Suriye devrimine karşı Amerikan politikasını takip eden herkes, Amerika'nın devrimi kuşatmak ve içeriğini boşaltmak amacıyla birkaç yöntem takip ettiğini açıkça görür. Örneğin onun bu politikalarından biri, grupların kararları üzerinde hâkimiyet sağlamak ve onları yan savaşlar ile oyalamak amacıyla kirli siyasi paralar akıtmaktır. Bir diğeri de Suriye'deki Müslümanları boyun eğdirmek amacıyla her türlü silahı kullanmak üzere mücrim ajanı Beşşar'a yeşil ışık yakmak ve mülteci çadırlarındaki sığınmacılara baskı uygulamaktır. Bir diğeri de grupları birincil amaçlarından saptırmak, savaş, maddi ve askeri enerjilerini tüketmek, ajanı mücrim Beşşar üzerindeki baskıyı hafifletmek için sahada mücadele eden gruplar arasında savaş çıkarmaktır. Amerika, bölünme atmosferini kışkırtarak bu savaş için uygun ortam yarattı ve mücahitleri, Hariciler, mürtetler, uyanış hareketleri ve bağiler diye kategorize ederek bunu izlenmesi gereken bir politika olarak sundu.

Yine mücahitleri Özgür Suriye Ordusu ve İslamcılar, ılımlılar ve aşırılar diye bölmeye çalıştı. Bazı mücahitlerin, hepimizin Müslüman olduğunu unutarak bu tür söylemlerin peşinden sürüklenmeleri bizi derinden üzüyor. Biz, aynı akideye inanan kardeşleriz. Akidemiz La İlahe İllallah Muhammedün Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem'dir. Düşmanımız da mücrim rejim ve onu destekleyen kafir Batıdır. Sömürgeci Batı, safları bölmek, Afganistan ve Irak'ta olduğu gibi mücahitleri birbirine kırdırmak için yoğun çaba sarf ediyor. Her iki durumda da sonuç vahimdir. Kurnaz Batı ve onun avaneleri karşısında İslam ümmeti için büyük bir kayıptır. Şayet mücahitler bu komplonun ne kadar tehlikeli olduğunun farkında olsalardı, olgunlaşmadan meyveleri devşirmenin ne gibi sonuçları olacağını bilirlerdi. Ve diğer gruplar karşısında kendilerini siper ederlerdi. Mücrim rejimin ömrünü ve dolayısıyla Suriye'deki Müslümanların acılarını uzatan bu dağınıklık olmazdı.

Bu gerçeği göstermek üzere biz, ümmetin evlatlarının eliyle akıtılacak her damla kanın Allah karşısında sorumluluğun bu gruplara ait olduğunu bildiririz. Bu ümmet, çağın Firavunu ile savaşmak, Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem'in müjdelediği Nübüvvet metodu üzere Raşidi Hilafet Devletinin gölgesi altında insanlığın Rabbinin Şeriatına göre izzetli ve onurlu bir yaşam sürmek için en güzide evlatlarını, sevdiklerini kurban etti. Bu ümmet tüm fedakârlıkları hangi bahane altında olursa olsun kendi kardeşlerinin eliyle katledilmek için sarf etmedi.

Ey Şam diyarındaki âlimler!

 

Allah Subhânehu ve Teâlâ şu sözüyle âlimlere övgüler yağdırdı:

إِنَّمَا يَخْشَى اللَّهَ مِنْ عِبَادِهِ الْعُلَمَاءُ إِنَّ اللَّهَ عَزِيزٌ غَفُورٌ "Kulları içinden ancak âlimler, Allah'tan (gereğince) korkar. Şüphesiz Allah, daima üstündür, çok bağışlayandır." ^{[Fatır 28]} Bu sorumluluk çok yüce bir sorumluluktur. Onun için Allah Subhânehu ve Teâlâ onu âlimlere havale etti. Bu nedenle safları birleştirmek, Müslümanların parçalanmasını ve birbirleri ile savaşmalarını önlemek ve buna götüren her türlü çabaya engel olmak için çalışın.

Ey İslam'ın Payitahtı Biladu'ş Şam Müslümanları!

 

Tek bir oktan atılmışçasına Batının üzerine geldiğinizi görüyorsunuz. Onun için sizin göreviniz, Allah Subhânehu ve Teâlâ karşısında sorumluluğunuzu bilmek, bu tasniflere kanmış ve peşinden giden çocuklarınıza engel olmak ve onları araçsız gereçsiz birbirleri ile savaşa sokmak isteyen her türlü girişimin karşısında korkmadan cesaretle durmaktır. Gruplar arasında savaş, işleri daha da kötüleştirecektir. Devrime sıkıntıdan başka bir şey vermez.

Ey onurlu Suriye Murabıtları!

 

Biz biliyoruz ki cihadın sınırları Şeriat ile açıkça beyan edilmiştir. Onun için sakın kanlarınızı helal görmeyin. Çünkü kanlarınız, birbirinize haramdır, tıpkı Allah'ın evinin haram olduğu gibi. Komutan ve lider ilan ettiğiniz Efendimiz Muhammed SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyuruyor:

لهدم الكعبة مائة مرة أهون على الله من إراقة دم مسلم "Yüz kere Kâbe'yi yıkmak Allah katında bir Müslümanın kanını akıtmaktan daha ehvendir." Sizden öncekilerin başına gelenlerin sizin de başınıza gelmesinden sakının. Bilin ki eninde sonunda Müntekim ve Cebbar olan Allah'ın huzuruna dikileceksiniz.

يَوْمَ لَا يَنْفَعُ مَالٌ وَلَا بَنُونَ إِلَّا مَنْ أَتَى اللَّهَ بِقَلْبٍ سَلِيمٍ "O gün, ne mal fayda verir ne de evlat. Ancak Allah'a kalbi selim ile gelenler müstesna." ^{[Şuara 88-89]}

 

هَذَا بَلَاغٌ لِلنَّاسِ وَلِيُنْذَرُوا بِهِ وَلِيَعْلَمُوا أَنَّمَا هُوَ إِلَهٌ وَاحِدٌ وَلِيَذَّكَّرَ أُولُو الْأَلْبَاب "İşte bu (Kur'an), kendisiyle uyarılsınlar, Allah'ın ancak bir tek Tanrı olduğunu bilsinler ve akıl sahipleri iyice düşünüp öğüt alsınlar diye insanlara (gönderilmiş) bir bildiridir." ^{[İbrahim 52]}