Husi Grubuna bağlı Al-Thawra gazetesi, 27 Aralık 2020’de “Kanlarını ve canlarını vatan, hak değerler ve adalet uğruna adayanların yıldönümü” başlığı altında şehidin yıldönümü haberine yer verdi. Husiler, her yıl kontrollerindeki bölgelerde şehit olmanın yıldönümünü kutlarlar. İslam ülkelerindeki bazı rejimler gibi ülkenin her yerinden onun için paralar ve takipçiler toplarlar. Her rejim, bunun için bir gün belirler. Bu vesileyle şehit sözcüğünü çıkarlarına ve yönelimlerine uygun şekilde uyarlarlar.

Yemen’de çatışmanın tarafları arasında ölenlerin neredeyse tamamı, vatan ve görev şehidi olarak tanımlanır. Taraflar, ölülerini dillere destan eylerler, sadece kendilerinin ölülerini şehit olarak göstermeye çalışırlar. Şiddetli düşkünlükleri nedeniyle bu, Husi milisler katında özel bir durum haline gelmiştir. Diğer taraf nazarında da durum neredeyse aynıdır.

Husi grubuna soruyoruz: Ali Salih ve mücrim Ali Muhsin’in altı gün savaşlarından bu yana sizin ölüleriniz ile diğer tarafın ölüleri arasındaki fark nedir? Dahası cumhuriyetin kuruluşundan bugüne kadar sizden öncekilerin ölüleri arasındaki fark nedir? Hedefler ve amaçlar aynıdır. Sizden öncekiler gibi siz de canlarınızı, vatan uğruna, cumhuriyet sistemini, insan yapımı anayasayı, Sykes-Picot sınırlarını koruma uğruna feda ettiniz. Daha genel bir ifadeyle canlarınızı İslam’ı hayat sahasından dışlamak uğruna feda ettiniz. Savaşlarınız, tarafların, Yemen’de çatışan sömürgeci efendileri Batı ülkelerinin planlarını uyguladığı çıkar savaşları değil mi? Böylece şehitlik, Yemen’de savaşan taraflar katında sömürgeci Batının projelerinin yürütücüleri haline gelmedi mi?

Şüphesiz Allah katında şehidin konumu büyüktür. Bu mertebe, Allah Subhânehu ve Teâlâ’nın sadık kullarına bir mükâfatıdır. Onlar ki La İlahe İllallah kelimesini yüceltmek için Allah yolunda kâfirlere karşı savaşırlar. Allah, makbul gördüğünde yolunda öldürenler için büyük bir mükâfat ve büyük bir sevap hazırlamıştır. Öyle ki Allah, gösteriş için ya da dünya arzusu için kâfirlere karşı savaşa çıkanları kabul etmez. Ebu Musa El Eş Ari’den rivayet edildiğine göre

أَنَّ رَجُلًا أَعْرَابِيًّا أَتَى النَّبِيَّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ ، فَقَالَ : يَا رَسُولَ اللَّهِ ، الرَّجُلُ يُقَاتِلُ لِلْمَغْنَمِ ، وَالرَّجُلُ يُقَاتِلُ لِيُذْكَرَ ، وَالرَّجُلُ يُقَاتِلُ لِيُرَى مَكَانُهُ ، فَمَنْ فِي سَبِيلِ اللَّهِ ؟ فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ مَنْ قَاتَلَ لِتَكُونَ كَلِمَةُ اللَّهِ أَعْلَى ، فَهُوَ فِي سَبِيلِ اللَّهِ“Peygambere SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in yanına bir bedevi geldi ve “Ya Rasûlullah! Bir adam ganimet için savaşıyor; bir başkası kendinden bahsedilsin diye savaşıyor; bir diğeri de kahramanlıktaki yerini göstermek için savaşıyor. Şimdi kim Allah yolundadır? diye sordu. Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem: “Kim Allah’ın dini daha yüce olsun diye savaşırsa, sadece o Allah yolundadır” buyurdu.” Ebu Hurayra’dan rivayet edildiğine göre

سمعت رسول الله -صلى الله عليه وسلم- يقول: إن أول الناس يُقضى يوم القيامة عليه رجُل اسْتُشْهِدَ، فأُتي به، فعرَّفه نِعمته، فعرَفَها، قال: فما عَمِلت فيها؟ قال: قَاتَلْتُ فيك حتى اسْتُشْهِدْتُ. قال: كَذبْتَ، ولكنك قَاتَلْتَ لأن يقال: جَرِيء! فقد قيل، ثم أُمِرَ به فَسُحِب على وجهه حتى أُلقي في النار “Ben, Rasûlullah şöyle buyururken işittim: “Kıyamet günü hesabı ilk görülecek kişi, şehit olmuş bir kimse olup huzura getirilir. Allah Teâlâ ona verdiği nimetleri hatırlatır, o da hatırlar ve bunlara kavuştuğunu itiraf eder. Allah Teâlâ buyurur: “Peki bunlara karşılık sen ne yaptın?” O da “Şehit düşünceye kadar senin uğrunda cihat ettim.” Der. Allah Subhânehu ve Teâlâ buyurur: “Yalan söylüyorsun. Sen, cesur adam desinler diye savaştın, o da denildi. Sonra emrolunur da o kişi yüzüstü cehenneme atılır.” Hal böyleykenpeki, sömürgeciliğin bize getirdiği sınırların, sistemlerin ve anayasaların statüsünü korumak uğrunda öldürülenler nasıl olacak?

Allah yolunda savaş, Ukab bayrağı, Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in bayrağı, kâfirlere karşı savaşan, hakkı ve adaleti yayan, Müslümanlarını kanlarını ve aralarındaki savaştan canlarını koruyan Nübüvvet metodu üzere ikinci Hilafet bayrağı altında savaşmaktır. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu:

وَلَا تَحْسَبَنَّ الَّذِينَ قُتِلُوا فِي سَبِيلِ اللَّهِ أَمْوَاتاً بَلْ أَحْيَاءٌ عِندَ رَبِّهِمْ يُرْزَقُونَ “Allah yolunda öldürülenleri sakın ölü sanmayın. Bilakis onlar diridirler; Rableri yanında rızıklara mazhar olmaktadırlar.” ^{[Bakara 169]}