Tarihte bugün 10 Nisan 1948'de Müslümanların düşmanı şer ve kindar Yahudi yeraltı çeteleri, insanlık tarihinde eşi görülmemiş Deir Yassin katliamını gerçekleştirdiler. Çocuk, yaşlı, kadın ve gençlerden oluşan 250 ila 360 köy sakini bu katliamda hayatını kaybetti. Katliam sivillerde korkuya neden olduğu için bu katliam Filistinli göçmenlerin, Filistin'in diğer bölgelerine ve komşu Arap ülkelerine göç etmelerine yol açtı.

Ama bugün biz, Amerika önderliğinde Batı ve Doğu ülkeleri olarak bilinen şer güçler ve Müslümanların uşak yöneticileri tarafından desteklenen uluslararası sistem altında kelimelerin ifadede yetersiz kaldığı katliamları işitiyor ve yaşıyoruz. Bu katliamlar zalim Beşşar ve zümresi ile İran ve onun Lübnan-Irak uzantısı paramiliter güçler ve Maliki'nin adamları tarafından işlendi ve işleniyor. Rusya'nın vetosu, uzmanları ve silahları yanı sıra ABD'nin komplosuyla da desteklendiği artık bir sır değil. Tarihte Yahudilerin Filistin halkımıza karşı işlediği katliamlar, bugün mücrim günahkâr eller tarafından Suriye'de işleniyor. Bütün dünyanın bu katil Beşşar tarafından işlenen katliamlar karşısında sessiz kalması, gizli açık bu haydutu eşi görülmemiş şekilde desteklemesi katliamdan daha beter ve daha kötüdür. Bu zalimin babası da daha önce Müslümanlara karşı soğukkanlılıkla birçok katliamlar işledi. Haziran 1980 yılında binlerce insanın öldürüldüğü cezaevi katliamı, birkaç gün içinde binlerce Müslümanın katledildiği 2 Şubat 1982 tarihinde işlenen Hama katliamı bunlardan sadece bir kaçıdır. Baba Esed'in hayatı, Suriyeli Müslümanlara karşı suç işlemek ve Suriye dışında da onlara karşı komplo kurmakla geçti. Sanki bu kirli aile, Müslümanları öldürmek için yaşamış, kurum ve medyasıyla uluslararası toplum da İslam'ı ve Müslümanları yok etmek için kurulmuştur.

Ey Şam diyarındaki Müslümanlar! Batı tarafından Hilafet yıkıldıktan sonra Müslümanlar kendi ülkelerinde bile birbiri ardına katliamlara maruz kaldılar. Öyle katliamlar işlendi ki bir sonraki bir öncekini unutturdu. Müslümanlar Allah'ın emri üzere dosdoğru yürüyüp yeniden Hilafeti kurmak için çalışmadıkça Müslümanlara karşı işlenen katliamlar ve kurulan komplolar son bulmayacaktır. İşte tüm bunlara verilecek en güzel yanıt, Hilafeti kurmaktır. Çünkü Hilafet Allah ve Rasûlü'nü hoşnut eder, din, can, ırz, onur, güvenlik, mal, din ve dünyevi her şeyde Müslümanları güvende kılar. Biz onun yakın olduğunu gözlerimizle görüyoruz نصرٌ من الله وفتحٌ قريب وبشِّر المؤمنين "Allah'tan bir yardım ve yakın bir fetih. Müminleri müjdele!" ^{[Saff 13]} İslami Hilafet ordularının Müslümanlara yardımını da görüyoruz. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu:

قَاتِلُوهُمْ يُعَذِّبْهُمُ اللَّهُ بِأَيْدِيكُمْ وَيُخْزِهِمْ وَيَنْصُرْكُمْ عَلَيْهِمْ وَيَشْفِ صُدُورَ قَوْمٍ مُؤْمِنِينَ وَيُذْهِبْ غَيْظَ قُلُوبِهِمْ وَيَتُوبُ اللَّهُ عَلَى مَنْ يَشَاءُ وَاللَّهُ عَلِيمٌ حَكِيمٌ أَمْ حَسِبْتُمْ أَنْ تُتْرَكُوا وَلَمَّا يَعْلَمِ اللَّهُ الَّذِينَ جَاهَدُوا مِنْكُمْ وَلَمْ يَتَّخِذُوا مِنْ دُونِ اللَّهِ وَلَا رَسُولِهِ وَلَا الْمُؤْمِنِينَ وَلِيجَةً وَاللَّهُ خَبِيرٌ بِمَا تَعْمَلُونَ "Onlarla savaşın ki, Allah onlara sizin ellerinizle azap etsin, onları rezil etsin, onlara karşı size yardım etsin, mümin topluluğun gönüllerini ferahlatsın ve onların kalplerindeki öfkeyi gidersin. Allah, dilediğinin tövbesini kabul eder. Allah, hakkıyla bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir. Yoksa Allah içinizden, Allah'tan, Rasûl'ünden ve müminlerden başkasını kendilerine sırdaş edinmeksizin cihat edenleri ayırt etmeden bırakılacağınızı mı sandınız? Allah, yaptıklarınızdan hakkıyla haberdardır." ^{[Tevbe 14-16]}