31 Ocak 2022’deki Tunus ziyaretinden yaklaşık bir yıl sonra 24 Ocak 2023 Salı sabahı Fransız Hazinesi Genel Müdürü Emmanuel Moulin, Kasbah’taki Hükümet Konağı’nda Başbakan Necla Buden ile bir araya geldi. Görüşmeye Fransa’nın Tunus Büyükelçisi André Baran de katıldı.

Hükümetten yapılan açıklamada, Tunus ile Fransa arasında başta ekonomi ve finans olmak üzere çeşitli alanlarda yürütülen istişare ve görüş alışverişi çerçevesinde böyle bir toplantının gerçekleştirildiği ifade edildi.

İki Fransız yetkili, Tunus’un ekonomik toparlanmasını, büyüme oranını ve sosyal refahını sağlamak için reform yolunda ilerleme çabalarını desteklediklerini teyit ettiler. Bu şüpheli ziyaretler, lojistik bilgi koordinasyonunun ve Tunus ile kolonyal Fransa arasındaki deneyim ve vizyon alışverişinin bir parçasıdır. Bu ziyaret gerçekliği ve arka planı, genel siyasi bağlamda ancak anlaşılabilir. Ülke, başta finansal ve parasal olmak üzere her düzeyde küçük düşürücü bağımlılık ve krizler yaşamaktadır.

Emmanuel Moulin ister Fransız Hazinesi Genel Müdürü isterse Paris Kulübü Başkanı sıfatıyla ülkeye gelsin her iki durumda bu ve önceki hükümetlerin bu teorisyenlere başvurmasını haklı çıkarmaz. Bu kuramcılar, felaket ve yıkımın nedeni olan kapitalist sistemin fikirlerinden beslenmektedirler. Çözüm, sadece Batılı ülkelerde mi var? Onların reçete ve talimatlarından başka çıkış yolumuz yok mu? Bugün tüm dünyada yaşanan krizler ve karışıklıklar, kapitalistlerin ve onların çözümlerinin başarısızlığının en güzel kanıtıdır.

Ne yazık ki bugün Tunus’ta egemenlik iddiasında bulunan, yolsuzlukla mücadele ettiğini ve devrim sloganlarını taşıdığını ileri süren hükümetin, halkın iradesini, geçim kaynaklarını ve işlerinin güdülmesini hakkımızda ne bir anlaşma ne de bir yemin gözetmeyen sömürgeci kâfire teslim ettiğini görüyoruz. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyuruyor:

وَلَن يَجْعَلَ اللَّهُ لِلْكَافِرِينَ عَلَى الْمُؤْمِنِينَ سَبِيلاً“Allah, müminlerin aleyhine kâfirlere hiçbir yol vermeyecektir.”^{[Nisa 141]} Bu laik yönetici sınıf, âlemlerin Rabbinden indirilen, yiyecek, içecek, barınak, eğitim ve sağlık gibi insanın sorunları insan olarak ele alan, finans ve ekonomik işlerini düzenleyen, hayatın her detayını tanzim eden bir yasama sistemine uymayı kibirlerine yediremeyip yok saymaktadır. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyuruyor:

إِنَّ الَّذِينَ كَذَّبُوا بِآيَاتِنَا وَاسْتَكْبَرُوا عَنْهَا لَا تُفَتَّحُ لَهُمْ أَبْوَابُ السَّمَاءِ وَلَا يَدْخُلُونَ الْجَنَّةَ حَتَّى يَلِجَ الْجَمَلُ فِي سَمِّ الْخِيَاطِ وَكَذَٰلِكَ نَجْزِي الْمُجْرِمِينَ“Ayetlerimizi yalanlayanlar ve o ayetlere uymayı kibirlerine yediremeyenler var ya, onlara göklerin kapıları açılmaz. Onlar, deve iğne deliğinden geçinceye kadar cennete de giremezler! Biz suçluları işte böyle cezalandırırız.”^{[Araf 40]} Evet, İslam’ın hüküm ve yasamasına karşı bu küstahlık daha ne zamana kadar devam edecek?! İslam sistemini ve detaylarını inkâr daha ne zamana kadar sürecek? Laik sınıf, bizi gözeten sömürgeci kâfirin kollarına atılmak için birbirleriyle canhıraş yarışmaktadırlar. İnsanlığı kapitalist sistemden ve musibetlerden sadece İslam kurtarabilir. İslam'a ve Nübüvvet metodu üzere Hilafet Devletine dönüş, Allah’ın izniyle çok yakındır.

وَيَوْمَئِذٍ يَفْرَحُ الْمُؤْمِنُونَ بِنَصْرِ اللهِ “İşte o gün, inananlar, Allah'ın yardımına sevineceklerdir.” ^{[Rum 4]}