19 Şubat 2024 Pazartesi günü Yüksek Siyasi Konsey Başkanı Mehdi El-Meşat, ABD ve İngiltere’yi Yemen’e düşman ülkeler olarak sınıflandırdı. Karar, Sana’daki Temsilciler Meclisi’nde yasalaştıktan sonra ve Husilerin “özel olarak belirlenmiş küresel terörist grup” olarak kategorize edilmesinin yürürlüğe girmesinden birkaç gün sonra geldi.

Amerika ve İngiltere, Allah’ın yedi kat sema ötesinden gelen hükmüne göre İslam ve Müslüman düşmanı harbi iki ülkedir. Husiler, ABD’nin kendilerini özel olarak belirlenmiş küresel terörist grup olarak sınıflandırmasının ardından mı bunun farkına vardılar? Yoksa bu eylem bir tepki mi? Husilerin, Kızıldeniz’de kan dökmek istememesi gerçekten yürek parçalayıcıdır. Husilere bağlı El Mesire TV’ye göre, “İngiliz gemisi Ruby Mar’ın mürettebatı gemiyi sağ salim terk etmeyi başardı”. Husilerin sözcüsü Muhammed Abdüsselam Reuters’a yaptığı açıklamada, “Kızıldeniz ve Arap denizindeki operasyonlarımızda tek bir damla kan bile akmadı.” dedi. ^{(20.01.2024 Es Sevra)} ABD ve İngiltere, 12 Ocak 2024 tarihinden bu yana Yemen’e hava saldırısı düzenleyerek kan dökmektedir. Peki bahsettiğiniz mütekabiliyet esası nerede? Müslümanlar yıllardır kendi aralarında fitne savaşlarıyla boğuşurken, ABD ve İngiltere gece gündüz Yahudi varlığını desteklemektedir. Müslümanlar, bu büyük hatanın farkındalar mı?! Müslümanlara pusu kuran İslam ve Müslüman düşmanlarıyla savaşmamanın ne demek olduğunu biliyorlar mı? Gazze ablukasını kaldırmak için Amerikan ve İngiliz gemilerinin hedef alındığını söylemeniz büyük bir hatadır!

İngiltere’nin İslam ve Müslüman düşmanlığı, Kudüs’e karşı Haçlı Seferlerine katılmasından, Müslüman ülkeleri işgal etmesinden, entrikalarından, savaşlarından ve Hilafeti yıkmasından bu yana aşikârdır. Amerika da Avrupa’nın soyundan gelmektedir. 1492’den beri dünyanın dört bir yanındaki Müslümanların izini süren, 1795’te Akdeniz’de Müslümanlar ile savaşan, Birinci Dünya Savaşı’nda Müslümanlara karşı Avrupalıların yanında yer alan, İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra Müslüman ülkeleri sömürgeleştirmeye başlayan Endülüs’teki Kastilya ve Aragon kralları Isabella ve Fernando’nun torunlarıdır. Gerçeklikleri ve 2001 yılından günümüze kadar (terörizm) adı altında İslam’a ve Müslümanlara karşı önderlik ettikleri Haçlı savaşı deşifre olmuştur. ABD ve İngiltere, Müslüman ülkeleri işgal ederek siyasi nüfuzlarını genişletmişler ve topraklarını genişletmek için ajanları elleriyle Müslümanlarla mücadele etmektedirler. 

Fiili harbi kafirler oldukları için Amerika ve İngiltere ile ilişkiye girilmemesi, Cenevre, Stockholm, Kuveyt, Sana’a ve Muskat’taki temsilcileriyle görüşülmemesi, onlara gidilmemesi, bugün olduğu gibi onlara uluslararası hukuk ve uluslararası ilişkilere göre davranılmaması farzdır! Onlara düşmanlık yapmak, siyasi, ekonomik, askeri ve diğer Yemen’deki tüm iplerini kesmek anlamına gelir. On yıl önce böyle bir fırsat yok muydu? Şimdi mi geri geldi?

يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا لَا تَتَّخِذُوا الْيَهُودَ وَالنَّصَارَى أَوْلِيَاءَ بَعْضُهُمْ أَوْلِيَاءُ بَعْضٍ وَمَن يَتَوَلَّهُم مِّنكُمْ فَإِنَّهُ مِنْهُمْ إِنَّ اللهَ لَا يَهْدِي الْقَوْمَ الظَّالِمِينَ “Ey iman edenler! Yahudileri ve Hristiyanları dost edinmeyin. Zira onlar birbirinin dostudurlar. İçinizden onları dost tutanlar, onlardandır. Şüphesiz Allah, zalimler topluluğuna hidayet etmez.” ^{[Maide 51]}

Allah insanları; Muhammed SallAllahu Aleyhi ve Sellem ve son Risâlet’ine inanan Müslümanlar ile inanmayan kâfirler olarak sınıflandırmıştır. Sonra da kâfirleri, İslam’a düşman olan ve Müslümanlarla savaşan fiili harbi kafirler ve İslam’a düşmanlık etmeyen ve Müslümanlarla savaşmayan hükmen harbi kafirler olarak ikiye ayırmıştır.

Hizb-ut Tahrir, Müslümanların işlerini gütmek ve gayrimüslimlerle ilgilenmek gibi tüm dünyaya bakan bir zihniyete sahiptir. Partinin çağrıda bulunduğu Hilafet Devleti, İslam’ın yönetim sistemidir, İslam’ın hükümlerini kapsamlı ve inkılabı bir şekilde uygulayacak ve Müslümanları tek çatı altında birleştirecektir. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurmuştur:

وَاعْتَصِمُوا بِحَبْلِ اللهِ جَمِيعاً وَلَا تَفَرَّقُوا “Hep birlikte Allah’ın ipine (Kur’an’a) sımsıkı sarılın. Parçalanıp bölünmeyin.” ^{[Ali İmran 103]}