08 Haziran 2022 Çarşamba günü Sana’a merkezli hükümete ait günlük Al-Thawra gazetesi, 200 riyal yerel para birimi cinsinden işlem yapmayı reddedenlere yönelik Sana’a’daki Merkez Bankası’nın bir uyarısını yayınladı.

Tüm banknotların içsel gücü vardır ya da içsel güce dayalıdır. Diğer bir deyişle banknotların, altın ve gümüş gibi insanlar için takdire şayan bir değeri olur. Riyal gibi günümüzde dolaşımda olan banknotlara gelince, sadece yasal değeri vardır. Yani içsel bir değeri yoktur ve içsel güce de dayalı değildir. Daha çok değişim aracı olarak adlandırılan bir para birimidir. Bu para biriminin mübadele aracı olma gücü, kanundan gelmektedir. Bu mübadele aracı ile mal ve emek elde edilmektedir.

Banknotun nominal değeri ile gerçek değeri arasındaki farkı anlamanın en iyi örneği şudur: 1971 yılında Merkez Bankası, Sana’da kurulduğunda, nominal değeri bir riyal olan bir banknot çıkardı. O sırada Yemen’de dolaşımda olan “Maria Theresa Thaler” gümüş riyale eşitledi. Sonuç olarak, Merkez Bankası, insanların elindeki 28 gram ağırlığındaki 835 ayar gümüş riyalleri, mürekkep basılı bir banknot karşılığında piyasadan çekti! Bugün, 2022’de Maria Theresa riyali, 28 gram gümüş ağırlığında içsel değeri olan yaklaşık 6000 riyale denktir. Yasal olarak zorunlu bir banknotun basılması, -Merkez Bankası’nın ihracına güvenip gümüş riyallerini kâğıt para ile değiştiren- insanların parasının boşa gitmesine neden oldu. Böylece ister Merkez Bankası isterse bir başkası izin vermiş olsun insanların elindeki paralar batıl yolla yok edildi.

Dünya, altın ve gümüş paralarla işlem yapıyordu. Sonra altın ve gümüş standardına geçti. 1971’de ABD Başkanı Richard Nixon, altın ve gümüş standardını kaldırdı, bir ons altının değerini 35 ABD doları olarak belirleyen Bretton Woods Konferansı’nın kararlarını iptal etti. Altın standardının kaldırılmasıyla birlikte zorunlu banknotlar tedavüle girdi. Tüm dünyanın izlediği bu ekonomik işlemle insanların parası boşa gitti. Bu, kapitalist ekonominin çöküşünün ve yıkılışının bir işareti ve göstergesidir.

Bunun için diğer hayat sistemlerinin yanı sıra İslam’daki ekonomik sistemi yürürlüğe koymalıyız. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu:

يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا اسْتَجِيبُوا لِلَّهِ وَلِلرَّسُولِ إِذَا دَعَاكُمْ لِمَا يُحْيِيكُمْ“Ey iman edenler! Size hayat verecek şeylere sizi çağırdığı zaman, Allah ve Rasûl’üne icabet edin.” ^{[Enfal 24]} Hayat işlerini, kâinat, insan ve hayatın Yaratıcısından gelen bir sistemle düzenlemeliyiz. Böylelikle Hizb-ut Tahrir’in uğrunda çalıştığı Nübüvvet metodu üzere ikinci Raşidi Hilafet Devletinin gölgesi altında hayat dosdoğru olacaktır. Hizb-ut Tahrir, İslam Şeriatından türetilen ve bugün hayatın tüm sorunlarına çözümler getiren bir anayasa taslağı hazırlamıştır. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu:

وَابْتَغِ فِيمَا آتَاكَ اللَّهُ الدَّارَ الْآخِرَةَ وَلَا تَنسَ نَصِيبَكَ مِنَ الدُّنْيَا وَأَحْسِن كَمَا أَحْسَنَ اللَّهُ إِلَيْكَ وَلَا تَبْغِ الْفَسَادَ فِي الْأَرْضِ إِنَّ اللَّهَ لَا يُحِبُّ الْمُفْسِدِينَ “Allah’ın sana verdiği şeylerde ahiret yurdunu ara. Dünyadan da nasibini unutma. Allah’ın sana iyilik yaptığı gibi sen de iyilik yap ve yeryüzünde bozgunculuk isteme. Çünkü Allah, bozguncuları sevmez.”^{[Kasas 77]}