Hizb-ut Tahrir / Tunus Vilayeti’nin 27 Mayıs 2016’da yayınladığı “Siyonistler Filistinli Müslümanları Katlederken Mescidi Aksa’yı da Yahudileştiriyorlar, “Devrimci” Tunus Hükümeti de Her Yıl Yahudi Hacıları Korumak ve Haclarını Kolaylaştırmak İçin Ordu ve Subayları Seferber Ediyor”başlıklı basın açıklaması nedeniyle Hizb-ut Tahrir sorumlusu Münir Ammare’nin Safakes Askeri Mahkemesi’ndeki yargılanmasına 20 Haziran 2018 Çarşamba günü başlandı.

Hizb-ut Tahrir ve Münir Ammare’nin suçu ne ki askeri mahkemede yargılanıyor?

Münir Ammare, Hizb ut Tahrir / Tunus Vilayeti’nin 2016’da yayınladığı bir basın açıklamasından ötürü yargılanıyor. Açıklamada, esir Filistinli çocuk ve kardeşlerimizi katleden kasap Şaron’un baş destekçisi aşırı Yahudi Şas Partisi’nden Haham Rafael Cohen başkanlığında katil Yahudi varlığı pasaportlarını taşıyan 50 kişilik bir grubun Tunus topraklarını kirletmesine izin veren Tunus mutabakat hükümeti kınanmıştı.

Dönemin hükümeti, Yahudi teröristlerin Tunus’a girişine izin vermekle kalmamış, bakanlarını göndererek teröristleri kırmızı halılarla karşılamıştı! Güvenlik güçleri ve orduyu kandıran hükümet, askerlerimizi her gün Filistinli kardeşlerimizi katleden, Mescidi Aksa’yı abluka altına alan, yıkmak isteyen, Filistin Müslümanlarının orada namaz kılmasını yasaklayan terörist Yahudilerin güvenlik bekçisi haline getirmişti.

Bu izinle hükümet, Mayıs 2016’da El-Griba Sinagogu’nu haccetmek bahanesiyle düşman teröristlere Tunus topraklarını açmış olmuyor mu? Dönemin hükümeti, güvenlik güçleri ve orduyu düşman muhafızları haline getirerek onlara açıkça hakaret etmiş olmuyor mu? Safakes Askeri Mahkemesi tarafından Münir Ammare’ye yöneltilen orduya hakaret suçlaması tuhaf değil mi?

Orduya hakaret edip alaya alan kim? Hükümetin iğrenç normalleşme eylemlerinden orduyu tenzih eden Hizb-ut Tahrir mi? Yoksa Tunusluların daha doğrusu dünyadaki tüm Müslümanların düşmanını kırmızı halılarla karşılayan hükümet mi!

İki yıl sonra Hizb-ut Tahrir’in basın açıklamasını gündeme getiren ve Münir Ammare’ye kamu düzenini bozacak bildiri dağıtma suçlaması yönelten Safakes Askeri Mahkemesi değil midir? Hâlbuki gerçek şu ki basın açıklaması ne Tunusluların ne de kamu güvenliğini bozacak türden değildir... Neden ısrarla rejim ve kurumları, Tunuslu Müslümanların duygularına alenen meydan okuyarak Yahudi varlığı ile ilişkilerin normalleşmesi için çalışıyor? Neden askeri mahkeme, Hizb-ut Tahrir gençlerine karşı aslan kesiliyor? Neden Tunus topraklarını ihlal eden Siyonist askerler hakkında yayınlanan basın açıklamasından ötürü gençleri sorumlu tutuyor?

Ey askeri mahkeme yargıçları!

Muhasebe daha doğrusu kovuşturmaya müstahak olan kim? Gerçek suçlu kim? Filistin ve Filistin halkının kurtuluşu için Müslüman ordulara çağrıda bulunan Hizb-ut Tahrir mi? Yoksa Filistinli kadın ve çocukları katleden, 1985 yılında Hemmam eş Şat bölgesinde üzerimize bomba yağdıran, 2016’da Tunus ve Safakes sokaklarında elini koluna sallayarak uçak mühendisi Muhammed ez Zevari’ye suikast düzenleyen, ardından salına salına ülke dışına çıkıp dünya karşısında işlediği suçla övünen düşman Yahudi varlığının suçlarına sessiz kalanlar mı?

Ey askeri mahkeme yargıçları!

Filistin, cani Yahudi varlığı tarafından yakılıyor... Filistin halkı barbar Yahudi çeteleri tarafından boğazlanıyor... Filistin, kutsal İsra ve Miraç toprakları, ilk kıble Müslüman ordulardan medet umuyor...

Filistin davasına destek olanlar, normalleşme politikasını reddedenler, orduları yardıma çağıranlar soruşturmayı hak eden bir suçlu olabilir mi?

Ordu ve güvenlik güçlerinin kandırılmasını kınayan Hizb-ut Tahrir ve Münir Ammare’yi yargılıyorsunuz da ümmet düşmanlarını kırmızı halılarla karşılayanları neden yargılamıyorsunuz? Yoksa insanların âlemlerin Rabbine döneceği o büyük günde yeniden dirileceğinize inanmıyor musunuz? Allahu Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu:

أَفَنَجْعَلُ الْمُسْلِمِينَ كَالْمُجْرِمِينَ مَا لَكُمْ كَيْفَ تَحْكُمُونَ“Müslümanları mücrimlerle bir tutar mıyız hiç? Ne oluyor size böyle, nasıl hükmediyorsunuz?”^{[Kalem 35-36]}