Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ilk turundan kısa bir süre sonra El Kasba kentinde düzenlenen ilk hükümet oturumunda Tunus Başbakanı Yusuf Şahid, Tunus’un güneyindeki Navara sahasının 2019 Kasım ayında üretime geçeceğini, ülkedeki doğalgaz tüketiminin yüzde 50’si ile petrol tüketiminin yüzde 20’sinin bu sahadan temin edileceği söyledi

Projenin yarısı, Avusturyalı “OMV” şirketine ait. Proje, faydalı bir projedir. Nitekim Başbakan Yusuf Şahid, enerji açığını yüzde 40, ticaret açığını yaklaşık yüzde 7 oranında azaltacağını belirtti. Görüldüğü gibi Tunus, muazzam zenginliklerle ve büyük bir enerji hazinesiyle doludur. Ardışık hükümetler her zaman bu muazzam hazineyi yalanlamıştır.

Yusuf Şahid’in, ülke genelinde bulunan ve ardışık hükümetlerin yabancı şirketlere peşkeş çektiği petrol ve doğalgaz sahalarından neden söz etmediğini anlamıyoruz. Örneğin 1998’den beri Miskar sahasının yüzde 100’nü İngiliz British Gaz şirketi işletiyor. Enerji açığının sebebi budur. Bu sahadan çıkarılan günlük 10 milyon metreküp doğalgaz, yıllık elektrik üretimi için gerekli enerjinin yüzde 60’ını karşılayabilir. Bugün devlete ait Elektrik ve Gaz Şirketi, enerji üretimi için gerekli olan doğalgazı satın almak için milyonlarca dolar ödüyor. Topraklarımızdan çıkan doğalgazı dövizle satın alıyor. Hangi aklı başında bir insan için bu kabul edilebilir ki? Yeraltı zenginliklerimiz nasıl yabancı şirketlere peşkeş çekilebilir? Aslında bunlar, kamu mülkiyetidir. Devlet işletmelidir, gelirini ya para ya da hizmet olarak ülke halkına dağıtmalıdır.

Ey Ez Zeytune Müslümanları! Biliyoruz, zayıf yöneticiler ve ajanlar, sömürgecilikle bağları kesemezler, doğal kaynaklarımızı geri alamazlar. Bu hükümetler, iğrenç sömürgecilikten beri ucuza peşkeş çekilen tuz sözleşmelerini bile iptal edemezler. Ki şirketleri nasıl kovsunlar? Zenginliklerimizi nasıl geri alsınlar? Dinine sadık, ümmetine sevdalı biri ancak bunu yapabilir. Hizb-ut Tahrir olarak biz, yiğit ve kahraman kimseleri ülke zenginliğinin peşkeş çekilmesini durdurmaya çağırıyoruz. Bilin ki yakında kurulacak olan Hilafet Devleti, ihtişamlı tavırları asla unutmayacak, kurulur kurulmaz bir daha ilelebet geri dönmemek üzere sömürgeci şirketlerin kökünü kazıyacak, ülke genelinde bulunan kömür madenlerini, petrol, doğalgaz ve benzeri kuyuları kamu mülkiyetine dönüştürecek, halkın adına üretim ve pazarlamasını yapacaktır. Özellikle makine endüstrisi gibi iddialı projeleri diriltmek için gerekli parayı sağlayacak, ihtiyacımız olan tarım ve yan sanayi tesislerini kuracak, işsizler ordusuna iş bulacak, eğitimli insan kaynaklarından yararlanacaktır. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu:

وَأَنزَلْنَا الْحَدِيدَ فِيهِ بَأْسٌ شَدِيدٌ وَمَنَافِعُ لِلنَّاسِ وَلِيَعْلَمَ اللَّهُ مَن يَنصُرُهُ وَرُسُلَهُ بِالْغَيْبِ إِنَّ اللَّهَ قَوِيٌّ عَزِيزٌ “Biz demiri de indirdik ki onda büyük bir kuvvet ve insanlar için faydalar vardır. Bu, Allah’ın, dinine ve peygamberlerine gayba inanarak yardım edenleri belirlemesi içindir. Şüphesiz Allah kuvvetlidir, daima üstündür.”^{[Hadid 25]}