Laiklik harikası Tunus’ta gün geçmiyor ki iğrenç ve köhne bu sistem, oraya buraya zehrini kusmasın. “Cinsellik Soru ve Cevap” adlı lezbiyen ve gey propaganda kitapları, 28 Nisan 2024 tarihinde sona eren Uluslararası Kitap Fuarı’nda ücretsiz dağıtıldı. “Ruhun Konuşması” başlığı altında küfür ve neo-pagan söylemlerin yer aldığı konferanslar düzenlendi. 29 Nisan 2024 tarihinde, yenilmiş ve mağlup olmuş ideolojinin gözlemcileri ve koruyucuları, öğrencilerinden birinin başörtüsü takmasına sevinen ve onu “Başörtüsü taktığı için tebrik eden” Kabes’teki özel bir okulda görev yapan İslami düşünce profesörüne karşı şiddetli bir kampanya başlattılar. Öğrencisini tebrik eden öğretim görevlisinin bu sözleri, laikliğin akrep ve sırtlanlarını çıldırttı. Hayıflanmaya, boğulmakta olan ve hayatta kalma şansını kaybeden bir kedi gibi ciyaklamaya başladılar.

Hizb-ut Tahrir / Tunus Vilayeti Kadın Kolları olarak biz, İslam’ın köklü öğretisi ile insicam ve uzlaşma içinde olduğuna inandığımız kamuoyunun dikkatini aşağıdaki hususlara çekmek istiyoruz:

- Bu şüpheli kampanyalar ve eylemler tesadüfi veya münferit bir olay değildir, eskimiş yeni bir projenin devamı niteliğindedir. Ülkeyi kirli laiklik bataklığına saplamak, gençleri ve genç nesilleri yozlaştırmak, Batı toplumlarının alıştığı sahte değerleri yaymak için İslam bazlı her türlü kalkınma girişimiyle mücadele etmeyi amaçlıyor.

- Tunus’taki onurlu insanları, Nouvelle Vague ve Burgiba üslubuyla insanların inançlarına el koyan bu suç uygulamalarına karşı dikkatli, uyanık ve tetikte olmaya çağırıyoruz. Leş yiyiciler, hainler, rüşvetçiler ve yozlaşmış insanlar olmasaydı Batı ve onun suç elçilikleri, Milli Eğitim ve Kültür Bakanlığı ile ülke halkı ve akidesini gözetleyen kapitalist lobilerin yönlendirmesine ve çerçevelemesine tabi olan medyada yuvalanmış şüpheli örgütler, ülkede bir dayanak bulamazlardı. Ebu Rigal’in yolunu izleyen bu kimseler, sömürgeci, kindar ve intikamcı kimseler tarafından yönlendiriliyor, bu kimselerin üzerimizde yol bulmasına olanak sağlıyorlar.

- Bu nedenle, ülkemizin her köşesinde; evlerimizde, ailelerimizde, mahallelerimizde, şehirlerimizde, okullarımızda, üniversitelerimizde, törenlerimizde, cenazelerimizde iyiliği emretmek ve kötülüğü yasaklamak hepimizin görevidir. Bize saldırmalarına ve kakofonik seslerini yükseltmelerine fırsat vermemeliyiz. Onları susturmanın ve köşeye sıkıştırmanın tek yolu, dinimizin temellerine sımsıkı sarılmak ve gerçeği korkmadan ya da çekinmeden haykırmaktır.

- Temellerini idolleri Burgiba’nın attığı Tunus’taki eğitim sistemi, çöküş eğilimindedir. Modernlik, eşitlik, özgürlükler ve vatanseverlik değerleri sayesinde eğitim müfredatına sinsice yerleştirilen yanılsama, yalan ve sahtekarlık değerleri, nesillerin eğitiminin önünde bir engel haline gelmiştir. Okul ortamı, eğitimcilere yönelik artan düzeyde şiddete ve “çocuk” olarak adlandırılan gençlere yönelik saldırılara, en azından sözlü şiddete ve psikolojik eziyete tanık olmaktadır. Bu durum ölümcül dayaklara, cinsel saldırılara ve hatta kız öğrencilerin on üç yaşındaki erkek öğrenciler tarafından sınıfın ortasında taciz edilmelerine yol açmıştır. Zorunlu karma eğitim sistemi sayesinde, hazırlık ve ortaöğretim okullarındaki Eğitim Kurullarının raporlarının incelikleri gözden geçirilebilir. Saklanan şey ise daha da büyüktür!

