Yargıtay 9. Ceza Dairesi Hizb-ut Tahrir'in muhlis gençlerine ceza yağdırmaya devam ediyor. Bu zulüm dairesi Hizb-ut Tahrir üyesi iki kişi hakkında, Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından hükme bağlanmış iki ayrı mahkeme dosyasını aynı gün içinde onayarak zulümlerine bir yenisini daha ekledi. Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesinin 13.11.2011 tarihinde hükme bağladığı yargılamadan Yılmaz Çelik hakkında 7,5 yıl, aynı mahkemenin 07.04.2011 tarihinde hükme bağladığı başka bir yargılamadan ise yine Yılmaz Çelik ve Recep Cılız hakkında ayrı ayrı 7,5 yıllık cezayı onadı.

Peki, İslami hayatı başlatmak ve Raşid-i Hilafet Devleti'nin ikamesini gerçekleştirmek için fikri ve siyasi çalışma yaparak toplumsal ve siyasi faaliyetlerde bulunan İslami Parti Hizb-ut Tahrir'in samimi dava adamlarına bu ağır cezalar hangi suçlarından dolayı verildi? Halkı Müslüman olan bu ülkede Hizb-ut Tahrir adına kişi ve kurumlara bayram tebrik mesajı gönderdikleri için mi? Müslümanların bayramını kutlamak ne zamandan beri terör suçu olarak görülüp, karşılığında 7,5 yıl gibi ağır cezalar ile cezalandırılıyor?

24.07.2009 tarihinde Türkiye genelinde 23 ilde eşzamanlı olarak Hizb-ut Tahrir mensuplarına operasyon yapıldı ve 200'den fazla Müslüman gözaltına alındı. Bu tarihten sonraki yargılama sürecinde hem kolluk kuvvetleri hem de mahkemeler, Hizb-ut Tahrir ve üyelerine iftiralar atarak delilsiz ve mesnetsiz iddialar üzerinden suçlamalarda bulundular. Yine Hizb-ut Tahrir'e yönelik karalama kampanyasını kendisine görev edinmiş bir kesim medya ise, bu süreçte bu çirkin iftiralar ile Hizb-ut Tahrir ve Hilafet hakkında toplumda kötü bir algı oluşturmaya çalıştı. İşte bu tarihlerde "Hizb-ut Tahrir'e Atılan Çirkin İftiralar ve Karalama Kampanyalarına Reddiye" konulu videoda Yılmaz Çelik, bu iftiraların ve iddiaların hepsine somut delillerle cevap verdi. İşte zulüm mahkemeleri bu cevaplandırmayı yaptığı için Yılmaz Çelik hakkında 7,5 yıl, hazırlanan bu videonun CD'sini Müslümanlara dağıtarak gerçeği görmelerini istediği için ise Recep Cılız hakkında da 7,5 yıl olmak üzere toplamda 15 yıl gibi ağır bir ceza verdi.

Ey samimi dava adamlarını haksız yere cezalandıranlar! Ey Müslümanlara zulüm yağdıran mahkemelerin heyetleri! Biz çirkin iftiralarınıza cevap verdik. Siz ise sessiz kaldınız ve otoritenin size verdiği yargı gücünü kullanarak zulmettiniz. Biz kazananlardan olduk. Siz ise ziyanda olan ve kaybedenlerden oldunuz. Biz zalim sultan karşısında hakkı savunanlardan olduk. Siz ise kendi elinizle koyduğunuz kanunlarınızı çiğneyip zulmün ortakları oldunuz.

Ey Türkiye'nin Yöneticileri! Sizin adalet anlayışınız nerede? Müslümanlara yönelik bu hukuksuzluğu ve zulmü ne zaman durduracaksınız? Bu sistemin adalet anlayışında güçlüler ve iktidarlar üzerinde nüfuz sahibi olanlara uygulanan hukuk ile bizim gibi insanlara uygulanan hukuk hiçbir zaman bir olmadı. Yani hukukun üstünlüğü ilkesi, üstünlerin hukukuna dönüştü! Yoksa siz de buna rıza gösterenlerden mi olacaksınız? Öyle değilse İslam'ın adaletinin tesisi için daha ne bekliyorsunuz?

Ey Müslümanlar! Sizin bir parçanız olan, içinizde sizinle beraber hayrın peşinde koşan ve sizlerin Raşid-i Hilafet'in ikamesi ile izzete ve şerefe kavuşacağınızı vaat eden Hizb-ut Tahrir'in samimi dava adamlarına yönelik bu hukuksuzluğa sessiz kalmayın. Bu yargı zulmüne dur deyin.

Rasulullah ^{[Sallallahu Aleyhi ve Sellem]} şöyle buyurdu: يُفْلِتْهُ لَمْ أَخَذَهُ إِذَا حَتَّى لِلظَّالِمِ لَيُمْلِي اللَّهَ إِنَّ "Allah, zalime mühlet verir. Ama onu bir de yakaladı mı bir daha bırakmaz."