Barışçıl toplantılar yapmak ve düzenlemek, Ukrayna'da insanların meşru bir hakkıdır ve bunu güvence altına alma sorumluluğu devlet makamlarına aittir. Fakat Müslümanlara gelince yetkililer, tamamen farklı kanunlara göre hareket etmektedirler. Bu ise en hafif tabiriyle hayret verici bir durumdur.

Özellikle değinmek gerekirse İslami bir parti olan Hizb-ut Tahrir'in düzenlemek istediği 4 toplu faaliyet yasaklanmıştır. Sivil otoriteler, -her zaman olduğu gibi- kof ve komik argümanlarla Müslümanların bakış açılarını ifade etmelerini yasakladılar ve hizbin, mahkemeler kanalıyla bakış açısını ifade etme hakkını elde etme girişimleri hiçbir sonuç vermedi.

Kırım bölgesi idari mahkemesi, son yürüyüş de dahil yürüyüşleri ve diğer faaliyetleri yasaklarken meşru olmayan peş peşe yasalara aykırı kararlar aldı. Zira yürüyüşü organize edenler, defalarca mahkemeyi yürüyüşün barışçıl olduğuna ikna etmeye çalıştılar.

Bu defaki yasaklama gerekçesi ise yetkililerin barışçıl toplanma eylemi sırasında güvenliği sağlayamamasıydı!

Ayrıca yetkililer, 05-06 Haziran tarihleri arasında Krasna Gharski bölgesinde, Dzhankoy ve Aluşta şehirlerinde hizbin destekçilerine ve diğer Müslümanlara baskı yaparak tutuklamalarda bulundular ve gereksiz önleyici tedbirler şeklinde aramalar yaptılar.

Dolayısıyla açık bir şekilde Ukraynalı yetkililerin sağduyuya ve mevcut yasalara aykırı bir şekilde Müslümanlara karşı alenen ayrımcılık yapmaya meylettiklerini ve barışçıl gösteriler düzenlemelerine izin vermediklerine şahit olduk.

Bu tür yıkıcı tutumlar, etnik din grupları arasındaki gergin ilişkilerin karmaşık bir şekilde artmasına katkıda bulunmaktadır.

Bu bağlamda Hizb-ut Tahrir / Ukrayna, karar vericileri, Kırım Yarımadası'ndaki Müslümanlara karşı barışçıl kararlar almaya, yapıcı tavırlar takınmaya, tek taraflı çatışmacı yöntemi terk etmeye, her türlü ayrımcı ve korkutma şekillerini durdurmaya ve Müslümanlara muamele ederken uluslararası olumsuz eğilimlerden etkilenmemeye davet eder.