Şüpheli katiller ya da onlarca devrim çocuğunun ölümüne, yaralanmasına ve sakat kalmasına neden olanlar hakkında askeri mahkeme tarafından verilen göz boyayıcı hükümler, zinhar bu devrimin mağdur ve yetim olduğunun açık göstergesidir. Bu sadece karar verenlerin değil aksine devrimi ve devrimcileri temsil ettiğini iddia eden hükümet ve Kurucu Meclisin bir rezaletidir. Bunlar, Allah'ı razı edecek ve hakları sahiplerine iade eden şeri kanunlara bağlı kalmadıkları gibi, zorbaları bu tür suçlardan caydıran cezalar da vermediler. Aksine her türlü kibir, azgınlık ve meydan okuma yoluyla İslam'ın, yönetim sisteminden, anayasadan ve diğer kanunlardan dışlanmasına şiddetle özen gösterdiler. Sanki ülkede devrim, İslam'a ve onun hükümlerine karşı yapıldı. Oysa bu hükümlerin yokluğunda kitleler katledildi ve insanlar kandırıldı.

Devrime, devrimcilere, tüm samimi insanlara karşı gerçek bir saldırı kabul edilen bu hükümler ve skandal karşısında deriz ki: Yaptığınız had safhaya ulaştı. Samimi Kurucu Meclis üyeleri derhal istifa edip tüm bu hilekâr yoldan ve bize düşman Batı'dan uzak durmalıdır.

Herkes, gurur ve özgüvenle hak, dürüst ve adaletli olan İslami alternatif etrafında toplansın. Aksi halde hainler, münafıklar ve az bir pahaya kendini satanlar devrimi ele geçirir. Bunlar, bu halk ve ümmeti yeniden yağlamak, sindirmek ve talan etmek için hazır bekliyorlar.