7 Aralık 2014 Pazar günü, "İsrail" uçakları Şam kırsalındaki Dimas askeri bölgesiyle Şam Uluslararası Havaalanı'nı hedef aldı. Savaşlarda devekuşu gibi kafasını toprağa gömen Suriye yönetimi ise alelacele saldırıyı kınayan bir mektubu Güvenlik Konseyi'ne teslim etti. Yahudilerin Suriye topraklarına saldırıları yeni değil. Rezil rüsva olan rejimin saldırıya misilleme yapmaması da yeni değil. Ancak biz bu olay karşısında şunu vurgulamak istiyoruz:

Birincisi: Bu saldırının amacı, sivilleri korumak bahanesiyle kimyasal silahların Amerika'ya teslim edilmesinin ardından Yahudilerin güvenliğini tehdit eden silahlardan arta kalanını imha etmektir. Özellikle de bu silahların Allah Subhânehu ve Teâlâ'dan korkan kimselerin ellerine geçmesiyle Yahudi varlığının ortadan kaldırılacağından korkuluyor.

İkincisi: Bu saldırılar, millet ve din farkına rağmen kâfir ülkelerinin paniğe kapıldığını gösteriyor. Suriye devriminin tarihin akışını değiştiren köklü bir çözümle sonuçlanmasından korkuyorlar. Bu nedenle Yahudi, Haçlı koalisyonu ve zorba rejimin uçaklarının aynı rota seyrettikleri görülüyor. Suriye halkını terörize etmek, onların gerçek projelerini frenlemek, Amerikan çözüm ve reçetesi için onları dize getirmek amacıyla Suriye topraklarında bozgunculuk çıkarıyorlar. Zorba ve azgınların kökünü kazıyan, Kudüs'ü Yahudilerin pislik ve şerrinden temizleyen bir devlet ile mübarek devrimlerini taçlandırmaktan onları vazgeçirmeye çalışıyorlar.

Üçüncüsü: Arşın Rabbi, Yahudileri öyle güzel ve dakik tanımladı ki herkes bunun bilincinde olmalıdır. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu: لَأَنتُمْ أَشَدُّ رَهْبَةً فِي صُدُورِهِم مِّنَ اللَّهِ ذَلِكَ بِأَنَّهُمْ قَوْمٌ لَّا يَفْقَهُونَ لَا يُقَاتِلُونَكُمْ جَمِيعاً إِلَّا فِي قُرًى مُّحَصَّنَةٍ أَوْ مِن وَرَاء جُدُرٍ بَأْسُهُمْ بَيْنَهُمْ شَدِيدٌ تَحْسَبُهُمْ جَمِيعاً وَقُلُوبُهُمْ شَتَّى ذَلِكَ بِأَنَّهُمْ قَوْمٌ لَّا يَعْقِلُونَ "Onların içlerinde size karşı duydukları korku, Allah'a olan korkularından daha şiddetlidir. Böyledir, çünkü onlar anlamayan bir topluluktur. Onlar müstahkem şehirlerde veya siperler arkasında bulunmaksızın sizinle toplu halde savaşamazlar. Kendi aralarındaki savaşları ise çetindir. Sen onları derli toplu sanırsın, hâlbuki kalpleri darmadağınıktır. Böyledir, çünkü onlar aklını kullanmayan bir topluluktur." ^{[Haşr 3-4]} Dolayısıyla onlar, en korkak yaratıklardır. Hilafet Devleti tekrar geri geldiğinde Müslüman orduların karşısında bir saat bile dayanamazlar. Yahudileri koruyan ilk savunma hattı, Beyaz Saray, Londra ve Paris'teki efendilerinin hizmetine amade olan bu alçak, hain ve ajan yöneticilerdir. Eğer ümmet gaspçı Yahudiler ile baş başa bırakılsa, kuyruklarını kıstırarak arkalarına bakmadan geldikleri yere geri döndükleri görülecektir.

Dördüncüsü: Bu devrimin Rabbi, Aziz ve Güçlü olan Allah Subhânehu ve Teâlâ'dır. Komutan ve lideri de Muhammed SallAllahu Aleyhi ve Sellem'dir. Askerleri de Suriye halkı ve onları destekleyen İslam ümmetidir. O ümmet ki insanlar için çıkarılmış en hayırlı ümmet olmanın özlemi ile yanıp tutuşuyor. Kindarlar, hainler ve korkaklar istemese de Allah'ın izniyle ümmet zafere ulaşacaktır. Ama tabii ki bundan önce çaba, gayret ve fedakârlık gerekiyor. Tabii ki bundan önce de bize karşı kurulan komploların tamamen farkında olmak gerekiyor. Tabii ki bundan önce de mücrim Suriye rejiminin arzusuna uygun ve "Çatışmalara ara vermek" gibi onu kurtaracak ve Amerika'nın çıkarlarını gerçekleştirecek bir formülü pazarlamak için uğraşan Mistura ve benzerlerinin ortaya koyduğu art niyetli planları reddetmek gerekiyor. Ki Amerika, bunlar aracılığıyla İslam'ın Nübüvvet metodu üzere Hilafet projesini önlemek için var gücüyle çalışıyor. Tabii ki bundan önce de kurtuluşumuzun düşman eliyle değil kendi ellerimizle olacağına yakinen inanmak gerekiyor. Tabii ki bundan önce de destekçiler ve hainlerin arzuladığı gibi yan savaşlar ile enerjileri tüketmek yerine safları sıklaştırmak, gidişatı düzeltmek ve çabaları, Şam'daki yılanın başına odaklaştırmak gerekiyor. Tabii ki bundan önce de asla halkına yalan söylemeyen bir lider tarafından sunulan muhlis ve bilinçli siyasi İslam projesi etrafından toplanmak gerekiyor. Tabii ki bundan önce de Allah Subhânehu ve Teâlâ'nın şu sözünü doğru anlamak gerekiyor: يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا إِن تَنصُرُوا اللَّهَ يَنصُرْكُمْ وَيُثَبِّتْ أَقْدَامَكُمْ "Ey iman edenler! Siz Allah'ın dinine yardım ederseniz, O da size yardım eder, ayaklarınızı savaşta sabit kılar." ^{[Muhammed 7]} Sabır ve sebat edin ey Suriye halkı! Allah'ın yardımı en yakın zamanda gelecektir Allah'ın izniyle. Tabii ki bundan önce de fedakârlık ve kurban vermek gerekiyor. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu: وَلَيَنصُرَنَّ اللَّهُ مَن يَنصُرُهُ إِنَّ اللَّهَ لَقَوِيٌّ عَزِيزٌ "Şüphesiz ki Allah, kendi dinine yardım edene mutlaka yardım eder. Şüphesiz ki Allah, çok kuvvetlidir, mutlak güç sahibidir." ^{[Hac 40]}