Son günlerde Gabes kentinde Hizb-ut Tahrir’li 10 gence ulaşan tebligata göre, Gabes Yerel Mahkemesi, 05 Eylül 2016 tarihinde “otoyolda trafiği aksatmak” gerekçesiyle gençleri gıyaben 2 ay hapis cezasına çarptırdı. Haziran 2015’de Gabes’te Hizb-ut Tahrir gençlerinin düzenlediği gösterinin ardından (ki bilindiği üzere görüntüleri olan bu gösteri, il merkezi önündeki parkta yapıldı, trafiği aksatmak ile hiçbir ilgisi yok) gençler gözaltına alınmıştı. Cumhuriyet savcısı tarafından ifadeleri alınan gençler daha sonra serbest bırakılmıştı. Fakat yaklaşık 1,5 yıl sonra Tunuslu yetkililer, tozlu raflardan dosyayı indirerek yeniden açtılar ve hiçbir ön tebligat yapmaksızın gençleri gıyaben hapis cezasına çarptırdılar!

Hizb-ut Tahrir gençleri hakkındaki bu siyasi duruşma, bir ilk değil. Münevvebe ve Tunus mahkemeleri de bildiri dağıtmak suçlamasıyla Hizb-ut Tahrir gençlerini gıyaben cezaya çarptırmıştı. Kolluk kuvvetleri, Hizb-ut Tahrir’li gençlere faaliyet anında tacizlerde bulunabilir. Hizbin gençlerinin bildiri dağıtımı, protesto, kaynaşma hamleleri veya siyasi kafe gibi neredeyse tüm aktiviteleri, kolluk kuvvetlerinin tacizine maruz kalmıştır. Tunus kamuoyu, zalimlerin Hizb-ut Tahrir’e yönelik tacizlerini ve idare mahkemenin konferans düzenleyebilir kararına rağmen zalimlerin 04 Haziran 2016 tarihindeki Hizbin yıllık konferansını iptal etmelerini unutmuş değil.

Şüphesiz bu cılız iktidarın Hizbin gençlerine yönelik tacizi, iflas ve çürüme boyutunu gösterir. İktidar, saygın bir hükümet gibi değil, çeteler gibi hareket etmektedir. Defalarca ve tekrar tekrar dile getirdiğimiz gibi Tunuslu yetkililerin Hizb-ut Tahrir gençlerine yönelik tacizleri, gençlerin azim ve kararlılığını sarsamaz. Bu yüzden biz aşağıdaki hususlara dikkat çekmek istiyoruz:

1- Hiçbir parti ve kesim siyasi görüşlerinden ötürü yargılanmadığını iddia eden iktidar, külliyen yalan söylemektedir. Zira zalim ve haksız siyasi yargılamalar halen devam etmektedir. 2011 yılından bu yana onlarca Hizb-ut Tahrir genci yargılanmıştır. Yetkililer, yasalarla Hizb-ut Tahrir ile başa çıkamayacağını anlayınca, kolluk kuvvetlerinin zorbalığı ve karanlık mahzenlerde verilen gıyabi hükümlerle baş etmeye çalışmaktadır.

2- Tunuslu yetkililer ve kolluk kuvvetleri, kaba kuvvet ve sömürgeci büyükelçiliklerden gelen talimatları uygulama politikasına devam etmektedir. Hizb, sömürgeci planları deşifre etmekte, Tunus’u kontrol altına almayı amaçlayan ve Kuzey Afrika’ya egemen olmak için onu sıçrama tahtası yapmak isteyen proje ve entrikalar karşısında durmaktadır. 

3- Diğer Müslüman ülkelerde olduğu gibi Hizb-ut Tahrir / Tunus da, siyasi ve entelektüel yolla ümmet arasındaki siyasi çalışma şeri görevinden ödün vermeyecektir. Zalimler istemese de Allah Subhânehu ve Teâlâ Salih kullarını yeryüzünde halife kılma vaadini gerçekleştirene dek dünyada yüksek sesle Rasûl SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in kurduğu gibi İslam Devletini kurma davetine devam edecektir.

Bu iktidar ve arkasında duran büyükelçilikler şunu bilsin ki, bu başarısız devlet doğmadan önce bile Hizb-ut Tahrir’in kökleri yeryüzünde mevcuttu. En güçlü devletler bile Hizbi İslam ümmetini kalkındırma, bağımlılık ve sömürgecilik şekillerinden ümmeti kurtarma yolundaki seyrinden alıkoyamadılar. Hal böyleyken fasit iktidar ve sömürgeci büyükelçiliklerden talimatlar alan memur statüsündeki ajanlar, kökü sabit, feri de gökyüzünde olan bir parti ile nasıl boy ölçüşecekler?