- Televizyon programları, taşıdıkları yozlaştırıcı mesajlar, sosyal medya platformlarında yayınlanan ve tüm değerlerin altını oyan, doğru ve yanlış dengesini bozan tehlikeli medya materyalleri ve Tunus’un eğitim kurumlarında aktif ve kötü niyetli bir tasarımla steril hale getirilmek istenen resmi eğitim içerikleri, çocukların ihtiyaçlarını karşılayamamaktadır. Elimizde son mücadele kalesi olarak, sadece aile ortamı ve okul ortamındaki eğitimciler kalmaktadır. Bu nedenle aile ve okul ortamına güveniyor, çocuklarımızı İslam’ın güvenliğine kavuşturmak için çabalayan ve yenilikler yapan her cesur insanı destekliyoruz.

- Sonuç olarak, ciddi bir merkezi meseleye dikkat çekmek istiyoruz. Bugün dünya, mübarek Aksa Tufanı ve gururlu Gazze şehitlerimizin kanı sayesinde sözde aydınlanma değerlerinden tiksinmeye başlayan başta Batı kamuoyu olmak üzere dünya kamuoyunda dönüşümlere tanıklık etmektedir. Uluslararası gazete ve medya haberlerinin de tanıklık ettiği gibi, İslam’ı yeni kabul edenlerin, özellikle de İslam’a inanan kadınların oranının yüksek olması, başörtüsü takmaları ve bunu sosyal medya platformlarında paylaşmaları, laik ve feminist düşünceye büyük bir darbe vurmaktadır. Seküler ideologların en büyük üreticisi ve temsilcisi olan ABD’nin en prestijli üniversitelerinin kalbinde, ABD politikasının, dünya düzeninin, uluslararası örgütlerin ve feministlerin Gazze halkının katliamları karşısında sergiledikleri ikiyüzlülüğe karşı devam eden öğrenci protestoları bir başkaldırı ve bilinç uyanışından başka bir şey değildir. Laik rejimin çöküşünün habercisi ve yakın zamanda sonunun geleceğinin müjdecisidir. Ey “laikler” size ne oluyor? Hala son kullanma tarihi geçmiş ve kendi halkının bile tükürüp attığı bir kültüre tutunuyorsunuz? Bütün bunlar gurur mu yoksa çıkar mı?

Ey Ukbe diyarının hür ve şerefli insanları! Hakkı haykırmak, güç ve samimiyet gerektiren büyük bir iştir. Laiklik bataklığından kurtulmak ve İslam ile özgürleşmek, güç ve samimiyeti gerektirir. Yüce Rabbinizin şu sözlerini hatırlayın:

الَّذِينَ جَعَلُوا الْقُرْآنَ عِضِينَ * فَوَرَبِّكَ لَنَسْأَلَنَّهُمْ أَجْمَعِينَ * عَمَّا كَانُوا يَعْمَلُونَ * فَاصْدَعْ بِمَا تُؤْمَرُ وَأَعْرِضْ عَنِ الْمُشْرِكِينَ * إِنَّا كَفَيْنَاكَ الْمُسْتَهْزِئِينَ * الَّذِينَ يَجْعَلُونَ مَعَ اللهِ إِلَهاً آخَرَ فَسَوْفَ يَعْلَمُونَ * وَلَقَدْ نَعْلَمُ أَنَّكَ يَضِيقُ صَدْرُكَ بِمَا يَقُولُونَ * فَسَبِّحْ بِحَمْدِ رَبِّكَ وَكُن مِّنَ السَّاجِدِينَ * وَاعْبُدْ رَبَّكَ حَتَّى يَأْتِيَكَ الْيَقِينُ“Ki onlar, (bir kısmına inanıp, bir kısmını inkâr ederek) Kur’an’ı da parça parça edenlerdir. Rabbine andolsun, onların hepsine yapmakta olduklarını mutlaka soracağız. Ey Muhammed! Şimdi sen, sana emrolunanı açıkça ortaya koy ve Allah’a ortak koşanlara aldırış etme. Şüphesiz biz, Allah ile beraber başka ilâh edinen alaycılara karşı sana yeteriz. İlerde bilecekler. Andolsun, onların söyledikleri şeylerden dolayı göğsünün daraldığını biliyoruz. O hâlde, Rabbini hamd ile tesbih et (yücelt) ve secde edenlerden ol. Sana ölüm gelinceye kadar Rabbine ibadet et.” ^{[Hicr 91-99]}