Ümmetin devriminin bu çok önemli dönüm noktasında, servetler az ve faydalanma olanakları sınırlı gibi büyük yalanlar ortaya atıldı. Sonuç olarak insanlar, siyasi mücadeleyi sürdürmek için seferber oldular. Hortumlanan ve yağmalanan servetlerde haklarını talep ettiler. Bugün olduğu gibi devletin, halkı korumak ve işlerini gütmek için üzerine düşen görevi yerine getirmediğini ve getiremeyeceğini dile getirdiler. Bu nedenle aşağıdaki hususlara işaret etmek istiyoruz:

1- Kaynak arayışı girişimini kınamak, bunu beyhude kabul etmek ve devlete karşı kurulan bir komplo olarak algılamak, aslında gerçek komplonun ta kendisidir. Resmi yetkililer tarafından servetlerin zayi edilmesine sessiz kalmak, insanlara yapılan zulme ortak olmaktır. Bu yüzden ülkenin samimi ve onurlu insanlarını ümmetin safında yer almaya çağırıyoruz. Yer üstü kaynaklarının bir santimini bile zayi etmek, yeraltı kaynaklarını zayi etmekten pek farklı değildir.

2- Devlet, yabancı yağmacıların koruyucusu değil, ülkenin servetinin koruyucusu ve hamisi olmak zorundadır. Kaynaklar, kamu mülkiyetidir. Birey ya da bir şirketin tekeline verilemez. Ya da devlet onları çarçur edemez. Devlet, bu kaynakları Nübüvvet metodu üzere Raşidi Hilafet Devletindeki Ümmet Meclisi ve Yargının gözetimi altında şeri hükümlere uygun olarak toplumun yararına işletir.

3- Kadınlar, bu ümmetin bir parçasıdır. Erkeklerin temel ihtiyaçlarını karşılamak için acizlik şarttır. Ancak kadınların temel ve lüks ihtiyaçlarını karşılamak için acizlik bir ön koşul değildir. Cehalet, okuma yazma bilmemek ya da uzak bölgelerde yaşamak gibi bahanelerle kadınları açlığa terk etmek ya da kıyafetsiz bırakmak ve Allah’ın bir hak olarak verdiği bu servetlerden onları mahrum etmek, büyük bir suçtur. Nitekim Rasûl SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur:

الناس شركاء في ثلاث الماء والكلأ والنار“İnsanlar üç şeyde ortaktır: Su, mera ve ateş.” ^{[İbn Mace]}

Hizb-ut Tahrir, halkına yalan söylemeyen bir liderdir. Hizb, sömürgeciliğin planlarını deşifre ederek ve ajanların ihanetlerini ifşa ederek siyasi ortam, medya ve halk çevrelerinde servetler konusunu gündeme getirenlerin öncülerindendir. Allah Subhânehu ve Teâlâ’nın yardım ve inayetiyle, sonra bu ülkenin samimi insanlarının desteğiyle Hizbin erkek ve kadınları buna asla sessiz kalmayacaktır. Bir çıkar ve çalınan bir hak üzerinde asla pazarlığa tutuşmayacaktır. Aksine onların tehditleri, bir farzı yerine getirmekten Hizbi kesinlikle alıkoyamaz ve azmini kıramaz.

وَيَمْكُرُونَ وَيَمْكُرُ اللَّهُ وَاللَّهُ خَيْرُ الْمَاكِرِينَ“Onlar tuzak kuruyor, Allah da tuzak kuruyor. Allah tuzak kuranların en hayırlısıdır.” ^{[Enfal 30]}