حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Türkiye Vilâyeti
Medya Bürosu
No: TR–BA–2019–MB–TR–006 |
H. 27 Şa'bân 1440 M. Cuma, 03 May 2019 |
İşgalci İçin Mavi Marmara’da “Egemenlik Hakkını Kullandı” Demek Mirasımızı İnkâr Etmektir
2010 yılında Gazze’ye insani yardım götürmek ve Gazze ablukasını delmek için Türkiye’den yola çıkan Mavi Marmara gemisine, uluslararası sularda kanunlara aykırı bir şekilde eşkıyalar gibi saldıran Yahudi varlığı askerleri 10 Müslümanı vahşice katletmişti. Saldırıda yaralananlardan Zeki Kaya’nın Türkiye’deki mahkemelerde işgalci varlık aleyhine açtığı tazminat davasında gerekçeli karar yayınlandı. Zeki Kaya'nın tazminat talebini reddeden Denizli 1. Asliye Hukuk Mahkemesi, uluslararası sularda gerçekleşen katliamda Yahudi varlığı “İsrail”in egemenlik haklarını kullandığına hükmetti. Mavi Marmara gazisi hakkında verilen bu karar Türkiye ile Yahudi varlığı “İsrail” arasında yapılan Mavi Marmara anlaşmasının kimin lehine, kimin de aleyhine olduğunu apaçık ortaya koymaktadır.
Türkiye’nin şehitlerin kanını pazarlık konusu yaptığı Mavi Marmara anlaşmasında Yahudi varlığına şart olarak sunduğu hiçbir şey gerçekleşmemiştir. Yahudi varlığı bugüne kadar Türkiye’den ne resmi bir özür diledi ne de Gazze ablukasını kaldırdı. Aksine Türkiye’yi bu zillet anlaşmasına razı eden ABD’nin himayesinde küstahlığına ve işgalciliğine son sürat devam etti. Mescid-i Aksa’yı Müslümanlara ibadete yasakladı, Kudüs’ü sözde devletinin başkenti ilan ettiğini açıkladı. Müslümanların mübarek Mescid-i Aksa topraklarına yönelik hassasiyetini iyi bilen iktidar, Mavi Marmara’da şehit olanların ailelerine ödenecek 20 milyon dolara tazminat dedi ancak anlaşma maddelerine ödenecek paraya “bağış niteliğinde” ifadesi yazıldı. Yani Yahudi varlığını suçlarından akladı ve şehit ailelerine işgalci Yahudilerden bağış almaya mahkum etti. Bu anlaşma ile işgalci askerler aleyhine açılan tüm davaları mahkemelerinden düşürerek Yahudi varlığına teminat veren Türkiye iktidarı, şimdi Mavi Marmara gazisi Zeki Kaya’nın tazminat talebini mi kabul edecek? Hayır! Türkiye mahkemeleri açıkça Mavi Marmara gazisini suçlu bulduğunu söylüyor, işgalci için ise “Egemenlik hakkını kullandı” diyor. Yoksa Türkiye Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinde hak aramak zorunda bıraktığı Mavi Marmara mağdurlarını kendi mahkemelerinde mi haklı çıkaracaktı? Hayır!
Ey Yöneticiler! Yahudiler mübarek toprakları zorla gasp ettiler. Onların o topraklarda ne mülkiyet nede egemenlik hakları vardır, orada işgalci konumdadırlar. Onları mübarek beldeden köklerini kazıyarak çıkarmak için İslam’ın tek hükmü savaştır. Ancak siz mübarek topraklar üzerinde Yahudilere egemenlik hakkı tanıyorsunuz, onlarla Müslümanların kanları ve Filistin toprakları üzerinde tavizkar anlaşmalar yapıyorsunuz. Müslümanların hak ve hukukunu ise hiçe sayıyorsunuz.
Ey Kudüs’ü dava edinen Müslümanlar! Ey Mescid-i Aksa sevdalıları! Kudüs davası ne Türkiye ne de Avrupa mahkemelerinde görülecek bir dava değildir. Kudüs için dökülen kanların bedeli parayla ölçülmez. Kudüs’ü 20 milyon dolara satan yöneticiler değil ancak Halife Ömer ve Abdulhamid gibi yöneticiler kurtarabilir. Kudüs ancak, esaretten kurtulana dek gülmeyi unutan Selahaddin gibi komutanlar ile özgürlüğüne kavuşabilir. Kudüs ancak Hilafet ile asıl sahiplerine iade edilebilir. O halde dökülen kanların, çiğnenen onurların hesabını işgalci Yahudi varlığından soracak olan Raşidi Hilafet Devleti’nin ikamesi için çalışın.
حزب التحرير Hizb-ut Tahrir Türkiye Vilâyeti Medya Bürosu |
Adres Bilgileri ve Web Sitesi Telefon: www.hizb-turkiye.com |
E-Mail: bilgi [@] hizb-turkiye.com |