Cumhurbaşkanı Kais, 19 Ağustos 2021 Perşembe günü Kartaca Sarayı’nda yaptığı açıklamada bağımsızlık vurgusu yaptı. Özellikle 25 Temmuz 2021 kararlarından sonra Tunus’un siyasi sahnesini etkilemeye yönelik uluslararası ve bölgesel müdahaleler söz konusu. Kais yaptığı açıklamada, “Bu kişiler, zihinlerindeki hayal dünyasından bahsediyorlar. Çünkü hayal dünyasında yaşıyorlar. Kanaatime göre ve Tunus halkının taleplerine göre (kararlar) alıyorum. Kararlarıma kimsenin müdahalesi söz konusu değil çünkü bir insanın iradesinin rehini olmayı kabul etmiyorum.” ifadelerini kullandı.

Hizb-ut Tahrir olarak biz, Cumhurbaşkanı Kais Said’in başlangıçta bağımsız olduğunu biliyoruz. Ancak kısa bir süre sonra Batıyı yücelten siyasi ortamın etkisi altında kaldı. Batının hâkimiyetini ve desteğini almak zorunda kaldığını kabul etti. Bu yüzden pusulasını değiştirdi ve bazı müttefikleriyle destekleyen Fransa’nın kollarına atıldı. Nihayet Kais, 25 Temmuz 2021’de iktidarın dizginlerini ele geçirdi ve İngiliz ajanı muhaliflerini diskalifiye etti. Yönetim biçimini yarı parlamentodan başkanlık sistemine değiştirmek için anayasanın 80. maddesini etkinleştirdi. Seçim kampanyasında dillendirdiği sloganlara açıkça aykırılığına rağmen yabancı ile işbirliği yapmayı kabul etti. Ancak biz, Cumhurbaşkanı Kais Said’e Tunus halkının bazı taleplerini ve siyasi karar bağımsızlığı olarak anılan bazı kararları hatırlatacağız. Umulur ki iddiasında dürüstlüğünü ortaya koyar da yapamadıklarını telafiye yeltenir:

1-    17 Aralık 2010’da Tunus halkı, sefalet, yolsuzluk ve nepotizmin kaynağı olan laik Batı rejiminin devrilmesini talep etti. Ülkeyi sömürgeci Batı etkisinden kurtaran, adalet ve onurlu bir yaşam sağlayan alternatif yeni bir sistem istedi. Batı düzenini yıkmak ve belanın başı olan uluslararası sistemin prangalarından kurtulmak, ulusal ve bölgesel siyasi sınırları aşan bir siyasi proje çerçevesinde sadece İslam ile mümkündür. Laik sistemin bekçiliğini sürdürmek, Tunus halkını şanlı devrimin hedeflerine ulaşmaktan saptırır, insanların devrime kalkıştığı aynı sistemin yeniden iktidara gelmesini sağlar.

2-    Sömürgeci güçler ve finans kurumlarıyla bağları koparmak, uluslararası baskıya yanıt vermemek, uluslararası yardımları, ülkeyi borca boğan ve siyasi kararını ipotek altına alan bankaların kredilerini reddetmek. Sömürgeci Batı’nın etkisinden kurtulmak, otoriteyi geri almanın ve karar vermenin ilk adımıdır.

3-    Tunus halkı, “Wino petrol” kampanyasıyla ülke zenginliklerini yağmalayan sömürgeci şirketlerden ülke zenginliklerinin geri alınmasını talep etti. Ayrıca servetimizi kâfirlerin yağmalamasını sağlayan sözleşmelerin iptal edilmesi çağrısında bulundu. Bütün topraklara egemenliğin eksiksiz tam olarak geri gelmesini istedi.

4-    Başta Tunus’u ABD’nin NATO dışı kilit müttefiki yapan anlaşma olmak üzere açgözlü sömürgeci güçlerle yapılan askeri anlaşmaların iptal edilmesi. Söz konusu anlaşmalar, Tunus’u ABD’nin Afrika’daki “AFRICOM” birliklerinin ileri karakolu haline getirdi. Çünkü bu anlaşmalar ülkenin egemenliğine dokunuyor ve yabancı nüfuzu derinleştiriyor.

5-    Yabancı büyükelçilerin siyasi hayatın en ince ayrıntısına bariz müdahalesinin durdurulması, politikacılar ve sivil toplum örgütlerin işe alımının engellenmesi.

6-    Tunus’u Kuzey Afrika’daki entelektüel saldırının en önemli sütunu haline getiren Frankofon örgütü ile yapılan anlaşmanın iptal edilmesi.

7-    Avrupa ve Uluslararası Para Fonu’nun Tunus’a dayattığı Merkez Bankası’nın bağımsızlığının hükümsüz kılınması.

Bunlar, bağımsızlık iddiasının doğruluğunu kanıtlamak için Cumhurbaşkanı Kais Said tarafından atılması gereken adımlardan sadece bir kaçıdır. Şu anki durum ile çağrıda bulunduğumuz şey arasında çok büyük fark olduğunu biliyoruz. Ama aralarındaki geçiş, Allah’ın kolaylık sağladığı ve tek şartını yerine getiren kimseler için çok kolaydır. Niyette samimiyet ve Allah’a tevekkül her şeyin başıdır. Said’e örnek kabul ettiği Ömer El Faruk’un şu sözünü hatırlatıyoruz:

نحن قوم أعزنا الله بالإسلام فإن ابتغينا العزة بغيره أذلنا الله “Biz, Allah’ın bizi İslam ile izzetlendirdiği bir kavimiz. İzzeti başka yerlerde ararsak, Allah bizi zillete düşürür.”

يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آَمَنُوا إِنْ تَنْصُرُوا اللَّهَ يَنْصُرْكُمْ وَيُثَبِّتْ أَقْدَامَكُمْ “Ey iman edenler! Siz Allah’ın dinine yardım ederseniz, O da size yardım eder, ayaklarınızı savaşta sabit kılar.” ^{[Muhammed 7]}