Hizb-ut Tahrir / Türkiye Vilayeti, 18 Eylül 2014 tarihinde başlattığı "Hizb-ut Tahrir'e Yönelik Yargı Zulmüne Dur De" başlıklı kampanyanın, 20 Ekim 2014 tarihinde başlayan ikinci aşamasının da tamamlandığını kamuoyuna duyurur.

20 Ekim 2014 tarihinde başlatılan imza kampanyası, 30 Kasım 2014 tarihinde tamamlandı ve bu kırk günlük süre zarfında 74.001 kişi attıkları imzalar ile Hizb-ut Tahrir'e yönelik yargı zulmüne dur dedi.

Öncelikle, Raşidi Hilafet Devleti'nin yeniden ikamesi için tüm dünyada faaliyet gösteren, cebir ve şiddet yöntemini kullanmayı kesinlikle reddedip fikri ve siyasi çalışma yapan İslami parti Hizb-ut Tahrir'e yönelik yargı zulmünün bir an önce bitmesi için imza kampanyasına katılarak, Hizb-ut Tahrir'li kardeşlerine destek veren tüm duyarlı Müslümanlara, kampanyaya sosyal medya ve internet üzerinden destek veren gazeteci ve yazarlara, son olarak da imza kampanyasına kurumsal anlamda destek veren siyasi parti ve sivil toplum kuruluşlarına şükranlarımızı sunuyoruz.

Bu süre zarfında Müslümanlar, attıkları imzalarla Hizb-ut Tahrir'li kardeşlerine destek olup yargı zulmüne karşı dururlarken, uğradıkları zulmü ortadan kaldırmak isteyen Hizb-ut Tahrir'li gençler yeni zulümlerle karşılaştı ve bazı bölgelerde imza kampanyası kapsamında stant açtıkları için gözaltına alındılar. Emniyet güçleri tarafından 9 Kasım'da Ankara Keçiören'de 6, 16 Kasım'da yine Ankara Yenimahalle'de 2,  21 Kasım'da Malatya'da 3, 22 Kasım'da Siirt'te 1 ve yine 22 Kasım'da Bursa'da 6 kişi olmak üzere toplamda 18 kişi gözaltına alınarak haklarında yasal işlem yapıldı.

İşte böyle bir baskı ortamında toplanan imzalar ise, 10.12.2014 tarih ve 32429 sayılı dilekçe örneği ile birlikte TBMM Dilekçe Komisyonu Başkanlığına, Hizb-ut Tahrir yargılamaları hakkında yapılan hukuksuzlukların ve hak ihlallerinin araştırılması amacıyla bir araştırma komisyonu kurulması talebiyle teslim edildi.

Hizb-ut Tahrir / Türkiye Vilayeti olarak; karşılığı ve bedeli her ne olursa olsun bu ulvi yoldan asla dönmeyeceğimizi, Rasûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in müjdelediği nübüvvet minhacı üzere Raşidi Hilafet Devleti kurulana dek hak üzere sebat edeceğimizi, hedef ve metodumuzdan zerre kadar sapmayacağımızı bir kez daha ifade ediyoruz. Daha önce de belirttiğimiz gibi, biz kimseden merhamet veya adalet beklemiyoruz. Zira adalet, sadece ve sadece İslam ahkâmının tatbiki neticesinde ortaya çıkacaktır. İslam nizamı, tam ve kapsamlı bir şekilde hayatın her alanında uygulanmadıkça dünyanın hiçbir parçasında adalet tesis edilemez. Dolayısıyla mevcut sistem içinde beklentimiz adalet değil, süregelen haksızlık ve hukuksuzluğun giderilmesidir. Bu da her nerede olursa olsun, tüm insanların en tabii haklarından biridir. Bu nedenle yapılan bu yargı zulmü karşısında sessiz kalmayacak ve İslam'a göre meşru olan her zeminde hakkımızı arayacağız.