19 Haziran 2015 Cuma günü düzenlenen ve 10 binden fazla Müslümanın katıldığı “Hizb-ut Tahrir’den Genel Olarak İslam Ümmetine Özel Olarak Güç ve Kuvvet Ehline Yönelik Sondan Önceki Çağrı” başlıklı amelimiz, irili ufaklı birçok medya organında geniş çapta yer buldu. Bunların bazıları objektif habercilik ilkeleri gereği konuyu haberleştirirken, bazıları da İslam’a ve Müslümanlara olan kinlerinden dolayı hakikatle, habercilikle ve adaletle bağdaşmayacak şekilde haberler yaptılar. Bu nedenle Hizb-ut Tahrir Türkiye Medya Bürosu olarak şu hususları kamuoyu ile paylaşmak istiyoruz.

1- Hilafetin yeniden ikamesine yönelik yaptığımız “Sondan Önceki” bu çağrı, kimilerinin söylediği gibi bu kadim toprakların yabancı bir unsuru değildir. Bilakis Rasulullah’ın müjdesine nail olmak üzere İslam orduları tarafından birçok kez kuşatılan ve Allah Allah nidalarıyla fethedilen bu topraklar, İslam ile yoğrulmuş, şehit kanlarıyla mayalanmış ve Osmanlı Hilafet Devletinin son başkenti olmuştur. Şanlı ecdadımız bu topraklardan üç kıtaya Hilafet ile hükmetmiş ve İslam’ın sancaktarlığını yapmıştır. Oysaki ruhuna Fatiha okumanıza az kalan demokratik laik sisteminiz ise yabancı bir unsur, habis bir ur ve gayri İslami bir sistemdir.

2- Müslümanların gölgesi altında ferahladığı ve inşallah yeniden ferahlayacağı Rasulullah’ın sancakları Müslümanlara yabancı değildir. Bu bayraklar Müslümanların 1400 yıldır kullandığı bayraklardır. Sykes Picot anlaşmaları gereği ortaya çıkan ulus devletlerin bayrakları gibi değildir.

3- On binden fazla Müslümanın katılımıyla Fatih Camiinden Saraçhane Meydanına kadar gerçekleşen yürüyüşte, ne bir canlıya, nede bir kamu malına asla zarar verilmemiştir. Ayrıca yaklaşık bir saat süren yürüyüş boyunca ve meydanda yapılan açıklamalar esnasında hiçbir üçüncü şahsa hakaret edilmemiştir. Zira Müslümanların kurtuluşuna vesile olmak için gece gündüz demeden tüm zorluklara göğüs gererek çalışanlardan ne bir insana, ne bir bitkiye, nede canlı cansız Hiçbir varlığa asla zarar gelmez.

4- Kendilerine küçücük köşeler bulmanın enaniyeti ile sevinen, ancak irapta mahalli olmayan bazı yazar müsveddelerine cevap dahi vermeye tenezzül etmiyoruz. İslam’a ve Müslümanlara düşman olanlara verdiğimiz rahatsızlıktan dolayı da Rabbimize hamd ediyoruz.

5- Bu güne kadar yüzlerce basın açıklaması, konferans, panel, yürüyüş vb. etkinlikler yapan Hizb-ut Tahrir'in hiçbir amelinde kargaşa ve taşkınlık yapılmamıştır. Dolayısıyla mübarek Ramazan ayında oruçlu Müslümanlara polisin müdahale etmemesinden rahatsız olanlar, ya bu gerçeklerden bihaberdir ya da pak amelimizi kirli siyasi amaçlarına malzeme yapmak istemektedirler. Oysaki yaptığımız sıcak ve samimi çağrı, bu tür tüm kirli planlardan fersah fersah uzaktır. Çünkü Hizb-ut Tahrir tarafından yapılan “Sondan Önceki” bu çağrı sadece Türkiye’de değil, Endonezya, Pakistan, Bangladeş, Suriye, Lübnan, Ürdün, Tunus, Yemen, Sudan ve Mescidi Aksa’nın da aralarında bulunduğu birçok ülkede eş zamanlı olarak yapılmıştır.

Bu sıcak “Sondan Önceki” çağrı; Müslümanları sevindirmiş, umutlarını yeşertmiş ve kendilerine olan güvenlerini artırmıştır. İslam’dan ve onun yeniden hayata hâkim olmasının metodu olan Hilafet’ten rahatsız olan seküler kafalı demokratların ise, yeis ve korkuya kapılmalarına sebep olmuştur. Rabbimizden çağrımızı hayırla sonuçlandırmasını ve bu amelin maksadı olan nusreti ile bizleri buluşturmasını niyaz ediyoruz.

وَيَوْمَئِذٍ يَفْرَحُ الْمُؤْمِنُونَ بِنَصْرِ اللَّهِ يَنْصُرُ مَنْ يَشَاءُ وَهُوَ الْعَزِيزُ الرَّحِيمُ

“O gün Allah’ın zafer vermesiyle müminler sevinecektir. Allah, dilediğine yardım eder.

O, mutlak güç sahibidir, çok merhametlidir.” ^{[Rum 4-6]} “O gün Allah’ın zafer vermesiyle müminler sevinecektir. Allah, dilediğine yardım eder. O, mutlak güç sahibidir, çok merhametlidir.” ^{[Rum 4-6]}