve Teâlâ'dır. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu:

وَسَيَعْلَمُ الَّذِينَ ظَلَمُوا أَيَّ مُنْقَلَبٍ يَنْقَلِبُونَ

"Zulmedenler, hangi dönüşle döndürüleceklerini yakında bileceklerdir." ^{[Şuara 227]}