Şah Fırat operasyonu ve Suriyeli muhalif unsurları eğitmek ve hazırlamak amacıyla 19 Şubat 2015 tarihinde Amerika ile imzalanan "eğit-donat" anlaşmasının ardından Türkiye'ye Suriye devrimi ile ilgili önemli bir rol tevdi edildiği görülüyor. Bundan önce Türkiye'nin rolü, rejimden ayrılanlar ile laik muhalefeti kuşatmak ve boş retorikler ile gürültü yapmaktı. Buna ek olarak son zamanlarda farklı rol de verildi. Bunun ilk işaretleri ufukta görülmeye başladı bile. 02 Mart 2015 Pazartesi günü Recep Tayyip Erdoğan'ın Suudi Arabistan'a yaptığı ziyaret ile Amerika'nın yeni ajanı Selman Bin Abdülaziz ile koordinasyon başladı. İkinci bir emre kadar sınır kapıları Suriye halkının yüzüne kapatıldı. Güvenlik gerekçesiyle Türk ordusu Suriye sınırına kaydırıldı. Ayrıca Amerika ile Türkiye arasında da koordinasyon olduğu bellidir. Zira Genelkurmay Başkanı Necdet Özel, ABD Merkez Kuvvetler komutanı General Lloyd Austin ve beraberindeki heyeti Genelkurmay başkanlığında kabul etti. Ardından bir kısım ılımlı Suriye muhalefetinin eğitim göreceği askeri tesislerde incelemelerde bulunmak üzere Kırşehir'e geçti. Nitekim Anadolu Ajansı, eğitim hazırlığı için ilk aşamada 300 Suriyeli muhalifin Kırşehir'e getirilmesinin planlandığını belirtti.

Ey mübarek Suriye devrimi Müslümanları!

Mübarek devrimin üzerinden tam dört yıl geçti. Yetimlerin çığlık ve öksüzlerin gözyaşları daha yetmedi mi? Tarihin tanıdığı en azılı zalimin zulmünden Müslümanları kurtarmak için Türk ordusu, ne zaman harekete geçecek? Oysa ABD'nin emriyle Türkiye, Amerikan istihbarat örgütünün kontrolünde muhalefeti eğitmek için hemen harekete geçebiliyor. Bu muhalefet, Amerika'nın Suriye halkına empoze etmeye çalıştığı siyasi çözüme ulaşmak için "terörle mücadele" adı altında İslam ile mücadelenin bir enstrümanı, Koalisyon ve geçici hükümeti koruyacak güç olacaktır. Ortak hükümet, rejim ve güvenlik güçlerinin himayesinde kalacaktır. Koalisyonun başkanı Halit Hoca yaptığı açıklamada Baas partisinin kökünün kazınmasından ve ordunun dağıtılmasından yana olmadığını söyledi. Açıkça bu da her şeyin kendi çözümünü dayatmaya çalışan Amerika'nın tertip ve entrikası ile olduğunu gösteriyor. Çünkü tüm girişimler başarısız oldu. Bunların en sonuncusu da şüphesiz savaşın dondurulmasını ön gören de Mistura planıdır. Dünyanın bu mübarek devrime karşı kurduğu komplo, ayın on dördü gibi apaçıktır. Bilin ki sizin sebat ve siyasi uyanıklığınız, Batının projeleri ve devrimin eksenini saptırma girişimleri önünde duran bir kaya gibidir. Defaatla size Amerika'nın bu devrimin gerçek düşmanı olduğunu hatırlattık. Amerika, fesat çıkarmak, öldürmek ve yakıp yıkmak için mücrim Beşşar ve dostu İran'a yeşil ışık yaktı. Ruveybida yöneticilere de devrimcileri kuşatma rolü verdi ve ajan devletler tarafından verilen siyasi paralar yoluyla da devrimcileri kendisine bağlamaya çalıştı. Amerikan komutlarıyla harekete geçen yöneticiler sakın sizi aldatmasın. Kararlı olun ve Peygamberinizin La İlahe İllallah Muhammedün Rasûlullah bayrağını dalgalandırarak devriminize sebatkâr adımlarla yürüyün. Mücrim Beşşar ve onun rejimini devirmek ve Nübüvvet metodu üzere Hilafet Devletini kurmak konusunda Peygamberinizin sireti feneriniz olsun. Allah'ın izniyle kurtuluş, izzet ve zaferin yolu budur. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu:

يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا إِنْ تُطِيعُوا الَّذِينَ كَفَرُوا يَرُدُّوكُمْ عَلَى أَعْقَابِكُمْ فَتَنْقَلِبُوا خَاسِرِينَ بَلِ اللَّهُ مَوْلَاكُمْ وَهُوَ خَيْرُ النَّاصِرِينَ "Ey iman edenler! Eğer kâfirlere uyarsanız, gerisin geriye döndürürler de, hüsrana uğrayanların durumuna düşersiniz. Oysa sizin Mevla'nız Allah'tır ve O, yardımcıların en hayırlısıdır." ^{[Ali İmran 149-150]}